Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Kurultay, Bursa, mikrofon, başkan, mevta…

CHP’ye kayyum atanma riskine karşılık bir hamle olarak geliştirilen 21. Olağanüstü Kurultayın tek adaylı olması hasebiyle birlik beraberlik içinde geçeceğini, bir tartışma ortamına asla ve kata rastlanmayacağını düşünenler olabilir.

Fakat pek öyle olmadı…

Kurultaydan bir gece önce Berhan Şimşek’in Genel Başkan Adayı olacağını açıklamasıyla hareketlenen kulislerde ertesi güne sarkan birlik beraberlik mesajları mevcuttu.

Sonuçta Berhan Şimşek adaylığını açıkladı, ancak adaylığını destekleyen yeterli sayıdaki delegenin imzasını belirlenen süre dolduktan beş dakika sonra Divan’a ilettiği için adaylık başvurusu geçerli sayılmadı. Hal böyle olunca Özgür Özel kurultayın tek adayı olarak devam etti yoluna.

Konuyla ilgili iki iddia konuşuluyor…

Kemal Kılıçdaroğlu cephesinin adayı olan Berhan Şimşek’i destekleyenler, Özgür Özel taraftarlarının tek adaylı bir kurultay istemeleri nedeniyle beş dakikalık gecikmenin çok önemli bir mesele haline getirildiğini, dolayısıyla Kılıçdaroğlu ekibini yarışa bile isteye dahil etmediğini söyleyerek bu kurultayın içinde de bir hinlik, bir bit yeniği bırakıyor.

Özgür Özel cephesi ise doğrudan Divan Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun ifadeleri ile açıklamada bulunmayı tercih ediyor. Çavuşoğlu açıklamasında; “Berhan Şimşek’in dediği gibi genel başkanlık adaylığı 5 dakika geç kaldığı için kabul edilmediği iddiası doğru değil. Belirlenen yarım saat süre içerisinde başvuru yapılmaması bir yana, Sayın Genel Başkan Özel’in konuşmasının sonuna kadar da başvuru yapılmadı. Şimşek divana geldiğinde de elinde bir belge ile gelmedi!” diyor.

Bir de meşhur mikrofon meselesi var tabi gündemin en hararetli olduğu kısımdan seçmeni yakalayan.

Konuyla ilgili salonun dışında bir açıklama yapmak isteyen Berhan Şimşek’e uzatılan mikrofonların neredeyse tamamı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in boykot listesinde olan televizyon kanallarına aitti.

Bir partilinin ‘A Haber’e mi röportaj veriyorsun?’ sitemi kısa sürede sosyal medyada gündem oldu. Konuyu burada dile getiriyorum, zira CHP’nin parti içi çatışmalarını kimlerin ellerini ovuşturarak izlediğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

İşin bu kısmında Bursa’nın da bu ayrılıkçı tutuma katkılarının pas geçilmediğini hatırlatmak lazım. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, adaylık konuşmasında şehrimize özel bir yer ayırdı!

Nasıl ayırmasın ki…

Partiyi neredeyse kayyum noktasına götüren sürecin temelleri Bursa’dan atıldı, gizli tanıkların bazıları Bursa’dan giderek ifade verdi.

Konuşmanın bizimle ilgili en önemli kısmını buraya olduğu gibi alıyorum;

“Bursa’da sadece iktidarın itibar ettiği bir meczup Bursa İl Başkanımıza iftira atmıştı, hakaret etmişti. Kendisi haklı olarak bu meczup hakkında suç duyurusunda bulundu. 2023’ün Kasım’ında bu meczup cezalandırılmak yerine dosya Ankara’ya gönderildi. Dosya Ankara’da bir yıl boyunca açık. Aslında 10 günde kapatılması gereken, içinde hiçbir şey olmayan dosya açık tutuldu.

…Kullanışlı aparatlar, yalancı şahitler, hiç CHP ile alakası olmayan tiplemelerin CHP gibi gösterilmeye başlamasıyla onlar aradıkları zemini bulmaya çalıştılar. Ancak bir yıldır sayfasını açmadıkları dosyaya ifadeye çağırmaya, peşine düşmeye başladılar.

…Şöyle bir noktaya gelindi: MASAK raporu istediler, MASAK. HTS kayıtları. Bin 300 delegenin hesap hareketlerine bakıp da bize verilen bilgi; MASAK raporumuz tertemiz.

…Yandaş kanallarda ya da sözde muhalif görünümlü ama CHP’yi tartıştırmaya talimatlı kanallarda abuk sabuk iddialar konuşuluyor. Yahu ne yalanlar atmadılar ki… Her birinize, tam bin 300 tane cep telefonu dağıtılmış.

…Diyor ki ‘Bin 300 telefon verilmiş. İçinde soğuk cüzdan varmış. O soğuk cüzdanda da rüşvet paraları varmış’ Bak bak bak… Kişi kendinden bilir işi.

…Bir de utanmadan ‘Şikayet edenler CHP’li’ diyorlar. ‘Bizim bir suçumuz yok, CHP’liler kendileri suçluyorlar, kendileri konuşuyor’ diyorlar. Buradan söylüyorum, Erdoğan’a sesleniyorum. Bu partide öyle CHP’liler yok. Onlar CHP’li falan değil. Onlar yüzünü maskeleyen saray yandaşları, onları CHP’li diye kimse yutturamazsınız, onlar CHP’li değil!”

Payımıza düşeni aldık diye düşünüyorum bu konuşmadan. Zira oylama sonrasında şöyle bir sonuç çıktı ortaya; Özgür Özel, bugün yapılan 21. Olağanüstü Kurultay’da geçerli 1171 oyun tamamını alarak yeniden genel başkan olurken, önceki kurultayda kendisine oy vermeyen 359 delegeden de oy aldı. Özel’in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultay’da Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veren 359 delege, bu seçimde tek aday olan Özel’e oy verdi. 38. Olağan Kurultay’da Kılıçdaroğlu’na oy veren 152 delege ise mevcut başkan Özel’den yana oy kullanmadı. 47 delege sandığa gitmezken 105 delege geçersiz oy kullandı.

Delege tercihini partinin etrafında kenetlenmekten yana kullandı.

Gelelim, bu olağanüstü kurultayın ana fikrine;

Partiye uzun yıllar hizmet etmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu bu seçimi kazanacağını bilse zaten kendisi doğrudan aday olarak yarışa dahil olurdu, niyeti de vardı en başlarda, ancak öyle ciddi tepkiler aldı ki, nabzı başka türlü ölçmek istedi. O kısım da olmayınca, bu kez ekibinden bir ismi öne çıkararak hala varlığını sürdürdüğünü göstermekle yetindi.

Ancak kritik hatalar yapıldı, tam partinin etrafında kenetlenilmesi gereken zamanda ayrılıkçı tutumlar takınmak, iktidar yanlısı yayın organlarına açıklamalarda bulunmak, son olarak geçersiz oylarla birlikte tepkisini gösteren delegelerin varlığını hissettirmek en hafif tabirle bir siyasi mevta yarattı.

Bundan sonrasında Parti Meclisi için kıyasıya bir yarış olacak. Orhan Sarıbal’ın 38. Kurultay’da olduğu gibi yine Özgür Özel’in listesini delip Parti Meclisine girebileceğini düşünüyorum. Ancak daha öncesinde olduğu gibi yine gölge kabinede yer bulamayacaktır kendisine.

Bundan sonraki gelişmeleri Norm Haber’den takip edeceğiz artık…

 

HABERLER