Sağlıkta bitmek bilmeyen sorunlara her gün bir yenisi daha eklenirken ve vatandaşlar umutsuzca randevu almaya çabalarken, özellikle acil servislerde yaşanan şiddet olaylarına çözüm oluşturabilecek bir öneri Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala’dan geldi.
Sosyal medyasında bir dizi tweet paylaşan Pala, çözümün ilk ayağı olarak acil servislerdeki ‘yeşil alan’ uygulamasının kaldırılmasını öneriyor.
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın açıklamaları şöyle:
“Yeşil Alan, ‘ayaktan başvuran, genel durumu itibariyle stabil olan ve ayaktan tedavisi sağlanabilecek basit sağlık sorunları bulunan hastalar’ için acil servislerde ayrılan yer olarak tanımlanıyor ülkemizdeki mevzuatta. Yanlış bir uygulama, çünkü ‘acil, tıbbi bakıma ihtiyaç duyan’ kişilerin kabul edilmesi gereken bir yerdir. Acil tıbbi bakıma ihtiyacı olmayan kişilerin kabul edilmesi, acil vakaların tanısı ve tedavisini aksatır.
Dünyada acil servislerde yeri olmayan ‘Yeşil Alan’ uygulaması ülkemizde neden var?
Çünkü, sağlık hizmeti ihtiyacına yanıt veremiyor. Sosyal güvenlik kapsamı dışında kalanlar, prim borcu olanlar, katkı payı ödeyemeyenler, randevu alamayanlar… Acil olmadıkları halde soluğu acil servislerde alıyor.
Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere sakıncalarını göz ardı ederek ayakta tedavisi sağlanabilecek hastaların da acil servislerde bakılmasını ve tedavi edilmesini istiyor, sağlık sisteminin yetersizliğini gizlemek için. Türkiye dünyada nüfusundan fazla acil servis başvurusu olan tek ülke! Bazı kamu hastanelerinde hastaların yarıdan fazlasını acile yapılan başvurular oluşturuyor. Acilde çalışan hekimler de haklı olarak başvuran herkese bakmaya çalışıyor, tetkikini yapıyor, tedavisini düzenliyor…
Bu durum kabul edilemez. Acil servislerde çalışanların seslerine kulak verilmeli, önerileri değerlendirilmeli; YEŞİL ALAN uygulaması hemen sonlandırılmalıdır!”
Özetle, randevu sistemi çoktan çökmüş olan sağlık hizmetlerinin bir biçimde yürümesi için şimdiye kadar poliklinikte tedavi edilmesi gereken hasta yükü acil servislerle paylaşılmış ve buna ses çıkarılmamış.
Ancak yük artmaya devam ettikçe ve poliklinikler de devlette çalışan doktor sayısının azalması nedeniyle kapanmaya devam ettikçe acilin yükü her zaman olduğundan çok daha fazla artmış. Hayliyle bu durum hastayla doktorun daha fazla ve daha gergin ortamlarda karşı karşıya kalmasına neden oluyor.
Yanlış uygulamalar nedeniyle çöken sağlık sistemini ayakta tutmak için sadece doktorların çabası, hastaların sabrı yeterli olmuyor. Sonrasında ise artık sıklıkla şahit olduğumuz, ekranlarda gördüğümüz şiddet olaylarının yaşanması geliyor gündeme.
Çok acı, ancak vatandaşa tüm bu yaşananların sistemin çöküşü olduğunu anlatmanın başka yolu var mı bilemiyorum…
KARABIYIK: BİR NESİL YOK EDİLİYOR!
Bir ‘sistem çöktü!’ doğrulaması da eğitimden…
Geçtiğimiz günlerde açıklanan üniversite giriş sınavında nedenini bilmediğimiz bir biçimde barajın da kaldırılmasının ardından yaşanan yığılmayı hepimiz gördük. Sonuçlar ise içler acısı!
Cumhuriyet Halk Partisi Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık da yaptığı basın açıklamasıyla YKS sonuçlarını değerlendirdi.
CHP’li vekil, “YKS’ye giren 3.008.287 öğrenciden yüzde 3,2’si yani yaklaşık 96 bin öğrenci 100 puanı aşamamıştır. Önceki yıllarda 100 puanı geçemeyen aday sayısı 2019’da 18 bin, 2020’de 15 bin, 2021’de 23 bin idi. 2022’de sınava giren aday sayısı 2021’den 615.004 fazladır; ancak 100 puanı geçemeyen aday sayısı bir yılda yüzde 308 artmıştır.
Üniversite giriş sınavlarındaki başarısızlık ve soruları doğru yapma oranlarına baktığımıza, bu sonuçlar bir neslin yok edildiğinin belgesi niteliğindedir!” dedi.
Ülkemizde tüm diğer alanlarda olduğu gibi eğitimde de varsıl olanlar ve yoksul olanlar arasındaki makas giderek açılıyor, hatta derin bir uçuruma dönüşüyor.
Bir yanda fiyatları yıllık 300 bin liraları bulan özel üniversitelere çocuklarını göndermeye hazırlanan veliler varken diğer yanda sadece KYK bursu ile çocuklarının nasıl üniversiteyi okuyacağını hesaplamaya çalışan veliler duruyor.
Tüm bu olanlar toplum barışını bozacak önemli etkenlerdir! Dikkat etmek gerek!