Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Özelde fahiş fiyatlar, devlette derslik eksikliği hakim!

2022-2023 eğitim öğretim yılının ilk dönemi bugün itibariyle tamamlandı. Çocuklarımız karnelerini aldılar, bir süre dinlenmek üzere evlerine döndüler. Çocukların kafalarında tatil planları var muhtemelen, fakat özel okul velilerinin aklı fikri okul fiyatlarında.

Bir süredir var bu sorun, özellikle okulların erken kayıt dönemlerinin başlamasını ve talep edilen rakamların neler olacağını görmeyi bekledim.

Tablo gerçekten de içler acısı…

Bu konudaki acıyı dindirmek için hükümetimiz derhal konuya el attı ve daha önce soğan patates teröristlerini etkisiz hale getirdiği gibi, marketlerin fiyatlarına sınırlama getirdiği gibi, özel okul fiyatlarına yapılacak zam için de bir oran belirledi sağ olsun.

Yüzde 65!

Nasıl ki, soğan patates fiyatları düşmediyse, nasıl ki marketlerde ürünlerin fiyatı her gün artmaya devam ettiyse, özel okul fiyatlarında da hükümetin belirlediği zam oranına uyulmuyor.

Beğenmezseniz başka okula gidebilirsiniz!’ tehdidi ile burun buruna gelen veliler, eğitim ücretlerinin yanı sıra ‘hizmet bedeli’, ‘yemek bedeli’, ‘servis bedeli’, ‘kitap ve kırtasiye bedeli’ gibi rakamlardaki fahiş artışla da boğuşuyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, çocuklarını bir önceki yıla göre yüzde 200 ila 300 arasında değişen fahiş artışlarla ancak gönderebilecekler okullarına.

Bir ayrıntı daha, bahsedilen rakamlar erken kayıt dönemi için geçerli. Erken kayıt dönemi olmasa mevzu çok daha başka yerlere gidiyor.

Şimdi burada kendimi de işin içine katarak, öncelikli olarak biz sayın velileri eleştiriyorum. Benim de düştüğüm bir gafletle, devletin özel okulları özendirmesine tepki göstermek yerine çocuklarımızı en azından belli bir dönem dershane yerine özel okula göndermeyi tercih ettik.

Oysa bize vakti zamanında verilen ve bazı özel okulların yıllık ödemelerinin neredeyse yarısına varan teşvikler Milli Eğitim Bütçesi olarak kullanılsa, çocuklarımız için daha iyi imkanlarla devlet eğitimi sunulsa, yani biz devletten bunu talep etsek ve talebimize karşılık bulmuş olsak, şimdi kimse bu sorunu yaşamayacaktı.

Paşa paşa okuyacaktı çocuklarımız devletin okullarında.

Böylelikle öğretmenler kadro beklemeyecekti, özel okul öğretmenlerinin düşük ücretlerle çalıştırılması sorunu oluşmayacaktı, hatta belki sözleşmeli öğretmen sorunu diye bir sorunumuz dahi olmayacaktı.

Milli Eğitim kendine bir çeki düzen verecekti.

Oldu mu?

Olmadı tabi. Bizdeki ‘gemisini yürüten kaptan’ anlayışı baki oldukça da olmayacak gibi görünüyor.

Özel okul velilerinin sosyal medya üzerinden çeşitli platformların çatısı altında örgütlenmeye ve kendilerine sunulan bazı masrafları ödemeleri gereken tutardan düşmek için yollar aramaya çalıştıklarını biliyorum.

Umarım bu konuda başarılı olurlar…

Yine biliyorum ki, pek çok özel okul velisi önümüzdeki yıl çocuğunu devlet okuluna göndermek konusunda çoktan karar verdi bile.

İyi güzel de özel okul öğrencilerinin bir bölümünün devlet okullarına kayması durumunda devlet okullarının imkanları ne derece yeterli olacak?

Eğitim İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy konuyu şu cümlelerle net olarak özetliyor; “Daha şimdiden Bursa’nın 5 bin derslik ihtiyacı mevcut. Bahsettiğiniz gibi bir tablonun oluşması halinde çok daha fazla dersliğe ihtiyaç duyacağımız kesin!”

Uzun süredir yeni okul açılışlarının yapıldığına şahit olmadığımız Bursa’da pek çok özel okulun açıldığına, hatta Nilüfer İlçesi’nin özel okulların başkenti olarak adlandırılabilecek noktaya geldiğine şahit olduk geçtiğimiz 10-15 yıl içinde.

Yeliz Toy ve ekibinin yaptıkları çalışmalarla hazırladıkları bir rapor var önümde.

“2022-2023 eğitim-öğretim yılının ilk döneminin hasar kaydı şu şekildedir:

– İhtiyaç duyulan sayıda derslik ve okul (yine) inşa edilmedi. İlimizde acil 5 bin dersliğe ihtiyaç olduğu halde yeni derslikler yapılmadığı gibi güçlendirme amacıyla yıkılan okulların da yerine yenisi yapılmadı. Hatta Çelebi Mehmet Anadolu Lisesi gibi bazın okulların inşaatına dahi başlanmadı. Ülke genelinde MEB’in ihaleye çıktığı 183 okul inşaatı, şirketler karlı bulup tenezzül etmediği için iptal edildi. Yüzlerce okula birkaç okulu dolduracak sayıda öğrenci sıkıştırıldı. Eğitim vardiyalı ve daha niteliksiz hale getirildi.

– Okul içinden okul çıkarma sihirbazlığıyla ikili ve taşımalı eğitim garabetleri, kalabalık sınıflarda eğitim sorunu devam etti. Çocuklarımız sabah ışıklar açılacak kadar karanlık, birçok yerde 50-60 kişilik kalabalık sınıflarda, uykusuz ders dinlemeye, akşamın geç saatlerinde evlerine dönmeye mahkum edildi.” deniyor.

Bahsettiğim özel okullardan geçişler söz konusu olursa yaranın çok daha derinleşeceği muhakkak!

Şimdi sosyal devletin gereklerini bir vatandaş olarak devletten talep etmediğimiz için kafamızı taştan taşa vurma zamanı galiba.

Raporun diğer maddeleri de en az bahsettiğim bu iki madde kadar önemli, bu nedenle onları başka bir yazı konusunda işlemek üzere ayırıyorum.

HABERLER