Geçtiğimiz günlerde açılışına katıldığımız, bu yıl 22’ncisi düzenlenen Bursa Kitap Fuarı hakkında yazmadan önce fuarı şöyle detaylıca bir gezmeyi, açılış heyecanının dışında, özellikle hafta sonu nasıl bir kalabalığa hitap ettiğini görmeyi istemiştim.
Öncelikli olarak fuarın yerinin değiştiğini belirtelim. Biz BUTTİM yakınlarındaki fuar alanında olmasına alışığız kitap fuarının. Bursa olarak ciddi bir trafiği ve esaslı bir araç park problemini göze alarak, yine de heyecanla giderdik eskiden fuara.
Fuarın düzenlendiği ilk yıl büyük kızım 4 yaşlarındaydı. Ellerimizdeki poşetleri taşımakta zorlandığımızı hatırlıyorum. Özellikle çocuk kitaplarına ilgimiz büyüktü…
Ulaşım zordu, ama her şeye rağmen şehirdeki hanelerin en az yarısına fuardan alınmış bir kitabın girdiğine yemin edebilirim, sadece kanıtlayamam…
Zaman içinde eş dostla fuar alanında karşılaştığımız, sohbetleştiğimiz, bir çay kahve içerken almak istediğimiz kitaplar üzerine konuştuğumuz anların hatırası var aklımda.
Yıllarca aynı heyecanla gittik kitap fuarına. Kimi zaman yağmur yağdı, kimi zaman güneş yakıp kavurdu, ama ellerimizde taşımakta zorlandığımız poşetlerle tüm hollerini bıkıp usanmadan gezdiğimiz fuar alanına ulaşmaktan kimse alıkoyamadı bizi.
Bu dönemin en büyük katili zaman, kitap fuarlarının albenisini de etkiledi. Belki de sadece Bursa Kitap Fuarına yönelik bir erimeydi yaşadığımız, tam kestiremiyorum. Seneler içinde ivmesini kaybeden, heyecanının yitiren, ulaşım imkanları kolaylaştıkça nedense ulaşılmak istenmeyen bir hal aldı Bursa Kitap Fuarı.
Hele hele kağıda yapılan zamlar, ardından yaşanan ekonomik kriz vatandaşın belini bükünce, ellerde de bir biçimde her türlü yayına ulaşma imkanı sağlayan dijital dünya olunca kitaba olan ilgi giderek azaldı.
Bu hafta sonu fuarı gezerken bizim yaş grubumuzun kitap okuma işine artık pek de itibar etmediğini fark ettim. Hemen yanımda kitapları karıştıran bir çocuk babasına; ‘Sen ne zaman bıraktın okumayı?’ diye sordu, babadan; ‘Büyüyünce anlarsın…’ diye bir yanıt geldi.
Hayatın içinde eriyip giderken ilk bıraktığımız işlerden biri kitap okumak olmuş anlaşılan.
Hüzünlü bir konuşmaydı…
İlginçtir kitaplar da bizi bırakmış…
Açılış konuşmasında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey; ‘250 yayınevi, 75’ten fazla etkinlik, 350’yi aşkın yazar ve imza günü. Geçmiş yıllarda 5 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan bu fuarın, bu yıl da yeni yazarlarla tanışmak, yeni kitaplar keşfetmek isteyen herkes için eşsiz fırsatlar sunacağına inanıyorum’ diyerek fuarın kapasitesi hakkında da bilgi vermişti aslında.
Oysa daha önceleri dört ya da beş fuar holü büyüklüğünde olan etkinlik bu yıl sadece bir fuar holüne sığmıştı.
Üstüne bir de benim kızlar, ‘bu kitapların büyük bölümü bizim 4-5 yıl önce alıp okuduğumuz kitaplar, bir de klasikler var, hiç mi yeni kitap çıkmamış?’ diye serzenişte bulununca şöyle bir silkelendim.
Anlaşılan o ki, hayatımıza giren ve baş tacımız olan dijital dünya bizi okumaktan ziyade izlemeye iterek kitaptan her geçen gün daha fazla uzaklaştırıyor. Oysa teknolojiyi yaranına kullanan bir toplumun üretimi durmaz, yeni kitaplar ortaya çıkmaya devam eder, ilgilisi için baskılar yapılır, dijital platform daha ağırlıklı kullanılarak okumalar buraya yönlendirilebilir.
Bu kitap fuarından elimizde sadece üç poşetle ayrıldık, bir de benim açılış günü aldığım kitabı sayarsak dört poşet altı kitap variyetimiz…