Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz günlerde şehrimizin kentsel dönüşüm hamleleri konusunda basını bilgilendiren bir gezisi oldu malumunuz.
Ben o alanları daha önceden gezdiğim, hatta pek çoğunun kentsel dönüşüm ile ilgili görüşmeleri hakkında iyi kötü fikir sahibi olduğum, üzerinde görüşme yapılması nasıl olduysa atlanmış olan Gaziakdemir gibi önemli noktalar hakkında Akademik Odalarla görüşülmesine sürekli araştırıcı yapım sayesinde sebep olduğum için olsa gerek bu geziye davetli değildim.
Olsun…
Dedim ya, ben zaten o bölgelerin hemen hepsi ile ilgili kıymetli detaylara sahibim zaten…
Geziye davet edilmemiş olsam da, konuyla ilgili birkaç satır yazmak görevimin gereği. Zira kentsel dönüşüm konusunda kaş yaparken göz çıkarmamak adına dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntılar var.
Her şeyden önce şunu unutmamak lazım, ülkemiz ve şehrimiz deprem kuşağının üzerinde bulunan bir yapıya sahip…
Üzerinde yürüdüğümüz toprakların kilometrelerce altında bulunan fay kuşakları halen aktif…
Bu toprakları tamamen boşaltıp taşınmayı düşünmüyorsak, iki seçeneğimiz var; depremin yıkıcılığına sonuçları acı da olsa katlanmak ya da sağlam binalarla kayıplarını en aza indiren ülkeler arasındaki yerimizi almak…
Şimdiye kadar ilk seçeneğin bize işaret ettiği yolu izlediğimiz için gözümüzdeki yaş kurumadı toplum olarak. Bence artık ikinci seçeneğin yolunu takip ederek hem vatandaşlarda sağlam bir deprem bilinci oluşturmalı hem de sağlam, dayanıklı binalarla kayıplarımızı en aza indirmenin yolunu bulmayı başarmalıyız.
Şimdi gelelim bu konuyla ilgili Bursa’da atılan adımlara ve geçtiğimiz gün düzenlenen gezinin bize anlattıklarına…
Başkan’ın kentsel dönüşüme ilişkin mesajlarını verdiği ve anlaşılan o ki, yerel seçimlerde kampanyasını kentsel dönüşüm üzerine kurgulayacağının belli olduğu ilk durak Sıcaksu bölgesindeki TOKİ inşaatı oldu.
Kısaca hafızalarımızı tazelersek, zaten boş olan alana aslında bir termal köy kurulacak, Bursa termal sağlık cenneti olacaktı…
Yerli ve yabancı pek çok yatırımcıya proje sunduğunu, ancak kimsenin bölgeye talip olmadığını bir Ankara gezisinde anlatan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kısa süre içinde de karşımıza herkesi şaşırtacak biçimde bölgedeki TOKİ projesiyle çıkmıştı.
O günden bu yana Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, bölgede yapılacak her türlü sondajın çok riskli olduğunu, ciddi zemin etütlerinin yapılması gerektiğini, yanlış bir sondajın şehrin tüm sıcak su kaynaklarını dahi kurutabileceğini söyler durur…
Ben daha kendisini dinleyen kimseyi görmedim…
Hatta daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Akademik Odalar Sıcaksu bölgesindeki zemin etütlerini defalarca talep ettikleri, incelemek istediklerini beyan ettikleri halde kendilerine gereken bilgi ve belgeler aylardır iletilmedi…
Bu belgelerin talep edilme nedenleri de var tabii…
En önemli neden, sıcak su kaynağının bulunduğu bölgelerin aktif fay hatlarının bulunduğu bölgeler olduğu gerçeğinden yola çıkılarak, fay hatları üzerinde bir yerleşim inşa edilmesi durumu ile ilgili değerlendirme yapılmak isteniyor olması…
Bu mümkün olmadığı gibi, kurban bayramından hemen önce askıya çıkan planlarla haberdar olduğumuz, işin garibi hemen her hafta Bursa Büyükşehir Belediyesi ile toplantılar düzenleyen Akademik Odaların da benimle aynı zamanda haberdar olduğu, üzerinde hiçbir toplantı yapılmadan planlanan Gaziakdemir kentsel dönüşüm bölgesi de görücüye çıktı bahsettiğim gezide.
Bu bölgede dönüşüm tamamlandığında 2 bin 300 bağımsız yapı yapılması planlanıyor. Buradaki bina sayısı ile neredeyse aynı bahsettiğim rakam. Fakat burada bir göz aldatmacası var. Bölge şu anda sadece konut bölgesi iken, kentsel dönüşüm tamamlandığında bağımsız yapıların bir kısmı ticarethane ve dükkan olarak kullanılacak, dolayısıyla alanın yoğunluğu ciddi artış gösterecek…
Bu kadar sık görüşülen Akademik Odaların plandan son anda haberdar olması ve planla ilgili fikir paylaşımında bulunulmamış olması da kafa kurcalıyor…
Planın donatı alanlarıyla ilgili hatasını detayları ile anlatmıştım bundan önce yazdığım yazılarda. Dolayısıyla plana itiraz edildiğini de bir kez daha hatırlatmak isterim…
Gezinin bu iki noktasına yönelik doğruları bulma çabası şimdilik yeterli diye düşünüyorum…
Yazıyı kapatmadan önce çok önemli bir not da düşmeliyim; kentsel dönüşüm ülkemizde ve özellikle de şehrimizde olmazsa olmazlardan. Asla böyle bir çabaya karşı değilim. Benim dikkat çekmeye çalıştığım, hızla, seçim yatırımı olsun diye, yeni projeler üretmek adına girişimlerde bulunup, bir yanlıştan diğerine koşuyor olmaya yönelik…
Yanlışlardan kaçınmak için şehir bileşenleri ile hareket etmeye büyük önem vermek ve bunu gerçekten, büyük bir samimiyetle gerçekleştirmek en önemlisi…