Mini mini birlerin oryantasyonu için okul kapıları açıldı bugün.
Kapılar açıldı da nasıl açıldı? Siz bir de bunu veli olma mutluluğunu yaşayamayan, yüzünde yarım bir gülüşle çocuğunu okula götüren dar gelirli vatandaşa sorun.
Neden mi?
Hemen açıklayalım ve öncelikli olarak belirtelim ki, TÜİK’in açıkladığı yıllık bazda yüzde 80.1 enflasyon oranını okul harcamalarına uyarlayamadığımız çok aşikar. Okul harcamalarına ENAG’ın açıkladığı yüzde 181 enflasyon oranı daha uyumlu görünüyor, hatta daha da fazlası.
Okula başlama maliyetleri konusunda bilgisine başvurmak üzere görüştüğüm Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy;
“Geçen yıl ve bu yılki okula başlama maliyetlerini karşılaştırdık. Okul öncesinde geçtiğimiz yıl eğitime başlama maliyeti bin 902 TL’ydi, bu yıl ise 7 bin 626 TL’ye ulaştı. İlkokulda ise geçtiğimiz yıl okula başlama maliyeti 3 bin 130 TL iken, bu yıl 12 bin 500 TL’ye ulaşmış durumda. Korkunç bir artış var!” diyor.
Gerçekten de korkunç bir artış var!
Bendeniz okul harcamaları şerefine daha nail olamadım, benim çocuklar biraz büyük. Kitap ve defter fiyatları ile karşılaşma işini de okulların açıldığı ilk haftaya ertelemeye çalışıyorum ki, bu süreçte kendimi hem bütçe olarak hem de mental olarak duruma hazır hale getirebileyim.
Ancak yazımın başında da söylediğim gibi. Bu zorlu dönem mini mini birlerin aileleri için kapıyı çoktan çaldı. Veliler çocuklarının eğitim harcamalarını karşılamak için kredi çekmeye kadar varan yeni yöntemler denerken, fiyat artışlarına göz atınca insanın içinin kararacağını söylemek gerekiyor.
“TÜİK’te enflasyon yüzde 80, fakat kırtasiyelerde yüzde 350-400’e dayanıyor. Bir kurşun kalemin fiyatı 3 kat arttı. Boya kalemlerinin fiyatı 4 kat arttı. Defterlerin fiyatı en az 3 kat arttı. Zam şampiyonu da en çok ihtiyaç duyduğumuz A4 kağıdı oldu ve yüzde 500 zamlandı. Okul forması fiyatı 3 kat arttı, ayakkabı aynı şekilde 3-4 arttı” diyor Yeliz Toy.
Enflasyon verilerinden mutfak enflasyonunu ayrı değerlendirmeyi önermiştim geçmiş dönemde bir yazımda. Bu konuya kitap ve kırtasiye enflasyonunu da ayrı değerlendirmeyi önererek devam etmek en doğrusu sanırım.
Veliler yardımlaşmak için ikinci el okul kıyafeti değiş tokuşu yapmaya başladılar. Sosyal medyada pek çok platformda az kullanılmış kaynak kitaplar ve giyilebilecek durumdaki formalar ihtiyaç sahiplerine bir biçimde ulaştırılmaya çalışılıyor.
İş kırtasiye ve kıyafet harcaması ile bitmiyor. Bunlara ilaveten kitap harcaması da yapmanız gerekiyor. Devlet bu yıl farklı bir uygulamaya gidecek ve kaynak kitapları da ücretsiz olarak öğrencilere dağıtacakmış.
Kitapların ücretsiz ulaştırılması çok güzel de, kırtasiye masrafını karşılamakta böylesine zorlanacak velilere yardım edilip temel ders kitaplarının içeriği zenginleştirilse, ücretsiz kaynak kitap dağıtılmasından daha doğru bir hamle olmaz mıydı acaba?
Masrafların hepsi kocaman bir yığın oluştururken en endişe verici durum okul terklerine zemin hazırlanıyor olması. Özellikle kırsal kesimdeki kız öğrenciler ve şimdiden sanayide çıraklık eğitimi almaya başlamış meslek lisesi öğrencileri arasında okul terklerinin yaygınlaşacağı endişesi hakim.
Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak şehrimizde eğitim alan meslek lisesi öğrencilerinin sayısını 3 binden 20 bine çıkardığını duyuran İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür konuyu her ne kadar bir başarı olarak sunsa da, içinde bulunduğumuz ekonomik durumun aileleri zorlaması nedeniyle tablo pek de iç açıcı değil aslında.
Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’un dikkat çektiği bir diğer husus da geçtiğimiz yıl yaptıkları ve çok ses getiren öğrencilerin açlık sorununa yönelik araştırma sonuçlarının bu yıl daha hazin bir tabloyla önümüzde olma ihtimali.
“Geçtiğimiz yıl mayıs ayında Bursa’nın 17 ilçesinde kapsamlı olarak yaptığımız araştırmada, okullarda her 4 öğrenciden birinin aç olduğunu ortaya koymuştuk. Öğrenci başına düşen günlük harçlık sadece 82 kuruş. Simit fiyatlarındaki artış ile öğrencilerin yaptığı harcamaları karşılaştırdığımızda 13 öğrenciye bir simit düşüyordu. Haziran zamları, temmuz zamları ve ağustos zamları eklendiğinde bu yıl okullarda öğrencileri açlık sorunu bekliyor. Öğrenciler tüm gün okulda aç kalacaklar, beslenme sorunu olacak!” diyor.
Okullarda ilk zil çaldı.
Bu kez neşeli değil, endişeli ve hüzünlü oldu açılış…