CHP Genel Başkanı Özgür Özel Bursa’da ziyaretlerini sürdürdüğü sırada belediyelerin SGK’ya borçları meselesi gündeme geldi.
Ne şahane değil mi?
Böylelikle önemli gündemlerin verildiği şehir sıfatımıza yeniden kavuştuğumuzun göstergesi olan bu durum bir yandan da SGK’yı EYT’lilerin değil de CHP’li belediyelerin batırdığını öğrenmemize vesile oldu…
Şaka bir yana, yıllardır ülkenin olabilecek en kötü biçimlerde nasıl olup da yönetildiğinin resmi de bir bir ortaya çıkmaya başladı.
Elbette SGK’yı EYT’lilerin toplu olarak emekli olmaları batırmadı. SGK zaten batık bir kurumdu, üstelik EYT’lilerin var olan hakları ellerinden alınmamış olsaydı, bu insanlar emekli olmaları gereken zamanda belirli periyotlar halinde emekli olacaklar, dolayısıyla toplu bir emeklilik durumu yaşanmayacaktı. Aynı zamanda bir kişiden 30 yıl boyunca belli bir prim kesip o kişiye bu prim karşılığında sağlık ve çalışamadığı zamanlar için emekli maaşı sözü veriyorsan bu sözü yerine getirmek devlet olarak senin sorumluluğun. Bu sorumluluğu yerine getiremiyor oluşunun bahanelerini bir yerlere sıvamaya çalışmana gerek yok!
Diğer yandan CHP’li belediyelerin çalışanlarının SGK’larını ödemeleri durumunun enteresan bir biçimde belediyelerin önemli bir bölümü CHP’ye geçeli daha dört ay olmuşken yepyeni bir buluşmuş gibi bulunup ortaya koyuluyor oluşu da tam olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in söylediği gibi CHP’li belediyelere iş yaptırmamaya yönelik bir sabotajdan başka şekilde tarif edilemez!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu, SGK primlerini ödemeyen belediyeleri işçinin hakkını hukukunu korumak adına bu borçları ödemeye davet etmesiyle başlayan ve bence daha işin bu ‘işçinin emekçinin hakkını hukukun koruma’ konusunda beni bir gülmenin aldığı cümlesinin güldürücü olmaktan çok delirtici olduğu gerçekliği herkesin gözüne çarpıyor sanırım.
Misal benim gözüme öyle çok çarpıyor ki, hani tarifi imkansız, öyle diyeyim…
Neyse dedim ya, çok şükür bu tartışma CHP Genel Başkanının Bursa’da olduğu dönemde ortaya çıktı ve bizim de gündemlerin başına oturma şerefine nail olmamız mümkün oldu.
“2-3 gündür bir tartışma var. SGK’nın belediyelere borcu çok, tahsile vereceğiz. SGK’ya belediyelerin borcu her zaman çoktu. Belediyeler icraat yapmasın, iş yapmasın diye haksızlığa uğratıyorlar. Bursa gibi bir belediyeyi yıllarca yönettiler. Mustafa Bozbey’e ‘kaç para borcun var?’ dedim. 900 milyon dolar, yani 30 milyar lira dedi. Bakan dedi ki ’90 milyar lira belediyelerin borcu var. Sadece SGK borcu 4.5 milyar.’ Bütün belediyeler iştiraklerinin borcunu konuşuyor. Türkiye’nin en borçlu belediyeleri Bursa, Denizli, Sakarya, Ordu, Balıkesir. Elimizi kolumuzu bağlamaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi Özgür Özel ilk olarak CHP Bursa İl Başkanlığı binasında.
“CHP’li belediyelere borçlar yüzünden haciz işlemi yapacakmış. Parayı AK Partili harcamış, biz ödeyecekmişiz. Çöpleri toplayamayacak hale getirecekmiş. Ben toplarım çöpleri yine muhtaç etmem bu milleti. Bütün Türkiye’de milyonlarca lira birikti. Sokak ekonomisindekiler için, yoksullar için. O paralara el koydunuz. ‘Askıda fatura’ dedik. Çıktı, vatandaş milletin faturasını ödedi. ‘Veresiye defterlerini kapatacağız’ dedik. Her yerdeki kapandı. Siz bizi çok hafife alıyorsunuz. Üzerimize gelirseniz en yaratıcı formüllerle yapacağımızı biliriz. ” dedi Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı önünde yaptığı konuşmada.
Hoooppp… Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığını CHP’li Mustafa Bozbey’e devreden, şimdilerde de AK Parti İl Başkanlığı için kulis çalışmaları yürüttüğünü duydum Alinur Aktaş’tan bir açıklama geldi.
Tarafları elbet dinlemek, sonrasında fikir beyan etmek gerektiğinden, kısaca bir özet geçelim;
“CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in devraldıkları Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 4.5 milyar TL. SGK ve vergi borcu olduğunu, bu borcun büyük kısmının SGK borcu olduğu iddiasını büyük bir dehşet ve hayretle takip ettim. Müddei iddiasını ispatla mesuldür. Aksi halde müfteridir! (‘İddiasını ispatla yükümlüdür, aksi halde iftira atandır’ diyor burada, ancak AK Parti İl Başkanlığı ihtimali olduğu için serde, daha ziyade Arapça içerikli konuşuyor!)
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ve BUSKİ’nin SGK borcu yoktur. İştiraklerden BURULAŞ’ın 31 Mart 2024 tarihine kadar 600 küsur milyon TL. civarında SGK borcu bulunmaktadır. Ayrıca 1 Nisan’dan itibaren yeni seçilen başkanın idaresindeki BURULAŞ SGK borcunu ödememektedir!” diyor.
Metin biraz daha uzun, ben sadeleştirme tarafında kaldım. Hasılı kelam, söylenenden çok az borç olduğu ve iddia edildiği gibi CHP’li belediyelerin göreve başlamaları itibariyle SGK’ların ödenmesi gibi bir durumun olmadığı belirtiliyor.
Gelelim, işçinin ve emekçinin dostu, emekli yılımızın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan sonraki en önemli mucidi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a. Şöyle demiş kendisi;
“Türkiye genelinde belediyelerin SGK’ya olan toplam prim borcunu 96 Milyar TL’ye ulaştı, bu borçların %67,7’si tek başına CHP’li belediyelere ait. “seçim oldu” diyerek kafa karışıklığı yaratmaya, aziz milletimizi yalanlarla aldatmaya çalışmanın kimseye faydası yoktur. CHP’li belediye başkanlarına tavsiyemiz; emekçilerin alın terinin hakkı olan sigorta primlerini bir an evvel ödemeleridir!”
Yav bu nasıl bir emekten, emekçiden yana duruş, akıl alır gibi değil…
Haaa… Bu arada bahsi geçen tartışma burada da sabit kalmadı. Tartışma programlarına da taşındı.
Şöyle ki; CHP’li belediyelerin borç yükü hakkında fikir almak amacıyla olsa gerek TV100 ekranlarında gerçekleştirilen bir tartışma programına konuk olan Mustafa Bozbey’in açıkladığı rakamların asla ve kata doğruyu yansıtmadığını belirten Bursa Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Alinur Aktaş, duruma şiddetle karşı çıkarak ve borcun açıklanan rakamlarla alakası olmadığını belirttik, kendisini Cumhuriyet Savcılarına şikayet etti ve Bozbey için ‘Kendisine Bursa’da Rantsever derler’ diyerek ciddi de bir ithamda bulundu!
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey bu ithamlara karşılık bir yanıt verecek midir, yasal haklarını kullanacak mıdır, her iki belediye başkanı da elimde belgeler var diyerek açıkladıkları rakamları hangi belgelere dayanarak açıkladıklarını basınla şeffaf biçimde paylaşacak mıdır… Tüm bunlar birer soru…
Buraya kadar beyan esastır dedik ve mevcut konuşmaları aktardık. Bunlar hep okura olan saygıdan. Fakat işin bundan sonrası biraz bana kaldığından bir müsaadenizi isteyeceğim…
Görüyoruz ki, yıllardır gündeme gelmeyen belediyelerin SGK ve diğer vergi borçları İller Bankası aracılığı ile vatandaşa verilecek hizmetler karşılığında belediyelere verilen ödeneklerden kesilmek, dolayısıyla bu vesileyle merkezi hükümete gelir sağlamak adına şimdi gündeme geldi.
Pek güzel, pek hoş…
O halde bir deyiverin hele, siz bu SGK ve varsa vergi alacaklarını tahsil edince biz gariban vatandaşa ne vereceksiniz?
Hani bu vatandaşın hakkını hukukunu savunmak için tahsil ettiğiniz bir para ya…
Heh… İşte biz o paradan nasıl ve ne kadar faydalanacağız?
Misal, emekli maaşını iki katına mı çıkaracaksınız? Asgari ücretliye ek ödeme mi tayin edeceksiniz? Hastanelerinin imkanlarını artırıp daha iyi sağlık hizmeti almamızı, bir ultrason için dört ay beklemememizi mi sağlayacaksınız?
Elbette borçlu olan belediyeler bu borçlarını ödesinler, fakat tamı tamına 22 yıldır borcunu harcını sildiğiniz tüm büyük şirketler vergi borçlarını ödesinler önce bir zahmet.
Bakıyorum da son dört beş gündür ortaya dökülen matrah tutarlarına, bu ülkenin en çok para kazanan şirketleri, hatta AK Partinin kendi milletvekillerinin şirketleri de buna dahil, yıllardır vergi ödememiş, vergi tahakkuk edenlerin vergi borçları da bir kalem, bir imza ile silinivermiş…
Bakıyorum da önüme koyulan hesaplar, bu millet ne çok küfe taşımış meğer sırtında…
Siz bana hizmet için kullanılacak olan parayı, yani benim paramı nasıl oluyor da bir kalemde silme hakkına sahip oluyorsunuz?
Önce paraya para demeyen şirketler, sonra millete hizmet eden belediyeler…
Her şey sırayla…
Yoksa bu vatandaş sırtındaki küfeleri atıverecek yol ortasında haberiniz olsun!