Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Nerede o eski günler…

İhmal edilmiş bir şehir olarak tarihe geçmeye hazırlanan Bursa’nın bahtı giderek dönüyor sanki. Yerel seçim sürecinde şehrimizi ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Bursa İl Başkanlığı’nın Tofaş Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 8. Olağan Kongresi’nin onur konuğuydu.

Elbette AK Parti kongresi gölgede kaldı, Recep Tayyip Erdoğan’ın gelişi ön plana çıktı. Bunda garip bir durum da yok aslında, çünkü tek adaylı kongrenin esas mücadelesi AK Parti Genel Merkezi’nde yapılan görüşmelerle verildi, hasılı kelam sandığa bir şey kalmadı. Seçilecek isim de belliydi, yapacağı kadro da…

Partinin eski kongrelerini ve Cumhurbaşkanının katıldığı eski toplantıları da takip etmiş bir isim olarak şunu söyleyebilirim ki, AK Parti yelkenini şişiren rüzgar kesilmiş…

Protokol sıralarında dahi boşluklar kalınca salonda protokol boşluklarının dışarıda bekleyen partililer tarafından doldurulması yönünde anonslar yapılmaya başlandı. Oysa dışarıda da pek bekleyen yoktu. Eski organizasyonları size şöyle özetleyeyim; salonlar tıklım tıklım dolar, nefes almaya yer bulamazdınız, salondaki kalabalığın iki katını da salonun dışında bulmak mümkün olurdu. Seyyar satıcılar, köfte ekmekler, ayranlar, cantıklar… Hiçbirinden eser yoktu bu kez!

Bu dönemki görev süresini tamamlaması halinde AK Parti’nin en uzun soluklu Bursa İl Başkanı unvanını alacak olan Davut Gürkan, salona yönelik yaptığı konuşmasında nedense ülke geneli konulara değinmeyi, konuşma konsepti olarak ‘Sevgi’ kavramını temel almayı, yerel gündeme dair tek bir cümle dahi sarf etmemeyi tercih etti.

AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala’nın  konuşmasındaki en dikkat çekici cümle ise “Muhalefet var, ama AK Parti’nin alternatifi yok!” cümlesi oldu. Uzun soluklu iktidarın altın anahtarı da burada yatıyor zaten. Bir cümle daha aktarayım Ala’dan; “Bizim muhalefete ayıracak vaktimiz yok! Yüzlerce ülkenin sorunlarını çözmek için uğraşıyoruz…”

Öyle bir Türkiye düşünün kendisi güllük gülistanlık, sıra başka ülkelerin sorunlarını çözmeye gelmiş… Estirilmek istenen hava tam da bu, hissettiğimiz buz gibi gerçekler.

Kürsüye çıkan her konuşmacının bir şiir okuması, ama illaki bir Nazım Hikmet şiiri okuması da dikkatimi çekmedi değil. Nazım’ı da kaptırdık vesselam…

Gelelim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasındaki ana başlıklara…

İlk mesaj AK Parti’nin küskünlerineydi. 22 yıllık partinin küskünleri de olacaktı elbet, ancak AK Parti’nin küskünleri partinin kuruluşunda bulunmuş, bir zamanlar tüm ülkeyi kucaklamak hevesiyle yepyeni bir parti oluşturma çabasına girmiş, bu konuda hayli başarılı olmuş isimlerdi. Şimdiki AK Parti’nin en çok ihtiyaç duyduğu isimler…

“Partimize inananları hiç ihmal etmeyeceğiz, gelmeyenlere biz gideceğiz, aramayanları biz arayacağız, küsenin kapısını biz çalacağız, belediyede, il binasında, ilçe binasında oturmayacağız, sürekli sahada olacağız…” dedi Erdoğan.

Dedim ya bunları daha önce de söylemişti ve bir faydasını görmedi kimse, bu söylemlerin ardından yaşanan bir değişiklik de olması doğrusu.

İkinci en önemli cümle herkesin derdini biliyoruz mottolu; “Vatandaşın yaşadığı sıkıntıların farkındayız” içerikliydi. Sonuç şuraya bağlandı;

“Asgari ücrete yüzde 30 zam verdik, birileri çatladı patladı, yüzde 30 bizim de içimize sinen, emekçinin alın terinin tam karşılığı olan bir rakam. Bu rakam en düşük tutardır. İşveren daha fazla verirse elini tutan yok. Şuan büyükşehirlerde 50-60 bin liranın altında asgari ücret alan da yok!”

Biliyorum, bahsedilen büyükşehir hangisi ise hepiniz oraya yerleşmeyi hayal ediyorsunuz. Hangi şehir olduğunu bulursanız bir zahmet bana da söyleyin beraber taşınalım…

Bazen gerçekten neyi nasıl pazarladığının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Anlaşılan o ki, asgari ücret rakamı belirlenirken Cumhurbaşkanına böyle pazarlanmış, fakat hatırlatmak isterim halen ve geçmişte de adeta açlığa mahkum edilen emeklinin gazabıdır Erdoğan’ın şimdilerde yaşadığı yerel seçim hüsranı…

Bugün bir seçim olsa, Suriye falan hikaye, asgari ücretli ile emekli belirler seçimin sonucunu…

Birkaç başlık daha var bahsetmek istediğim…

Mesela fahiş fiyat uygulayanları vatandaşın boykot etmesini istedi Cumhurbaşkanı. Anlaşılan o ki, devletin denetlemeleri bir sonuç vermedi, bu konuda da pek çok konuda olduğu gibi iş yine vatandaşa düştü…

Faiz sebep enflasyon sonuç tezinden halen vazgeçilmiş değil gibi görünüyor. Zira faizin inmesi halinde enflasyonun da ineceğini söyledi Erdoğan, oysa hepimizin bildiği genel kurala göre enflasyonun aşağı seyri faizleri de düşüren bir durumdur. Bu biraz da ‘içinde bulunduğunuz durumun temel sebebi benim kendi tezimde iddialaşmam değildi’ demek gibi bir şey… Neyse ki, herkes biliyor gerçekleri. Kimi inanmak istemiyor, kimi sesisin çıkarmıyor sadece.

Kira ve konut fiyatlarındaki yükselişe de bir çözüm var da, bunun için tarih yok. Şöyle ki; deprem bölgesindeki inşaat faaliyetleri bittiğinde sosyal konut seferberliği başlatılacakmış, böylelikle dar gelirlinin ve yeni evlenecek çiftlerin kolaylıkla ev sahibi olması sağlanacağından kira fiyatlarında da konut fiyatlarında da var olan balon patlayacakmış… Tarih yok, çünkü önümüzdeki beş yıl içinde hayata geçmesi, vatandaşa dokunması mümkün olmayan bir projenin müjdesiydi bugün verilen…

Son olarak da; “Milletimizden sabır, metanet, ekonomi programımıza destek istiyoruz” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Fakat daha Cumhurbaşkanının konuşması tamamlanmadan salonu terk etme telaşına girmiş vatandaşların haline bakılırsa kimsede sabredecek takat kalmamıştı.

Cumhurbaşkanı salondan ayrılırken sonrasında basına kapalı olan programlarının saatleri erkene çekildi. Sonra da Bursa için ayrılan sürenin sonuna gelindi.

Muhalefet partilerinin liderleri ile yaptıkları toplantıların basına kapalı olmasını isteyen iş dünyasını anlıyorum da, Cumhurbaşkanı ile yaptıkları toplantıların basına kapalı olması talebi bana hep biraz ilginç geliyor, bir de şöyle düşünüyorum, iş insanları sade vatandaş kadar kolay uyutulmadığından ninniyi farklı söylemek gerekiyor olabilir…

Ben kendilerine Ümit Besen’den ‘Nerede o eski günler’ şarkısını armağan ediyorum mesela.

HABERLER