Başarısını yerel yönetimler üzerinden kurgulayan AK Parti, merkezi hükümetin de başına geçince yaptığı en önemli icraatlardan biri gücü yerel yönetimlerin elinde toplamak oldu. Yerel seçimlerdeki sınavı nasıl kazanacağını son derece iyi bilen, gücü yerel yönetimlerin elinde topladıkça bu sınavı kazanmak için elini daha da güçlendiren ve 23 yıl gibi uzun bir süre kırılması zor bir zincir oluşturan iktidarın yerel yönetimler üzerinden kurguladığı başarı senaryosu yine yerel yönetimlerin hakimiyetini elinden kaçırmaya başlamasıyla son bulma yoluna girdi.
2024 yılı 31 Mart tarihi itibariyle AK Parti’nin kalelerinden biri olan Bursa’nın yönetimi CHP’li bir belediye başkanına geçti. İş sadece Bursa’da yönetimin el değiştirmesi ile de kalmadı, yerel seçimlerin sonuçları açısından değerlendirildiğinde vatandaş ülkenin birinci partisi olarak CHP’yi tercih etti.
Kısa bir toparlanma dönemi geçiren AK Parti şimdilerde belediye başkanlarına karşı kullandığı yargı sopası ile endişe verici bir oyun oynuyor tam da bu yüzden.
Özellikle İstanbul üzerinden yürütülen soruşturmalar, tutuklamalar, gözaltılar silsilesinin bir biçimde Bursa’ya sıçraması bekleniyordu zaten.
İlk olarak AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Temmuz Ayında Mudanya Belediyesinin faaliyetlerini incelemek üzere Bursa’ya düzenlediği gezinin ağırlama faturası üzerinden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e suç duyurusunda bulundu.
Şimdilerde çok daha başka şeyler konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor…
Haliyle bugün düzenlenen ‘Bursa Büyükşehir Belediyesi Mustafa Bozbey Başkanlığında bir yıl içinde neler yaptı’ başlıklı toplantı benim için çok önemliydi.
Bozbey’in konuşma metnindeki sayfa sayısını görünce toplantının en az iki saatlik kürsü konuşmasından oluşacağı tahmin ediliyordu zaten. Merak edilen ise bu iki saat içinde ‘bir yılda yaptıklarım’ başlığı altında neler anlatılacağıydı.
Hemen aydınlatayım…
Toplantının kürsü konuşması bölümü yaklaşık iki buçuk saat sürdü. İlk bir saat 45 dakikalık bölümde aslında bir yıldır Başkan Bozbey’in her konuşmasında birkaç ayrıntısını öğrendiğimiz ‘Bursa ne kadar kötü yönetilmiş’ temasına bağlı kalındı.
Bozbey’in toplantılarına ilk kez katılanlar için dinledikleri şaşırtıcı ve bilgilendirici olabilir, ancak benim gibi Bursa Büyükşehir Belediyesinin toplantılarını takip etmeye çalışan basın mensupları için pek çok kez tekrar edilmiş olan, defalarca yazılan bu bilgiler ‘Bir yıldır neler yaptık’ toplantısının girişi için fazlaca detaylıydı.
Ayrıntıları mutlaka haber merkezleri tarafından hazırlanan metinlerde göreceksiniz. Mustafa Bozbey’in; ‘Koskoca Bursa Büyükşehir Belediyesi adeta Çemişgezek Belediyesi gibi yönetmişler. Öyle bir başıbozukluk. Birimlerin birbirinden haberi yok. Biz göreve geldiğimizde 6 ay içinde belediyeyi elimize alırız, olanı biteni kavrarız diye düşünüyorduk, bugün geldiğimiz noktada belediyenin yüzde 90’lık kısmına hakim olduk belki, ama yüzde 10’luk kısım hala incelememizde’ sözleri bence durumu özetliyor.
Pek çok görevi kötüye kullanma, usulsüzlük, yolsuzluk dosyası yargıya intikal etmiş durumda. Ancak biliyoruz ki, yargının bazı durumlarda hiç acelesi olmazken bazı durumlarda akşamdan sabahı bekleyemediği günleri yaşıyoruz. Bu kez nasıl bir tutum takınılır bilinmez, fakat Bozbey kürsüden yargıya intikal eden dosyaların olduğu kocaman bir klasör gösterdi bize.
Hani biz de naçizane gereğinin yapılmasını arz ederiz.
Buraya kadarki kısım haklı, fakat icraatlardan bahsetmediği için alakasız bir bölüm olarak kaldı aklımızın bir kenarında.
Neredeyse iki saate yaklaşan kötü yönetim faslından sonra biz aslında şikayet etmiyoruz, sadece bunların Bursa halkı tarafından bilinmesini istiyoruz diyerek durumu neden anlattığını ifade eden Bozbey, ‘Bu kentte gerçekten bir hesap sorulacaksa önce geçmişe, kendi yönetimlerine baksınlar. Bizim verilemeyecek hesabımız yok. Kamu kaynaklarını kamunun yararına kullanan projeler üretiyoruz’ diyerek anlattı biraz da meramını.
İlk iki saatin ardından gelen ‘Neler yaptık?’ faslının ana temaları ise şöyle; ‘Tasarruf ettik, borçları azalttık, eşitliği sağladık, adaleti sağladık, özgürlüğü sağladık, belediyemiz tıkır tıkır çalışıyor…’
Temel atma ve açılış törenlerindeki azalma nedeniyle gelen eleştirilere şöyle bir yanıt da geldi kürsüden; ‘Ağaç gölgesine yapılan düzenlemeye de temel atmayın yani, o kadar da değil…’
İnsan beyni böyle uzun toplantılarda minik şakalar da yapıyor, bilenler aşinadır. Aklıma gelen taksi durağı açılışı görüntüsünü hemen bir kenara koyup toplantının ciddiyetine odaklandım doğrudan…
Bu kadar kötü yönetilmiş, bu kadar eksikli, bu kadar hizmetten yana fukara kalmış ve sorunları içinde yuvarlana yuvarlana boğulmak üzere olan bir şehir haliyle son derece iddialı söylemlerle başkanlık koltuğuna oturan başkanlardan ciddi icraatlar bekliyor.
Hemen söyleyeyim, şehrin ulaşım sorununun çözümü için atılmış gözleri parlatacak bir adım yok.
Deprem kuşağı üzerinde olduğunu yakın geçmişinde öğrenmiş, ancak bu öğrenciliğin ardından kendisine hiçbir yatırım yapılmadığından kafasına göre yaptığı kentsel dönüşümlerle dönüşüp de neye benzediği pek belli olmayan, bugün geldiğimiz noktada hangi binaya, hangi kuruma güveneceğini tam kestiremeyen Bursa için ne dişe dokunur bir kentsel dönüşüm planı var ortada, ne de 2050 vizyonlu Çevre Düzeni Planı için gelinen nokta umut vadeder halde.
En çok soru cevap bölümünü beklediğinizi biliyorum.
Gündemi yakalayan iki soru vardı; biri; Gazeteci büyüğümüz Tayfun Çavuşoğlu’nun yönelttiği; ‘Mustafa Bozbey görevden alınırsa yerine kim gelebilir?’ sorusuyla başlayan araştırmaya yönelik başkanın düşüncelerinin neler olduğunu öğrenmeye yönelik soruydu.
“Benim de kulağıma böyle bir söylenti geldi. Tabii Bursa tercihini 2004 yılında sandıkta ortaya koydu ve bu sandıkta bizim sorumluluğumuzdur. Bursalılar verdiği görevi sonuna kadar sürdürmek de benim sorumluluğumdur, hiç kimse merak etmesin. 20 yıl boyunca bu kente yönetenler belli, biz de buna 20 yıl boyunca saygı duyduk. Herkes saygı duydu. Biz hiç kimseyi ötekileştirmedik, herkese eşit hizmet verdik ve bu şekilde yönetiyoruz. Bursa’yı böyle ayak oyunlarıyla Bursalının kandırılacağını düşünenler çok büyük bir yanılgıya düşerler. Bursa’nın iradesine Bursalı sahip çıkıyor, çıkmaya da devam edecektir. Ben bunu duydum ama inanamadım, tabi umarım yanlıştır. Umarım böyle bir şey yoktur, varsa da Allah’tan korksunlar, kuldan utansınlar. Başka da bir şey diyemiyorum” dedi yanıt olarak Bozbey.
Başka Gazete Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya’nın, “Sosyal medyada bir iş insanı, sizin Nilüfer Belediye Başkanlığı döneminizle ilgili bazı iddialar ortaya attı. Bu iddialarla ilgili bir açıklamanız olacak mı?” sorusuydu
“Vallahi adı geçen şahsı herkesi tanır, Bursa da tanır. Aldığı cezalar da tescillenmiş durumda; ne iş yaptığı da belli. Ancak o kişiyle benim hiçbir alışverişim yok. Benim desteğim olmuştur, arkadaşlarım da bilirler, ama bir menfaatim asla söz konusu olmamıştır.
Çok net bir şekilde söylemek istiyorum; yaptığı şey tamamen iftiradan ibaret. Kendisine başka bir zemin hazırlıyor, artık o kamuoyunun takdirine kalmış. Ama o ifadelerin hiçbiri gerçek değil ve tamamen iftiraya dayalı.
Bunu da tabii kendisini kurtarma peşinde olabilir. Daha da net bir şey söyleyeyim: Bana geldi, dedi ki, ‘Abi, bana iş verir misiniz?’ Ben de yanıt olarak ‘ihaleye orada girersin, adam gibi yaparsan paranı alırsın’ dedim. Bu şekilde birkaç kez geldi, onun dışında bir diyaloğumuz da söz konusu değil. Ancak buna sarılanlar oldu, bu söylemlere sarılanlar oldu. O kişiyi herkes tanıyor, onun tabiri var aslında, ama ben ona gerek görmüyorum. Ancak bu işten kimse medet ummamalı; hakikaten hem zamanını boşa harcar. Bunlar çirkin şeyler, kendini küçük duruma düşürmesin. Şöyle bir geriye baktığınızda yaşananlar, birçok şey onlardan sarılma şeyi olabilir ama sarılması da mümkün değil. İftira ile işimiz yok” dedi Bozbey.
Anlayacağınız Bozbey’in Matruşka gibi birinin içinden başka sorun onun içinden de başka bir sorun çıkıyor diyerek tarif ettiği Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde usulsüz yapılan işlerden, el koyulan gelirlerden, el koyulan taşınmazlardan başını kaldırabilmiş değil henüz yeni kadrolar. Merkezi Hükümet tarafından giderek sıkıştırılan bir kıskacın içinde mevcudu koruyarak ve özgürlük alanlarını genişleterek belediyecilik yapmaya çalışıyor. Bir yandan da uyumlu çalışma kısmı var tabi işin.
Yakın bir gelecekte Bursa Planlama Ajansı’nın çalışmaları hakkında bir toplantı düzenleyerek Bursa Basınının bilgilendireceğini umuyorum.
Üç saatin sonunda bu umutlarla ayrıldık salondan…