Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Ötenazi değil, öldürme!

Sahipsiz Sokak Hayvanlarına yönelik düzenlemeler içeren Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifindeki tırnak içinde ‘Ötenazi’ tırnak dışında ‘Öldürme’ uygulamasını konuşmak istiyorum bugün bir kez daha…

Sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek’in paylaşımı ile öne çıkan ve partinin konuyla ilgili görüşlerini belirten yazıyı buraya olduğu gibi aktarmak istiyorum;

“Sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeler içeren hayvanları koruma kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifindeki ötanazi uygulamasını kabul etmiyoruz.

Birinci olarak bu kanun teklifiyle birlikte sokak hayvanlarının öldürülmesinin de önü açılmaktadır. Üstelik AK Parti iktidarı bu katliam uygulamasını yerel yönetimlerin üzerine atıp, sorunun çözümü noktasında sorumluluktan kaçmak istemektedir. Hiçbir şart altında hayvanların öldürülmesini kabul etmiyoruz.

İkinci olarak sunulan kanun teklifi 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı hayvanları koruma kanununun genel ilkelerine ve mevcut sistematiğine ayrıca 2019 yılında yayımlanan ‘TBMM Hayvanların Haklarının Korunması ile Hayvanlara Eziyet ve Kötü Muamelelerin Önlenmesi için Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi’ amacıyla kurulan meclis araştırması komisyonu raporuna tamamen aykırıdır.

Üçüncü olarak merkezi bütçeden belediyelere aktarılan payları daraltan turizm bölgelerinde belediye işletmelerine el koyan, CHP’li belediyenin gelirlerini sürekli azaltarak iş yapamaz duruma düşürmek isteyen AK Parti iktidarı sokak hayvanları konusunda işin maliyeti ve sorumluluğunu yerel yönetimlere yükleyip işin içinden sıyrılmaya çalışmaktadır.

Bu durumun farkındayız. Yerel yönetimlerin geliri ne kadar kısıtlanırsa kısıtlansın başta hayvan sever yurttaşlarımızla birlikte hayvanların yaşam haklarını merkeze alan politikalarla çözüm üreteceğiz.

Yurttaşlarımızın tamamına yakınının memnun olacağı toplumda tartışma konusu olmayacak uygulamaları yerel yönetimler hayata geçirecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.”

Buradan da anlaşılacağı üzere CHP bu kanun teklifine pek de sıcak bakmıyor. Hatta Bursa’nın CHP’li belediye başkanları da burada paylaştığım yazıya sosyal medyalarında yer vererek uygulamayı desteklemediklerini belirtiyor.

Anlaşılan o ki, CHP’li belediyeler kısırlaştırmaya ağırlık veren çözümü uygulama yönünde bir tavır alacak.

Aslında daha önce yaptığım bir şeyi tekrarlamakta da yarar var. Mecliste görüşülmeye başlanacak olan kanun teklifinin pek çok açığı bulunuyor. Bu açıkları da konuyla yakından ilgilenenlerin ağzından size aktarmak istiyorum…

1-Agresif köpek diye bir etiket çıkarıldı. Bir köpek korktuysa, yavrularını ve bölgeyi koruyorsa agresif olabilir. Biri gelip size taş atsa çocuğunuzu almaya çalışsa, yemeğinizi elinizden alsa, dövse tepki vermez misiniz? Şimdi siz agresif mi oldunuz, yoksa sadece kendinizi mi savunmaya çalışıyorsunuz?

2-Köpekler çete kuruyormuş? Köpekler sosyal hayvanlardır, tabi ki, bir araya gelecekler, siz niye arkadaşlarınızla bir araya geliyorsunuz hiç düşündünüz mü?

3-Köpekler sakince yatsa bile onlardan rahatsız olanlar var, kötü niyetle olmadığı halde bana saldırdı diye ihbar edeni nasıl engelleyeceksiniz? Kötü niyetli ihbarlar için ne ceza uygulayacaksınız?

4-Rehabilitasyon lafı çok sevildi ama içi boş! Bir köpeğin davranışsal analizi ve rehabilitasyonunu kim yapacak? Bu konuda deneyimleri ve zamanları var mı? Bir ay yeter mi? İnsanları yıllarca tedavi ediyorsunuz, bir ayda sorunlar çözülür mü?

5-Bakım evi yapılması için ödenek sağladınız mı? 2004’ten beri yapmayan belediyeye ne yaptırımınız oldu?

6-Kısırlaştırma seferberliği lafı yok bile! Herkes olmayan barınağında, olmayan parası ile mi kısırlaştırma yapacak? Kısırlaştırma için ödenen komik para hala aynı mı?

7-Tarım Bakanlığı aşılama ve kısırlaştırmaya yardım edecekmiş, kaç veteriner hekiminiz var? Çipi bile ofis masasının üzerinde takmaya mecbur ettiniz hekimleri! Klinik mi kuracaksınız?

8-Toplanan köpekleri bakmaya bakım evi mi var? Beton hapishanelerde tüm köpeklerin birbirini açlık ve sefalet içinde parçalamasını mı bekleyeceğiz?

9-Betonlara ödenecek paraların onda biri ile hızlıca kısırlaştırma yapabilirdik oysa…

10-Salgın hastalık, kuduz ve agresif hayvan için uyutma kararı zaten veteriner hekimindi, ne değişti?

11-Hayvanlara zarar veren insanlar için hiçbir yaptırım ya da eğitim çalışması neden yok?

12-Bakım evi yapmak istemeyen belediye yavaş yavaş ötenazi altında eritecek tüm hayvanları! Köpekle bitecek mi? Sıra kediye, kuşa, domuza gelecek. Yiyemediği sömüremediği her hayvanı yük kabul eden zihniyete doğanın dengesini anlatabilir misin?

Biz ne dersek diyelim meclis çoğunluğunu elinde bulunduran AK Parti hükümetinin bu teklifi kabul edeceğini düşünüyorum. Şimdiye kadar AK Partililerin çeşitli kademeleri ile görüşmeler yapan, her defasında fikirleri büyük bir memnuniyet ve kabul görmüş gibi dinlenen hayvanseverler karşılaştıkları teklifle bir kez daha yıkıldılar.

Pek çoğu tüm masraflarını kendileri karşılamak suretiyle hızla kısırlaştırmaya başlama önerisi ile gitti partinin kapısına. Onlara ‘harika’ dendi, ancak sonuç ortada.

Oysa ki, pek çok sorun karşısında partinin kapısını çalan, yetili etkili isimlerle görüşen, görüşlerinin ve çözüm önerilerinin büyük kabul gördüğünü düşünen nice sivil toplum kuruluşu benzeri bir hayal kırıklığı yaşadı 20 yılı aşkın süredir.

Aynı duruş, aynı tavır bir kez daha kendini gösterdi. Tüm çözüm yollarına, tüm bakış açılarına kapatıldı gözler ve kulaklar…

Sanki bu ülkeyi bambaşka bir el yönetiyor ve kimseyi dinlemiyor gibi…

Ne üzücü…

O halde aslında köpeklerden çok korkan, ancak onlar olmadan doğanın dengesinin alt üst olacağını da bilen ve kendisini bu konuda eğitmeye çalışan bir yazar olarak şunu söyleyebilirim; vicdanları yaralamayan, bu ülkenin tarihine kara çalmayan, kadim Anadolu’nun öğretilerine uygun bir çözüm üzerinde anlaşmalıyız.

NOT: Geçtiğimiz günlerde UNESCO Dünya Mirası Listesine girmek için başvuruda bulunan İznik ile ilgili başvurunun geri çekildiğine ilişkin bir yazı yazmıştım hatırlarsınız. Başvurunun geri çekilmesinin nedeni İznik ile ilgili hazırlanan raporun olumsuz oluşuydu.

Geçtiğimiz gün Bursa UNESCO Derneği’nin basın toplantısına dahil olunca biraz daha bilgilendim konuyla alakalı. Başkan İlker Özaslan, Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi olarak düzenlenen tarihi Misi evinde derneğinin çalışmaları hakkında habercilere bilgiler verdi.

İznik’in kültürel miras listesine girememiş olmasına yönelik üzüntülerini de dile getirdi.

“İznik’te bir gol yedik. Bulgar raportörün 8 olumsuz madde bildirimi üzerine Dünya Mirası Listesi’ne başvurumuz geri çekildi” sözleri Başkana ait. İznik’te bir kilise olmaması, camiye çevrilen mevcut yapının restorasyonu ile ilgili hatalar ve daha önce de yazdığım gibi tarihi yapıların İznik’in gelişen yüzünün içinde kayboluşu en büyük etkenler arasında.

HABERLER