24 Kasım Öğretmenler Günü’nde elbette öğretmenliğe övgüler düzen bir yazı yazabilirdim ve çok da yerli yerinde olurdu. Hepimizin yetişmesinde katkı sunan, en kıymetli mesleğin sahibi öğretmenler böylesi övgü dolu yazıları fazlasıyla hak ediyor.
Ancak ben yine övgüleri bir kenara bırakarak işin aslına, yani sorun kısmına gelmek istiyorum. Çünkü biliyorum ki, başlığı süslü, içi boş her türlü izahatten, tantanadan, kutlamadan ve törenden herkes son derece sıkılmış durumda.
Bize, toptan hepimize, sadece çözüm gerek!
Bahsettiğim sıkılmışlığın emaresi olarak, tek bir güne sığdırılan övgüleri kabul etmeme kararı alıp, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtı önünde öğretmenlerin sorunlarını bir kez daha dile getirmeyi tercih eden Eğitim İş Sendikası’nın öğretmenler günü kutlamasını gösterebilirim.
“Böylesi bir günde, gururlu olduğumuz kadar buruğuz da. Çünkü bugün, Cumhuriyet tarihinde öğretmenliğe en çok zarar vermiş, onu en çok değersizleştirmiş, açlığa ve itibarsızlığa sürüklemiş olan yöneticilerin öğretmenleri riyakârca övmek için sıraya girdiği bir gün!” diyerek aktarıyor duygularını Eğitim İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy.
Bahsettiğim sıkılmışlığın sirayet ettiği öğretmenler için en önemli sorunlardan biri ülkemizde pek çok mesleğe bence bilinçli bir biçimde uygulanan itibarsızlaştırma meselesi. Bu ana başlığın ardından sıralanan diğer sorunlar da en az itibarsızlaştırma kadar önemli elbette.
‘Sıkıntılar belli de öğretmenleri ne oranda etkilediğini daha net ortaya koymak gerekiyor’ diyerek 16 bin öğretmenin katıldığı bir araştırma yapmış Eğitim İş Sendikası.
Araştırmaya göre;
*Öğretmenlerin yüzde 83.1’inin hane geliri yoksulluk sınırının altında, yüzde 61.40’ının ise geliri giderlerini karşılamıyor.
*Yüzde 90’ı kredi kartı borcunu ödemekte zorlanıyor, yaklaşık yüzde 32’sinin şahıslara borcu var, yüzde 43’ü ise her ay borç para bulmaya çalışıyor.
*Öğretmenlerin yüzde 94’ü kıyafet ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Yüzde 90’ından fazlası çocuklarının eğitim masrafları karşısında çaresiz. yüzde 97’si köyüne ve ailesinin yazlığına gitmek dışında bir tatil bilmiyor.
*Öğretmenlerin yüzde 91’i ek iş arıyor.
*Öğretmenlerin yaklaşık yüzde 97’si maaşlarının düşüklüğü nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünüyor.
Tablo bize şunu söylüyor; öğretmenler hayat pahalılığını iliklerine kadar hissediyor!
Avrupa Eğitim Bilgi Ağı verilerine göre; Avrupa’da son 11 yılda öğretmen maaşlarının düştüğü tek ülke Türkiye oldu. Verilere göre, Avrupa’da öğretmen maaşının en yüksek olduğu ülke Lüksemburg. Mesleğe yeni başlayan ilkokul öğretmenleri Lüksemburg’da yıllık 69 bin 76 Euro kazanırken, bu oran Türkiye’de 8 bin 330 Euro olarak kayda geçiyor.
Öğretmenler gününde bir açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Atila Sertel ise konuşmasında;
“Bugün ise öğretmenlerimiz ciddi geçim sıkıntısı çekiyor, hatta borçlarını ödeyemeyip intihar ediyor!” diyor.
Çocuklarımızı yetiştirsinler, hayatı ve hayatta lazım olacak tüm bilgileri öğretsinler diye emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin başlarının üstünde kara bulutlar gibi dolaşıyor geçim sıkıntısı.
Buna bir çare olarak ‘kariyer basamakları sınavı’nı ortaya koyan Milli Eğitim Bakanlığı ise sınav sonucunda verilecek ek gelire ihtiyaç duyduğu için; inanmadığı halde, karşı durduğu halde, eylemlerle boykot ettiği halde bu sınava giren öğretmenlerin adeta akılları ile dalga geçiyor.
Aylarca videolar izleyerek, kitaplar okuyarak sınava hazırlanan öğretmenlerin karşısına çıkarılan ilkokul düzeyindeki sorularla öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılara bir yenisi daha eklendi bence.
Öğretmenlerin gururları kırıldı!
Geçim sıkıntısı ile boğuşan, bizim çocuklarımızı yetiştirmeye çalışırken kendi çocuklarına maddi olarak yetemeyen, borçlu, saygınlığını yitirmiş ve gururu kırılmış öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlamak sadece onlarla aynı kaderi paylaşan biz velilere düşer diye düşünüyorum.
Gerisi allı, pullu terane olur ancak…
24 Kasım Öğretmenler Gününüz kutlu olsun…