Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Orhangazi’de çiftçi ekim yapmasın! Ne zamana kadar?

Bugün sabah saatlerinde ajanslardan geçen bir haber göç yolundaki flamingoların, İznik Gölü Orhangazi sahilinde verdikleri moladan fotoğraflar paylaşarak görsel bir şölen sunuyordu. Sonra da şöyle bir bilgi ekleniyordu fotoğrafın altına;

“Koruma altındaki sulak alan, göç eden su ve kıyı kuşlarının beslenme ve barınma ihtiyaçları açısından büyük önem taşıyor…”

Bu bilgiyi hafızalarınıza kazıyın, çünkü yakın gelecekte böyle bir bilgi tarihi geçmiş olarak karşımıza çıkabilir!

İznik Gölünde durum öylesine vahim…

Yıllardır anlatılan ve 1978 yılından bu yana yaşanan su çekilmesi son noktaya gelip dayandı.

Bir önceki yazıda başladığımız işi doğru kaynakları kullanarak doğru bilgilendirme ile bitirelim o halde.

Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fevzi Çakmak ile yaptığım görüşme ışığında şunu söyleyebilirim ki, İznik Gölü’nden beslenen sanayi tesislerine verilen sular da kesilecek. Bu konuda göze en çok batan Gemlik Gübre ile de konu konuşulmuş, suyun kesileceği DSİ yetkilileri tarafından kendilerine iletilmiş, ancak Gemlik Gübre bünyesinde 3 tane azot tankı bulunduğu, suyun bu tankları soğutmak için kullanıldığı, soğutma işlemi yapılmadığı takdirde tankların patlayacağı bilgisi alınmış. Hülasası, Gemlik Gübre azot tanklarını boşaltmak için DSİ yetkililerinden süre istemiş, haliyle bu süre zarfında tankları soğutmaya devam etmek için suyun kesilmemesini de talep etmiş.

Şimdi Gemlik Gübre’nin tankları boşaltması bekleniyor. Sonrasında sanayi için de su tahsisi durdurulacak.

İşin tarım konusuna gelecek olursak, şöyle bir özet geçelim…

Gölün minimum işletme kotu 83,30 metre olmasına rağmen, 28 Şubat 2025 itibarıyla su seviyesi 82,80 metreye kadar düşmüş. Pompaların bu seviyede çok minimal düzeyde çalışabileceği aşikar.

Önümüzde 16 bin 28 hektarlık tarım arazi mevcut, arazi için gerekli su miktarı yıllık 55 milyon metreküp!

İznik Gölü’nden sebze üretimi için su alan tüm pompalı sulamalar su seviyesi beklenen düzeye gelene kadar iptal edildi. Göl seviyesi 83,30 metreye ulaşmadıkça tarımsal sulama yapılmayacak.

Geçtiğimiz günlerde DSİ yetkilileri ile çiftçiler arasında düzenlenen toplantıda da bu durum anlatılmaya çalışıldı. Çiftçilere kısaca, ‘bu yıl sebze ekmeyin, biz verebileceğimiz minimal su ile meyve ağaçlarını yaşatmaya çalışalım’ dendi. Sebze ekmek için büyük yatırım yapan çiftçinin yarattığı haklı infial sonucu toplantı yarıda kesildi…

2025 yılı sulama sezonunda tarım arazilerinde yüzde 50 oranında kuru tarım uygulanacak. Sulama alanı dışındaki bölgelere su verilmeyecek!

Peki ne yapılacak?

DSİ yetkilileri daha derin bir deşarjdan su alabilecekleri bir proje üzerinde çalışacaklar, bu projeyi bakanlığa sunacaklar, bakanlıktan onay aldıkları takdirde proje ihaleye çıkacak, ihaleye ödenek çıktığı takdirde proje üzerinde çalışılmaya başlanacak

Daha derin deşarjdan ne zaman su alınmaya başlanacak?

Benim tahminime göre belirsiz bir süreç var önümüzde…

Orhangazi Ziraat Odasına kayıtlı 11 bin çiftçinin mevcut, İznik Gölünden verilen su tahsisi dışında kullanılabilecek başka su kaynağı yok! Yağmur duasının dışında bu işin sonu çiftçi için açlık ve felaket demek…

100 yaşını devirmiş bir devlette 1978 yılından bu yana süre gelen su çekilmesi ve küresel ısınma, iklim değişikliği konuları iyice irdelenip tarım kökenlerinden kopmadan suya ve gıdaya olan ihtiyaç göz önünde bulundurularak, duruma uygun sulama ve tarım yapma yöntemleri çoktan geliştirilmiş olmalıydı.

Tamı tamına 47 yıldır bu önlemlerin alınması için gerekli çalışmalar başlatılmalı, şimdiye kadar değişen iklim koşullarına uygun tarım yöntemleri yerleşmiş olmalı, vahşi sulamadan çiftçi çoktan uzaklaşarak suyun daha ekonomik kullanıldığı sulama teknikleri ile buluşturulmalıydı.

47 senedir var olan sorun göz ardı edilerek, üstelik gölün suları sanayiye de peşkeş çekilerek hoyratça bir ilerlemenin sonucunda İznik ve Orhangazi çiftçisine bu yıl, belki önümüzdeki yıl, hatta belki bir sonraki yıl sebze ekimi yapmayın demek çiftçiyi tarımdan uzaklaştıracağı gibi açlık ve sefalete de terk edecektir.

Sade vatandaş da pazara çıktığında salatalığın fiyatının nasıl olup da benzin fiyatına endeksli olduğunu düşünüp duracaktır!

HABERLER