Köylerin kalkınması konusunu kapatmış değiliz, demiştim bir önceki yazımda. Sadece sulama konusunda gerekli tedbirlerin alınmasıyla dahi önemli ölçüde artacak olan verimlilik yıllara dayanan boşalmışlığı ortadan kaldırmaya yetmez elbette.
Bu konuda geçtiğimiz günlerde belki iyi niyetli, ancak üzerinde hayli tartışma gerektiren bir fikir atıldı ortaya. Bu fikri köşesine taşıyan Olay gazetesi yazarlarından gazeteci büyüğümüz Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısında, öncelikli olarak köylerdeki nüfusun giderek yaşlandığına dikkat çekilirken, Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt’un köye dönüş projesine yer verildi.
Aykurt’un açıklamalarına göre; kırsal mahallelerde ev yapacak olan vatandaşlarımız, hazırlanan tip projelerle proje masrafından kurtulacaklar. 117 metrekarelik özel tip projeleri 4 dağ ilçesi belediyesi de verecek. Bu sayede dağ yöresine özel yapılaşma ortaya çıkarmayı amaçlayan belediyelerin asıl hedefi ise köye dönüşü sağlamak.
Ancak görünen o ki, mesele bu kadar da basit değil.
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesinin önceki dönem başkanı Mehmet Albayrak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Yılmaz’ın yazısına yer vererek şöyle diyor;
“Vatandaşımızın köye dönüşü için her şey tamam da bir eksik proje mi? Köylerin boşalmasının en önemli sebeplerinden birisi okullarının kapatılmasıdır diye düşünüyorum. Proje mi? Vatandaş o işi çözmüş zaten yıllardır…
Teşvik istiyorsanız köy okullarını açarak işe başlamak lazım. Unutmamak lazım ki ‘Köy okulları sadece öğrenciler için değildi!’”
Çok yerinde bir tespit.
Köy okulları sadece öğrenciler için değildi. Köy okulları bütün köy halkının öğrenmesine açılan bir kapıydı. Bu kapının yıllardır kapalı tutuluyor olması acı bir gerçek.
Üstelik benim bildiğim kadarıyla sadece mimari bir proje ile ev yapımının kolaylaştırılması mümkün değil. Her proje her arsaya uygun olmadığı gibi her hayali de karşılamayabilir. Aynı zamanda statik proje çizimi, zemin etüdü, elektrik projesi, tesisat projesi, harita aplikasyonu daha ev için kazma dahi vurmadan katlanılması gereken harcamalar.
Bunun üstüne inşaat maliyetlerinin geleceğini söylememe gerek yok sanırım.
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fevzi Çakmak da tersine göçün gerçekleşmesini arzu eden isimlerden. Ancak bir insanı bulunduğu yerden başka bir yere taşımanın, çok zor olduğunun da bilincinde Çakmak.
“Konunun sadece ekonomik değil sosyal boyutu da var. Köylerde durmayan genç kesim yeterli sağlık hizmetlerine ulaşamıyor, çocuklarına iyi eğitim olanakları sunamıyor, sosyal yaşam koşullarına erişimi yok. Biz köylerimizi Avrupa’daki gibi modernize etmedikçe gençlerin köye dönmesi kolay olmayacak!” diyor.
Köylerde yeterli geliri olmadığı için ektiği toprağı boş bırakan, yetiştirdiği hayvanları bir bir mezbahaya gönderen çiftçilere ilave olarak başka nüfusların da eklenmesini beklemek, hele de bunu promosyon niteliğinde bir ev projesi vererek başarmaya çalışmak, ancak iyi niyetli bir hayal olabilir bana göre.
Kısacası şimdilerde köylüler kümes dahi yapamazlarken yeni evler yaparak köye taşınmayı düşünmekten hayli uzaklar.
BİLGİT: İZ BIRAKMAK İSTİYORUM
Ortak Akıl’da bu hafta BESOB’un çiçeği burnunda başkanı Fahrettin Bilgit’i konuk ettik. Şimdiden çalışmalara başlamış Bilgit. Esnafın sorunlarını ele almak için komisyonlar oluşturuluyor. BESOB’un daha modern ve dijital ortamda ulaşılabilir bir yapı olması için gerekli hizmetler alınıyor.
Çataltepe konusunun da konuşulacağı bir çalıştay ile esnafın kanayan yarasına nasıl derman olunacağına ilişkin yanıtlar bulunmaya uğraşılıyor.
Verdiği mesaj son derece kıymetli bana göre;
“Uzun süreli yöneticiler verimli olamıyor, büyük ihtimalle metal yorgunluk başlıyor. Çok uzun süreli yönetici olmayı düşünmüyoruz. Uzun süre kaldığınızda esnaf hizmetinden ziyade bu koltukta oturma burada kalma düşüncesi ortaya çıkıyor. Biz burada ortak akılla 103 oda başkanı ile toplantılar yaparak, bilmediklerimizi sorup öğreneceğiz, esnafımızı bir yerlere taşımamız gerekiyor. Geride iz bırakan işler yapmak istiyoruz ben ve ekibim.”