Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Ötekileştirmek, ötekileştirmemek…

Bursa’da yeni bir dönem başladı yerel seçimlerin şaşırtan sonuçları ile birlikte. Şimdiye kadar yönetilmeye alışık olduğumuz bir tarzın dışında ayrıştırılmadan, kutuplaştırılmadan yönetilme vaadiyle çıkıyor CHP’li belediyeler karşımıza.

Nasıl da özlediğimiz bir şey…

Partinin klasik bayramlaşma mekanı olan Özgen Çay Bahçesinde alışık olunmadık biçimde bayramın birinci gününde yapılan parti bayramlaşmasında konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın;

Bundan sonra koltuk yükseldikçe bizler aşağı ineceğiz. Gönlümüz hep sizinle olacak. Biz bunları başarırsak, bana göre 2028’de olacak olan o seçim tahminimce 2026’da yapılacak. O ilk yapılacak genel seçimin öncüleri bizlerin yapacağı güzel hizmetlerdir. İnsanların baskıya uğramış, nefes almaktan adeta usanmış yapısını değiştireceğiz” diyor konuşmasında.

Aydın’ın sadece CHP örgütüne konuşmadığını hemen belirtmek lazım. Yükselen değerin, kazanan takımın yanında olmak isteyen herkes orada çünkü…

Bizdeki güce tapınma alışkanlığının hemen kırılmasını beklemek saf dillik olurdu zaten. Üstelik herkesin orada olması ve ayrıştırılmama sözünü duyması da işin güzel tarafı.

Konuşmanın bir erken seçim tahmini dillendirdiğini de bir kez daha vurgulamak lazım.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in de konuşmasında;

Betonun yerine yeşilin, rantın yerine halkın önemli olduğunu göstermek için göreve geldik, bunu da başaracağız. Kimse üşümesin, aç kalmasın, eğitimden mahrum kalmasın istiyoruz. Kimseyi ötekileştirmeyeceğimizi de tüm Bursa’nın huzurunda ifade etmek istiyorum. Öteki sözcüğünü reddeden biriyim. Halk ayrıştırma kavga şatafat, israf istemiyor, halk bizden hizmet istiyor, onu da eşit ve adil istiyor” sözleri de benzer bir içerik sunuyor.

Ana fikir ‘ÖTEKİLEŞTİRMEMEK

CHP’li belediye başkanları bu ana fikri çok doğru tespit etmişler, icraatları da bu ana fikir doğrultusunda olursa Bursa’da çok güzel işler yapılacağına olan inancımı korumaya devam edebilirim.

Bayramın birinci günü bayramlaşmasını yapan AK Parti teşkilatlarında ise burukluğun hakim olduğunu söylemekte yarar var.

Bayramlaşmada konuşan AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank;

“Bir itirafla başlamak istiyorum. 31 Mart seçimlerinden sonra hepimizin kalbi biraz buruktu. Ama bugün bu bayramlaşma programında tıpkı bizim gibi sizlerin de eminin coşkusu arttı. Allah’ın izniyle yolumuza devam edeceğiz. Yıldırım Belediyesi bundan sonra bizim gözbebeğimiz. Buradaki hizmetlerimizi ve gerçek belediyeciliği orada göstereceğiz… Muhalefet nasıl yapılır onlara göstereceğiz” diyor konuşmasında.

Yaklaşık 5 yıl boyunca, ‘Elinizde kalan en büyük belediye Bursa Büyükşehir Belediyesi, ben olsam buraya hizmet yağdırırım ki, yerelde neler yapabileceğimi bütün Türkiye görsün, hizmete boğulması gereken bir şehir nasıl bu kadar yalnız bırakılır?’ soruma bir yanıt alamamış olmam ve bir ihtimal söylemeye çalıştığımın nihayet anlaşılmış olması dışında bir sorun yok…

Yıldırım’ın merkezi hükümetin göz bebeği olmasını ve buna yönelik hizmet almasını, kalkınmasını, yepyeni bir kent vizyonu ile karşımıza çıkmasını, burada yaşayan vatandaşların artık bir miktar sebat etmesini yürekten dilerim. Fakat demem o ki; elde sadece Bursa kalmışken, ‘eldeki kuş’  muamelesi ile hiçbir yatırım almadığımızı hatırlatmakta fayda var.

Şimdi iki çift laf söylemek lazım bu iki bayramlaşmanın üzerine…

Öncelikle CHP’li belediyelerin ‘ötekileştirmeme’ sözünün çok değerli olduğunu unutmamaları ve bu sözün anlamına göre hareket ederek hizmet götürmeleri, bu sözün anlamına göre hareket ettiklerini de halka halkın yanında olarak anlatmayı ihmal etmemeleri genel seçimlerde başarı istiyorlarsa şart.

Bunu yapabilmek için şimdilerde hummalı bir biçimde çalıştıkları ekip oluşturma konusunda gerçekten liyakate önem vererek ilerlemeleri gerekiyor.

Eğer AK Parti belediyeleri gibi CHP belediyeleri de kadro doldurma adresi olarak görülürse vay halimize, çünkü AK Partinin arkasında olan merkezi hükümet desteği CHP’li belediyelerin arkasında olmayacak malum…

İşin buraya kadar olan kısmını belediye başkanları da biliyor zaten, tam da bu nedenle doğru karar vermek için derin düşünüyorlar. En azından ben öyle olduğunun umuyorum…

Yeni belediyelerin eskinin tekrarına düşmemeleri de en az ‘ötekileştirmeme’ kadar önemli bir konu bence. Geçtiğimiz günlerde Enbursa.com köşe yazarı Yüksel Baysal’ın dile getirdiği afiş çılgınlığı bu tekrarlardan biri misal. Sonuçlar için teşekkür etmek, belediye başkan değişikliğini Bursa’ya duyurmak her ilçe ve Büyükşehir açısından önemli, kabul ediyorum, fakat afiş çılgınlığının yerini sürekli vatandaşın içinde olan belediye başkanları, parti yöneticileri ve belediye görevlilerinin alması gerekiyor bundan sonrası için.

Tam da Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın dile getirdiği gibi; “…Koltuk yükseldikçe bizler aşağı ineceğiz…” sözüne uygun hareket edilmeli ki, vatandaşın gözünde kibir abidesi olarak yaftalanmadan şehir yönetmek mümkün olsun.

Aslında bir klasik olarak CHP için kullanılan cümleyi bu kez şöyle değiştireceğim; ‘AK Parti ise hep bildiğiniz gibi…’ çünkü halen bir ayrıştırma, halen bir ötekileştirme, halen bir karşı mahalle anlayışı sürüyor konuşmalarda. Yıldırım Belediyesini göz bebekleri ilan eden Mustafa Varank, merkezi hükümetin ayrıştırıcı politikasını dillendirmekten çekinmemiş görünüyor.

‘CHP kazanmadı, bizim seçmenimiz sandığa gitmedi’ diyen AK Partinin ileri gelenleri şunu unutmamalıdır ki, AK Parti seçmeninin yerel seçim sürecinde en çok kullandığı cümleler ‘kibir abidesi, kibrinde boğulmuş, kibrinden yanına yaklaşılmayan…’ cümleleriydi. İçinde bolca ‘kibir’ kelimesinin geçtiği bu cümleler sandığa gidecek ayakları durdurdu.

Güçlünün yükseldiği noktadan aşağıya bakması ve ellerini alnının çatına koyarak ‘oralarda neler oluyor?’ diye sorması kolay bir durum değil elbette, yükseklerdeki ışık gözleri kamaştırıyor doğru, ama bunu yapmayanlar bir anda paçalarından çekiştirilerek bulundukları yüksek yerlerden düşmeye mahkumdurlar.

Unutmamak lazım…

Yarın da yeni sürecin Bursa basını için neler getireceğine, getirmesi gerektiğine bir bakalım…

NOT: CHP bayramlaşmada sığamadığı gerekçesi ile bundan sonraki töreni başka bir yerde yapma ihtimalini de konuşmuş. Ben gelenekçi ve muhafazakar biri olduğumdan belki partinin bayramlaşma mekanını hiç değiştirmemesi taraftarıyım. Dünyanın en güçlü ülkelerinden İngiltere halen bir mahalle içindeki 10 numaralı konuttan yönetiliyor. Bu İngiltere’nin gücünün eksilmesine neden olmuyor hatırlarsanız.

HABERLER