Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Kendi toprağımıza değil, Venezuela’ya yatırım!

Norm Haber ekranlarındaki ‘Ortak Akıl’da bu hafta Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak’ı ağırladım.

Pandemi süreci ile başlayan ve vatandaşın sırtına gıda fiyatları konusunda ciddi bir yük bindiren yanlış politikalar nedeniyle tarımın nereden nereye geldiğini, aslında neler yapılması gerektiğini konuştuk bu vesileyle.

Öncelikli olarak şunu belirtmem lazım ki, dünden bugüne yaşananların sonucunda varmış değiliz bu noktaya. Dr. Fevzi Çakmak da beni bu konuda destekliyor. 1980’li yıllardan itibaren yürütülen yanlış politikaların tarımı bitirme noktasına geldiğinde ikimiz de hemfikiriz.

Tarım desteğinin azaltılması, KİT’lerin kapatılması ya da satılması çiftçinin zarar hanesine yazdı hep.

2004 yılında çıkan büyükşehir yasası ile beraber köylerimiz, köylümüz yok edildi, herkes şehirli oldu, köyde yaşam bitirildi, koşullar iyileştirilmedi ve bunun sonucunda da genç nüfus şehirlere göçmeye başladı. Köylerde 55 yaş ve üzeri nüfus kaldı, bir süre sonra bu nüfus ile tarım yapılamaz hale geldi. Bundan sonra bizi daha ciddi sorunlar bekliyor!” diyor Çakmak.

1990 yılından bugüne 4.5 milyon hektar arazinin tarım dışında kaldığına dikkat çeken konuğum;

“Son 20 yılda tarımı yönetenlere bakıldığında, tarımın içerisinden gelen insan olmadı. Hep tarımın dışında insanlar tarımı yönetmek için görevlendirdiler. Liyakatli insanları göreve getirmez, siyasi beklentiler ile kararlar alırsanız sonuç kaçınılmaz olur. Tarım siyasetin bulaştırılacağı ve ötekileştirileceği bir sektör değil, ama biz öyle yaptık. Pandemi sürecinde bütün sektörlere destek verilirken, destek verilmeyen tek sektör tarım sektörü oldu!” sözleri dikkat çekiciydi.

Çok konuşulan Venezuela’da tarım yapma fikrini de sordum kendisine. İlk olarak Venezuela’nın iç karışıklıklarla boğuşan bir ülke olduğuna dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı;

Başka ülkede yapılan yatırımın yarın bir darbe ile yerle bir olmayacağını bilemeyiz. Venezuela’nın iklim koşulları tropik iklim koşullarında, buğday tarımı yapmaya uygun değil. Venezuela şu an buğday ve un ithal eden bir konumda. Bence mesele bir başka ülkede üretim yapmak olmamalı. Mesele önce kendi değerlerimizi ön plana çıkararak onlar üzerinden üretim yapmamız, bu şekilde üretimi artırmamız. Kendi çiftçinize değer vermeden, yeterli desteği vermeden, kendi toprağınızda 3 milyon araziyi boş bırakarak başka bir ülkenin tarımına katkıda bulunmak tamamen popülist bir yaklaşımdır!” diyor.

Yaklaşımı popülist buluyor Dr. Fevzi Çakmak, çünkü Türkiye’nin sulanabilecek arazi varlığı 8,5 milyon hektar. Şu ana kadar yatırım yapılan ve sulamaya açılan kısmı 6,7 milyon hektar. 1.8 milyon hektar arazimiz Türkiye çapında sulanabileceği halde yatırım yapılamadığı için su bekliyor. Bir yandan yurt dışında toprak arıyoruz, bir yandan da kendi potansiyelimizi devreye sokmuyoruz.

Durum Bursa’da da farklı değil. Bursa’da toplam tarım arazilerimiz 363 bin hektar, bunun 290 bin hektarı kullanılabilecek potansiyelde, ancak ne yazık ki 2021 yılı verilerine göre henüz su götürdüğümüz arazi 155 bin hektar. 135 bin hektarlık arazimiz su bekliyor.

Hasılı kelam, Venezuela’ya modern tarım götürmek için kolları sıvamış olan yöneticilerimiz, henüz Bursa gibi tarımın merkezi bir şehrin topraklarına modern tarımı getirememişken, yapılanlar biraz saçma geliyor.

Yem fiyatlarının yükselmemesi için süt fiyatlarını artırmayacağını söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin bu açıklamasını da talihsiz olarak değerlendirdi Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı.

Açıklama talihsiz, zira yem fiyatlarının sürekli arttığı ve süt fiyatlarının bu süreçte sabit tutulduğu, bu nedenle de süt ineklerini bir bir satan köylülerin, mezbahalarda karnında buzağısıyla kesimi bekleyen ineklerin haberlerini izledik 6 ay boyunca.

Aynı yolu bir kez daha yürürsek köylüler hayvancılığı toptan bırakır herhalde.

Yanlış da anlaşılmasın, ben de bayılmıyorum süt fiyatlarının artmasına, ama olması gereken adil ve üretime dönük modellerin oturtulması.

Şu anda devlet tarafından un sübvanse edildiği için ekmek fiyatlarının bu seviyelerde olduğunu, devlet desteğinin sonlandırılması durumunda ekmeğin çok ciddi zamlanacağını söyledi konuğum. Vatandaşın almakta zorlandığı için çocuklarına artık haftada bir iki kere yedirebildiği yumurta da toptancıda zararına satıldığı halde bu fiyatla geliyormuş sofralarımıza.

Sorunlar öylesine çok ve öylesine zorlu bir virajdayız ki, daha konuşacak çok sözümüz var tarımda…

 

 

 

 

HABERLER