Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

‘Korkulacak bir dönemi yaşıyoruz, yukarıda Allah var’

Rahmetli anneannem sözlerinin gerçekliğini vurgulamak ve kendisinden daha büyük bir destekçinin arkasında olduğunu belli etmek istediğinde cümlesini hep ‘Yukarıda Allah var’ diyerek tamamlardı. Hani o kadar doğru söylüyorum ki, yalan söylesem beni nasıl bir gücün görüp denetlediğini bildiğimden utanır yerin dibine girerim misali…

‘Korkulacak bir dönemi yaşıyoruz, yukarıda Allah var’ diyerek başlamak istediğim yazımın girişini yaşadığı dönemde pek çok korkulacak olay atlatmış anneannemin sözünü açıklayarak yapayım dedim.

Gün itibariyle gözümüzü, Gazeteci Timur Soykan ve Gazeteci Murat Ağırel’in tam da ifade vermek üzere adliyeye gidecekleri günün sabahında, hatta sabahının köründe evlerinden gözaltına alınmaları haberine açtık…

Çeteler kaybedecek, halk kazanacak’ dediler gözaltına alınırken…

Ardından Gazeteci Nuray Mert, ‘Korkuyorum’ başlıklı bir açıklamayla bundan sonraki meslek hayatında siyasi görüş açıklamayacağını beyan etti. ‘Bana bir şey olursa kedilerime kim bakacak, korkuyorum’ dedi, son derece insani bir durumdu bence.

Aslına bakarsanız biz Bursa Basını olarak gözlerimizi kapatırken yeni bir ‘korkuyorum’ itirafına tanık olmuş, bu durumun şaşkınlığını yaşayarak koymuştuk başımızı yastığa…

Bir yılını dolduran CHP’li belediyelerin karnelerini açıkladıkları toplantılardan ilkini düzenleyen Mudanya Belediyesi’nin ardından sırada Nilüfer Belediyesi vardı.

Salona büyük bir enerjiyle, adeta sahne performansını birkaç basamak üste taşımak istercesine giren ve seçim şarkısı eşliğinde neşeli anlar yaşayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, yaptıklarını ve yapmak istediklerini anlattıktan sonra, sıra basın mensuplarının sorularına geldiğinde, eteğindeki taşları döktü…

Nilüfer’in geçmiş dönem belediye başkanına yoğun eleştiri vesilesi olan inşaat, iskan, ruhsat üçlemesi konusu, sorulan en kritik soruydu.

Yanıt ise bütün salonun nefesini kesti adeta…

“İnşaat meselesi hepimizin malumu, problemli bir alan, yalnız çözülmesi çok kolay bir alan değil. Doğrusu bu işi çözmek için başladığımda çok cesurdum. Yani gözüm karaydı, ben bunu çözeceğim diye… Öyle de çözerim böyle de diyordum.

Artık o kadar cesur değilim! İstanbul’daki olaylardan sonra

Doğrusu, hani, çözmüş değiliz.”

Lafın buraya geleceği, önceki konuşmalar sırasında sıklıkla, ‘herkes yargılanabilir, ama tutuksuz yargılama yapılabilir, tüm yargılamaların tutukluluk halinde gerçekleşmesine gerek yok’ minvalinde dört beş kez tekrarlanana cümlelerden anlaşılıyordu aslında.

Hali hazırda bir kesimin son derece titizlikle takip ettiği ve altından mutlak bir iş çıkacağını düşündüğü bir davada Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu üzerinden ikinci sanık sıfatı ile yargılanıyor Şadi Özdemir.

Bu konu da konuşuldu icraatlar gecesinde.

“Belediye başkanı değilken yapmış olduğumuz bir alışverişle ilgili bir dava var. Aslında Özlem Çerçioğlu üzerinden yürüyen çok sayıda dava var onlardan biri. Burada asıl amaç dava değil. Şu anda belediye başkanlığı yapan Türkiye’deki birçok kişi hakkında yüzlerce dava var, benim de bir tane davam var. Orada 900 bin lira civarında yaptığımız bir ticaret var, ama arkadaşlar yazıyor, diyor ki; 3 milyon rüşvet verilmiş! Ticaret 900 bin lira, 3 milyon rüşvet verilir mi böyle bir şeyde! Bu dava normal şekilde sürerse 7 yıl kadar sürebilecek bir dava” diye açıkladı konuyu Özdemir.

Ama işte mevzu şu ki, içinde bulunduğumuz iklim normal değil, iklim değişikliğine uğramış, küresel ısınmaya denk gelmiş zamanlardayız…

Gelelim, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in asansör denetimleri ile ilgili talimatlarının Nilüfer Belediyesi’nde uygulanıp uygulanmadığına. Bu konuyla ilgili bir yazı yazmıştık hatırlarsınız.

Mevzuyu bir de Başkanın ağzından dinlemek isterseniz kendisi şöyle bir açıklamada bulundu;

“MMO konusu aslında bence biraz abartılan tartışma. Hayata bakışınızla da alakalı biraz. Mesela Elektrik Mühendisleri Odası lisans almadı bu konuda, ben elektrik mühendisleriyle, kendi üyelerimle rekabet mi edeceğim dedi. Burada ben yeni bir şey vermedim. Zaten var olan bir işletme var. Orada da mühendisler var. Ortağı da makine mühendisi. Onlarla devam ettik. Burada biz bir fiyat da belirlemiyoruz. Bence MMO üyeleriyle rekabet eden pozisyonda olmamalı.”

Görüş bu kadar. Zaten benim yazdığım yazının insanların hayata farklı yerlerden bakışlarıyla bir alakası da yoktu. Benim sorduğum soru Özgür Özel’in verdiği talimatlara uyulup uyulmadığı yönündeydi.

Yanıtımızı almış olduk.

Yüreğinizi iyice sıkıştırdıysam, Nilüfer Belediyesi’nin bu dönemde yaptığı en iyi hizmetlerin başında çalışan kadınların eli ayağı olacak kreşleri açmasını sayabilirim. Kafeler, çorba servisleri de gençlerin gönlünü fethediyor.

Kütüphanelerde fazla mesai yapılmasını istemeyen bunun nedenini de haklı olarak bütçeye dayandıran Şadi Başkan’a Nilüfer’in en azından bir tane uyumayan kütüphaneye şiddetle ihtiyacı olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.

Bir yıl geçmiş, temel sorunlar kucağımızda öyle oturuyoruz gibi görünüyor tablo.

Önümüzdeki dört yılı da merakla takip edeceğim…

 

HABERLER