Başlığı okuyan öğrencilerin gözlerindeki ışığı görür gibiyim. Hemen sevinmeyin öyle. Karşı oldukları sınav size yapılan sınavlar değil. Öğretmenler kendilerine yapılan sınavlara karşılar…
Eğitim camiasındaki kariyer basamakları huzursuzluğundan bir süredir bahsediyoruz. Bu meseleye benim kanaatime göre en sert tepkiyi en başından bu yana Eğitim İş vermiş, öğretmenliğin bir uzmanlık mesleği olduğunu ve uzman olarak mezun olan öğretmenlerin yeniden sınavlara girerek çeşitli kariyer basamaklarına göre isimlendirilmesinin doğru olmadığını belirtmişti.
Konuyla ilgili Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy ile defalarca konuştuk, programlar yaptık. Söyledikleri bugün gibi aklımda.
En kalabalık eğitim sendikası olan Eğitim Bir-Sen‘in de gündemindeydi konu. Bu süreçte kariyer basamakları konusunda biz basın mensuplarını ziyaret ederek bilgilendirme yapmışlar, meseleyi anlamamıza yardımcı olmuşlardı. Benim bu ziyaretten aklımda kalanlar Eğitim Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Ramazan Acar’ın anlattıklarıydı haliyle. Bu konuyu sizinle dünkü yazımda paylaşmıştım.
Yazımı okuduktan sonra da görüştük Ramazan Acar ile.
“O süreçte size bahsettiklerim yasanın olması gerektiğini düşündüğümüz biçimiydi. Yasa bizim istediğimiz gibi çıkmadı, sonuçtan biz de memnun değiliz. Tepkimizi de ortaya koyduk” dedi.
Bugün de bir saatlik ders bırakma eylemi yapan Eğitim Bir-Sen;
“Özellikle sınava dayalı bir kariyer basamakları sistemi yerine toplu sözleşmede dile getirdiğimiz öğretmenlikteki hizmet süresini esas alan bir kariyer sistemi istiyoruz” diyor.
Bu talebe göre, öğretmenlikte 8 yılını dolduran öğretmenler uzman öğretmen olacak, 12 yılını dolduranlar ise başöğretmenliğe yükselecek.
Elbette bunun yanında başka pek çok taleple birlikte sözleşmeli öğretmenliğin değil, kadrolu öğretmenliğin esas alınmasını istiyorlar ve TBMM ile Milli Eğitim Bakanlığı’nı göreve çağırıyorlar.
Açıklamaya katılımın biraz düşük olduğunu, öğretmenler arasında bu kadar yaygın örgütlülüğü olan bir sendikanın gerçekten ses getiren bir kalabalık toplaması gerektiğini söyleyebilirim.
Kariyer basamaklarına yönelik bir başka eylem de yarın Eğitim Sendikaları Güç Birliği tarafından gerçekleştirilecek.
Bakalım bu eylemde katılım nasıl olacak.
Bakalım öğretmenler haklarını savunmak için alanlarda nasıl boy gösterecek…
FAİZ SAVAŞINI TEFECİ KAZANMIŞ
Yakın zamanda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi tarafından hazırlanarak biz basın mensuplarına iletilen, faiz ve tefeciler ekseni etrafındaki değerlendirme hayli dikkat çekici.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘En büyük mücadelem’ diyerek savaş açtığını belirttiği faiz biraz şekil değişikliğine uğramış olsa da savaşın çoktan galibi olmuş gibi görünüyor.
“Türkiye’yi sözde teğet geçen 2008 krizinden, yurttaşı enflasyon canavarı karşısında diz çöktüren 2021 buhranına kadar olan süre zarfında ülkede fahiş faiz oranlarıyla tefecilik yaptığı iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunulan şüpheli sayısı yüzde 79, mahkemeye sevk edilen sanık sayısı yüzde 1044, yargılama sonucunda mahkûm olan kişi sayısı yüzde 1396 arttı.
Bu da yoksulluk sınırının 23 bin 600 liraya yükseldiği Türkiye’de, geçinemeyen, borçlarını ödeyemeyen ve çocuğunu okula aç göndermek zorunda kalan yüzbinlerce kişinin tefecilerin insafına terk edildiği anlamına geliyor!” diyor İlgezdi hazırladığı raporda.
Kredi kartlarına taklalar attırarak, bir kartın borcunu başka bir kartla, olmadı çektiği kredi ile kapatmaya çalışarak yaşamaya uğraşan vatandaşlar, çaresizlik had safhaya ulaştığında anlaşılan o ki, tefecilere de uğruyorlar.
İşin kötüsü artan cezalar da meseleye çözüm olmuyor!
Adalet Bakanlığı verilerine göre krizin etkisini artırdığı 2018-2021 yılları arasında tefecilik yapanların sayısında yüzde 77 artış yaşandı. Türkiye’de 2009-2021 yılları arasında toplam 117.939 kişi hakkında tefecilik suçlamasıyla Cumhuriyet savcılıklarınca şüpheli sıfatıyla işlem yapıldı.
Cezalara rağmen yaşanan artışın nedeni, tefecilere yoğun talep olmasında yatıyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin dikkat çektiği bir başka husus ise yine Adalet Bakanlığı verilerine göre tefecilik yapanlarının yaşının 12’ye kadar düşmüş olması. 2008-2021 yılları arasında 8 çocuk hakkında suçu sabit görüldüğü gerekçesiyle mahkumiyet kararı verilmiş.
Faize savaş açarken faizin ağa babasını uygulayan tefecilerle yeterli mücadele yürütülememiş anlaşılan.