Seçimlerin ardından AK Parti’den belediye devralan yeni CHP’li belediyelerde borçların dev afişlerle kentlerin çeşitli yerlerine asılarak duyurulması, AK Partili belediyelerin lüksleri için yaptıkları harcamaların, halkın parasını keyiflerine göre büyük bir savurganlık içinde kullandıkları durumların afişe edilmesi çalışması başlamıştı, hala da devam ediyor.
Görüyoruz saray odası gibi makam odalarını, jakuzuli, hamamlı özel alanları…
Ancak tüm bu ifşa çabaları beraberinde şu soruyu da getiriyor; “CHP’li belediyelerin CHP’li belediyelerden devraldıkları bölgeler için de borçlar açıklanacak mı?”
Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek lazım.
Sorunun Bursa’daki iki ilçede karşılık bulması bekleniyordu.
Nilüfer ve Mudanya…
Zira her iki ilçenin de kötü mali tablolarla belediye yönetimine başladıkları ve ilk ayda işçilerin maaşlarını ödeyemedikleri için durumun kol kırılır yen içinde kalır meselesini aştığı tüm şehrin dilinde.
Bugün Bursa basını ile bir sohbet havasında biraz içini dökmek biraz da merak edilenlere yanıt vermek konsepti baz alınarak bir araya gelen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir bu konuda ipi ilk göğüsleyen oldu.
Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’ın da benzer bir toplantıyı yakın dönemde tertip edeceğini duyuyorum, ama şimdilik konumuz bu değil elbette.
Konuşmanın akışının çarpıcı cümlelerin sakince telaffuz edilmesi şeklinde geçtiğini söylemekte fayda var. “Nilüfer Belediyesinin sokaktaki algısı bozuktu, onu düzeltmeye çalışıyoruz” sözü bence hayli çarpıcıydı mesela. Eski Başkan Turgay Erdem’in belediye dışında çok görülen bir başkan olmaması, bazı bölgelerde çöp toplama işlerindeki aksaklıklar ve çarpık yapılaşmaya yol açan etmenler belediyenin sokaktaki algısını bozmaya başlamış anlaşılan.
Ucundan ucundan yapılan sitayişlerin ardından, belediye bilançosunu çarşaf çarşaf asmanın kendisine uygun bir politika olmadığını, sorunların farkında olduğunu, bu göreve talip olmadan da yaşananları bildiğini ve çözmek için aday olduğunu söyleyen Özdemir; “Kasa boşalmış değil de finans dengesi bozulmuş diyebiliriz. Bazı ödemeleri yapmakta zorlandık. Açık söyleyeyim borç yükü beklediğimizden büyüktü. Birkaç ay içinde toparlayacağımızı düşünüyorum” dedi.
Anlaşılan o ki, işçilerin maaşları ödenemeyince, üstüne kamuoyunda da paylaşılan işten çıkarmalar gerçekleşince kendisine telefon eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘Borç çok mu?’ diye sormuş, ‘Çok, ama önemli değil, hallederiz’ yanıtını almış.
Bir yandan beklediğinden daha kötü bir tabloyla karşılaştığını, son bir ayda yaşananların da buna bağlı olduğunu anlatmaya çalışan, diğer yandan hem partilisi hem de yakın arkadaşı olan Turgay Erdem’e ağır suçlayıcı ithamlarda bulunmaktan imtina eden Başkan Şadi Özdemir’in ortaya çıkan tablodan ne kadar bunaldığını sadece ben değil bütün salon anladı.
Aslında şunun şurasında sadece bir ay önce koltuğa oturan bir belediye başkanından belediyenin tüm konularına hakim olup kalıcı çözümler bulmasını da kimse beklemiyor. Hele hele mesele CHP’li belediyeler olunca kamu desteğinin ne derece olduğu da ortadayken, adaptasyon için tüm belediye başkanlarına biraz zaman gerekiyor.
Seçimden önce de defalarca görüştüğümüz Şadi Özdemir’in en çok şu tespitini doğru bulmuştum; “Rant bize korkulacak bir kelime olarak gösteriliyor, oysa rant demek bir şehrin değerinin artması demektir. Bu kötü bir şey değildir. Eğer şehrin rantı vatandaşa fayda sağlıyorsa, belli bir kesimin cebine akmıyorsa bundan neden korkalım?”
Savaşın fitilini ateşleyen cümle bu olmuştu bence ve fitilin ucunu hala alevlendiren cümle aynı yakıcılığı ile bir kez daha dillendirildi bugünkü toplantıda. Toplantının en vurucu cümlelerindendi.
“Bu bir savaştır. Kent rantını kim yiyecek savaşıdır. Biz kent rantını kamunun yemesi için bu savaşı vereceğiz!”
Çok doğru, bu bir savaş…
Her geçen gün daha da kıymetlenen Bursa toprakları için verilen savaşın sonunda kimin galip geleceğini şimdiden kestirmek güç olsa da Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in “Özellikle tarım alanları ile ilgili müsamahamız yoktur. Hiçbir yere çivi dahi çaktırmayacağız!” sözü çok kıymetli.
Nilüfer’in artık doyma noktasına ulaştığına, tüm eğlence merkezlerinin, tüm özel okulların, tüm özel sağlık kuruluşlarının Nilüfer’de olması nedeniyle herkesin bu ilçeye bir biçimde akın etmesine artık bir son vermek gerektiğine yönelik vurgusu da aynı oranda önemli. ‘Bana kimse özel okul için gelmesin!’ cümlesi de bunun destekçisi.
Belediye yönetiminde kadınlara ağırlık veren, akademik oda kökenli yöneticilerle yol yürümeye hassasiyet gösteren, açık sözlü olmaktan yana, dolayısıyla samimiyetini herkesin anlamasını bekleyen bir başkan profili çizdi Şadi Özdemir.
Yeni başkanın Nilüfer’i nasıl yöneteceğini, nasıl yönetmeye çabalayacağını, nelere muktedir olacağını, hangi heveslerinin kursağında kalacağını hep birlikte göreceğiz.