Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Nerden başlasam, nasıl anlatsam!

Bursa’nın uzun zamandır ihmal edilmiş, içine alabileceği her eşyanın tıkıştırıldığı bir depo gibi kullanılmış, şişkin nüfusuna rağmen kasaba havasından çıkamamış hallerinin yüreğimi burktuğunu her zaman söylerim, bilirsiniz.

İstanbul’un arka bahçesi olmayı kaderi sayan, kendisine doğru itilen tüm kirletici ve tüketici sanayilere ‘istihdam kapısıdır’ diyerek kucak açan, geleceğinin tarımdan ve turizmden değil de fabrikasyon üretimden yana şekillenmesi için ovalarını, dağlarını, feda etmekten geri durmayan bu koca şehir; artık içinde kolay beri nefes alınamayacak, çeşmesinden akan suyu içilemeyecek, balkonunda bahçesinde rahat rahat oturulamayacak, caddesinde parkında huzurla yürünemeyecek hale geldikten sonra nihayet biraz akıllandı galiba…

Kapıyı çalan deprem tehlikesini ve günün her saati yaşanan trafik kargaşasını da hakkını vererek bir anmak lazım elbette.

Şimdi, geldiğimiz noktada şehirdeki yapı stoğunun depreme dayanıklı olmadığının, acilen kentsel dönüşüme gidilmesi gerektiğinin, şehre Ankara’dan yapılan müdahaleler nedeniyle planlamanın artık şirazesinin kaydığının altını kalın kalemlerle çiziyoruz.

Yakın zamanda Altıparmak semtinin Merinos’a kadar olan bölümünün kentsel dönüşüm planlarının hazırlanması için geniş katılımlı bir paydaşlık esası ile protokol imzalandı hatırlarsanız.

Şehrin en sorunlu yerlerinden olan bu lokasyonda kentsel dönüşümün kolay olmayacağını, fakat bu işi hakkını vererek yapan başkanın da şehrin kahramanı olacağını belirten bir yazı ile konu hakkındaki fikirlerimi beyan etmiştim.

Benzeri bir çalışma da eş zamanlı olarak Osmangazi Belediyesi tarafından yürütülüyor. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın Çiftehavuzlar, Soğanlı, Soğukkuyu ve Ebuishak mahallelerinde bir kentsel dönüşüm için kolları sıvadığını biliyoruz. Hali hazırda yine Osmangazi Belediyesinin Kükürtlü’de kentsel dönüşüm için önemli bir girişimi mevcut.

Yıldırım İlçesi geçtiğimiz dönem de kentsel dönüşüm çalışmaları ile adından çok söz ettirmişti malum. Bu dönem daha ziyade özel sektör girişimciliği ile kentsel dönüşüm yolunda ilerlemeyi düşünen Yıldırım’ın da şehrin silueti yenilenirken geride kalacağını pek zannetmiyorum.

Hasılı kelam, bir yandan planlamalara ağırlık verilirken bir yandan da şantiyeye dönmemize şunun şurasında bir, hadi bilemediniz bir buçuk yıl kaldı…

Bugün Norm Haber ailesini ziyarete gelen İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Atilla Erdem ile de ağırlıklı konuşma konumuz elbette kentsel dönüşüm ve planlama oldu.

Her şeyden önce Bursa’nın fizibilitesinin çıkarılması gerektiğini, bunun için İMO Bursa Şubesinin Başkan Bozbey’e bir öneri sunduğunu, eğer önerileri kabul görürse şehrin fizibilite raporunun bir yıl gibi kısa bir sürede çıkarılabileceğini söyledi Erdem.

Bundan sonra işin planlama kısmını Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Planlama Ofisi çerçevesinde, yeni yapılacak işlerle ilgili oluşturulan ekiplerle halledeceğiz, orası tamam.

Kentsel dönüşüm konusuna karşı çıkacak kimse yok zaten, orası da tamam…

Benim aklımın almadığı, bir anda başlayacak bu kadar çok kentsel dönüşüm çalışması sırasında evlerinden başka yerlerde yaşamak zorunda kalacak insanların ne yapacağı…

Aslında Altıparmak bölgesinin kentsel dönüşüm planının hazırlanması ile ilgili protokol imzalanırken de sormuştum bu konuyu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e. Rezerv alanlar oluşturulması ve vatandaşa hem alternatif olarak bu rezerv alanların sunulması hem de yerleşimin kolaylaştırılması konusunda, planlar hazırlanırken bir çalışma yapılacak mı diye…

Ellerinde Belediyeye ait olan konutları satmadıklarını söylemişti Bozbey yanıt olarak.

Bu yeterli olacak mı?

Emin değilim…

Aslında kafamda oturmayan şöyle bir durum var, ‘Bu kadar ev yıkıldıktan sonra bunca insan nerede yaşayacak, bu sırada ev kiraları ve satılık ev fiyatları ne noktaya varacak?’

Zaten barınma ile ilgili sıkıntı yaşayan, kiraların hayli yüksek seyrettiği, ev fiyatlarının tavan yaptığı Bursa’da böyle bir karmaşanın içinde kaldığımızda iş nereye kadar gider kestirmek zor…

Sanırım işe başından başlamak lazımdı, yani önce boş alanlara TOKİ ya da belediye kaynakları vasıtası ile rezerv konutlar inşa edilecek, kentsel dönüşüme giren vatandaşa bu konutlar kalıcı ya da kiralık, yani geçici olarak sunulacak, böylelikle bir domino etkisi yaratılarak şehir yenilenecek…

İşin başını kaçırdık mı?

Bilemiyorum…

 

 

HABERLER