Bursa’da da beşik gibi sallanarak hissettiğimiz o korku dolu dakikalarda Uludağ’da Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve Bursa Business School işbirliğiyle gerçekleştirilen Uludağ Dirençli Kentler Zirvesi yapılmaktaydı. Konular arasında; kentleşme, sanayi, finans ve kentsel dönüşüm başlıkları yer alıyordu.
Öncelikle bu kıymetli toplantının yapıldığı binanın yakın geçmişini bir hatırlayalım…
Tarım ve Orman Bakanlığı 2014 yılında Bursa Orman Bölge Müdürlüğü kanalı ile uzun süredir metruk halde duran binayı BTSO’ya ihale etmiş ve binanın restore edilerek Yaşam Boyu Eğitim Merkezine dönüştürüleceği açıklanmıştı. BTSO’nun bölgede yaptığı çalışmaların sadece restorasyondan ibaret olmadığı, yapı alanının yüzde 150 yani iki buçuk kat artırıldığı iddiaları çevreci pek çok platform tarafından uzun süre gündemde tutulmaya çalışıldı, ancak bu çabalar pek az kişinin dikkatini çekti.
Bu süreçte elbette ağaçlar kesilmiş, endemik türlere zarar verilmişti yine iddialara göre. Konuya Akademik Odalar da müdahil olmuş gerekli girişimlerde bulunmuştu.
2023 yılının Haziran ayında maliyetlerdeki artış nedeniyle projeden vazgeçildiğine yönelik haberler yer aldı basında, hemen ardından anlaşılan bir tür devirle tesisin Bursa Business School olarak Swissotel markası altında kapılarını açacağı müjdesi verildi…
Yaşam Boyu Eğitim Merkezinden bir otele dönüşen eski sanatoryum binasının giriş kapısına daha yakın konumda bir pist oluşturulması ve bu pist oluşturulurken Milli Parklar Kanununa uygun hareket edilmemiş olması, süreç içinde endemik türlere zarar verilmesi falan hiç girmediğim konular olarak kalsın kenarda.
Hayli manidar bir yapıda hayli manidar bir konunun gündeme alındığı günün üstüne bir de deprem olup yine tüm oklar İstanbul ile birlikte Bursa’yı işaret edince konuşulanlara kulak kabartmamak olmazdı.
Açılış konuşmasında Bursa’nın birinci derece deprem kuşağında yer aldığına dikkat çeken BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, mekansal planlamanın önemine vurgu yaparak; “Geçmişteki hatalardan ders çıkararak geleceğimizi daha bilinçli ve planlı bir şekilde inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğudur” sözleri ile hepimizin yapılmasını dört gözle beklediği 2050 vizyonlu 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planını işaret etti.
Burkay’ın planlama konusunda ne kadar hassas olduğunu yine yakın geçmişten hepimiz biliyoruz sanırım. Bursa ile ilgili planlarını uzun süre anlatmıştı Bursa kamuoyuna.
Doğru da bir bakış açısı, insan planlamadığı bir süreci yönetemez. Hayata bir satranç oyunu gibi bakanların günün sonunda karlı çıkacağı muhakkak.
Burada karlı kelimesinin altını kalın kalın çizmek isterim.
Fakat gelin görün ki, diğer taraftan hayat bir oyun değil…
Planlıyoruz da kime göre neye göre…
İşin bir de bu yanından bakmak lazım…
Elbette sanayiciler kendi alanları olan sanayiyi planlamak istiyorlar. İbrahim Burkay da iş dünyasının dönüşüm için hazır olduğunu dile getiriyor her fırsatta. Zirvede yaptığı konuşmada da; “Ortak akıl önemli ama bazen üst akıl da gerekli. Bursa’nın yaşanabilir bir kent olması için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa, biz o bedeli ödemeye hazırız.” sözleri ile bu konudaki kararlılığını ortaya koydu.
Ben nasıl bir bedel ödeyeceklerini anlayamadım, ama sanırım BTSO Başkanı Burkay’ın ima etmeye çalıştığı kararlılığın resmi adının yeni bir KOBİ OSB olduğunu anlamayan kalmamıştır.
Şimdi şu noktada anlaşalım; Bursa’da 8 bin dolayında düzensiz sanayi tesisi olduğu tahmin ediliyor. Bu tesislerin çeşitli tehlikeler barındırdığı da bir gerçeklik. Mümkün olsa herkes bahsi geçen bu 8 bin tesisi düzenli bir sanayi bölgesi çatısı altında toplamak ister mi?
İster…
Gelin görün ki, şimdiye kadar OSB’leri bir çatı altıda toplamak için başlatılan hiçbir girişim başarı ile sonuçlanmadı bu şehirde. Hattı zatında OTOSANSİT ve Çataltepe karşımızda duruyor. Çataltepe bir sorun yumağı, OTOSANSİT boş…
Taşınması beklenen 8 bin işletme de hala yerlerinde.
Hadi buraları doldurun desem ortada kimse yok…
BTSO, kent içinde faaliyet gösteren 5 bin işletme sahibinden, yerlerini boşaltacaklarına dair muvaffakiyet almış.
Bu konuyu da konuştuğumuzu hatırlıyorum Makine Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ahmet İhsan Taşkınsel ile…
Tam olarak şöyle söylemişti; ‘Bu işletme sahiplerinin çoğu bulunduğu yerde zaten kiracı!’ Hasılı kelam yan dükkana geçmek bile onlar için yerini boşaltmak muvaffakiyetini yerine getirmek olacak.
Haaa… Gel seni götürelim Çataltepe’ye desen gelen olur mu?
İşte işler burada karışıyor zaten…
Burkay’ın “Ulaşımı kolay olması kaydıyla KOBİ OSB’nin yerini siz belirleyin” cümlesini ise etrafta bu kadar çok sanayi bölgesi oluşturma çabası varken ve bu sanayi bölgelerinin her birinin yerini çok önceden oralardan arsa, tarla toplayan sanayiciler seçmişken pek de samimi bulmuyorum doğrusu.
Daha iki gün önce Soğuksu mevkiinde altyapı çalışmaları için harıl harıl uğraşıldığını Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin kendilerine gelen ihbarlar üzerine yaptıkları bir ziyaret sonucu tespit ettiklerini yazdım.
Buradan hareketle, deprem çok büyük bir tehlike, şehrin kentsel olarak dönüşmesi ve dirençli hale gelmesi hakikaten ciddi bir meseledir. Rica ederim başka emeller için bu iki önemli kavramı kullanmayalım…