Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Saadet Partisi’nden Cumhur İttifakı’na yeşil ışık

Ülke siyasetinin önümüzdeki günlerde çok değişik dengelere gebe olduğunu şimdiden söyleyebiliriz.

Artık ideolojilerden daha çok matematik hesaplarla yapılan ve ‘Birleşerek güçlenme’ gibi tatlış da bir isim verilen siyasi arenadaki bu değişik alışverişin yeni örneği Saadet Partisi ve AK Parti arasında yaşanabilir…

Nereden varıyorum bu kanaate hemen açıklayayım…

Saadet Partisi’nin 10 milletvekilinin ‘Milletin vekilleri milletin yanında’ sloganıyla yola çıktıkları ve önümüzdeki süreçte 81 vilayeti iki kez turlayacakları etkinlikler çerçevesinde gerçekleşen STK buluşmaları vardı bugün.

Basın mensupları olarak yerimizi aldığımız buluşmada Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç’ı dinledik.

Yazımın başında şunu belirtmekte fayda görüyorum, Saadet Partisi gerek ittifak çatısı altında yer alırken, gerekse ittifak sonrasında son derece centilmence yürüttü süreci. İttifak içerisindeyken de siyasi argümanlarını değiştirmedi ve verilen sözlere sadık kaldı, ittifak sonrasında da farklı söylemler içerisine girerek ortaklarını kötüleyip prim yapmaya çalışmadı.

Ben partinin izlediği bu yolun seçmenin gözünde ciddi bir artı değer yarattığı kanaatindeyim.

Şimdi gelelim Şerafettin Kılıç’ın Bursa STK’ları ile gerçekleştirdiği toplantıdaki konuşmalarının satır başlarına…

Türkiye kötü yönetiliyor! Ekonominin çöktüğü, yandaşlara peşkeş çekildiği bir ortam var… 20 yılı aşkın iktidarları sonucunda ülkeyi getirdikleri durum ortada… Milletin dertlerini büyüten, yandaşına servet aktaran partinin ne ortağı ne de destekçisi oluruz… İsraftan vazgeçmeyen, hakkaniyetten uzak duran partinin yanında olmayız… Biz kişilerin değil, işlerin karşısındayız…

Uzun soluklu konuşmanın en vurucu cümlelerini seçtiğimi en baştan kabul ediyorum ve yine kabul ediyorum ki; bir muhalefet partisine de böylesi cümleler kurarak memnun olmadığı hükümeti eleştirmek yakışır…

İşin caf caflı tarafı bundan sonra geliyor zaten…

Tüm bu konuşmalar ışığında elbette yaklaşan yerel seçimlerde Saadet Partisi’nin nasıl bir tutum takınacağı önemliydi. Benim de sorum bu yönde oldu.

‘Yerel seçimlerde yeni bir ittifak içerisinde yer almanız mümkün mü?’

Soruma diğer konuşmalarının aksine kısa ve net bir yanıt verdi sayın vekil;

İttifak düşünmüyoruz, kendi adaylarımızla seçime gireceğiz, ama tüm siyasi partilerle dirsek teması içinde olabiliriz.”

‘Tüm siyasi partilerden kastınız hükümet eden partileri de kapsıyor mu?’ diye de sormak gerekiyordu.

Görevimizi yaptık elbette…

Elbette, neden olmasın. Bize öncelikle bir teklif gelmesi gerekiyor dirsek teması kurmamız için. Teklif geldiği sürece hükümette bulunan siyasi partilerle de ilişki içerisinde oluruz!”

Bana bu kadarı yetti…

Siz ne düşünüyorsunuz bilmem, ama önümüzdeki süreçte Saadet Partisi’ni bir biçimde Cumhur İttifakı’nın yakınında görürsem bundan sonra şaşırmayacağım…

KESTEL ZİRAAT ODASI SES YÜKSELTTİ: BUNGALOV İSTEMİYORUZ!

Bendenizin muhabirlik yaptığı dönemde Ziraat Odaları son derece önemli odalardı. Neredeyse her hafta tarımla ve hayvancılıkla ilgili açıklamalar yaparlar ve yaşanılanları gündeme taşırlardı. Ne oldu nasıl oldu kısmını bir yana bırakarak şunu söyleyebilirim ki, artık Ziraat Odalarının gerek şehir gerekse ülke gündeminde esamİsi dahi okunmuyor.

Bugün itibariyle Kestel Ziraat Odası Başkanı Eyüp Kılıç’ın yaptığı açıklama sadece şehir suçları açısından değil, Ziraat Odalarının seslerinin çıkabildiğini hatırlamak açısından da önemliydi benim için.

Gelelim açıklamadaki çok önemli mevzuya…

Son dönemlerin modası haline gelen bungalov inşaatlarından biri de Kestel Belediyesi tarafından başlatılmış. 69 bungalov konutun yapılacağı projenin verimli tarım arazileri üzerine yapılması dışında bir sıkıntı yok elbette…

Kestel Ziraat Odası Başkanı Eyüp Kılıç açıklamasında;

“Kestel Belediyesinin tarım arazisine başlatmış olduğu hobi bahçesinin su basmanları atılmış. DSİ’nin sulama havzasının bulunduğu yerlerde yapılıyor bu hobi bahçeleri. Bulunduğumuz her yerde, her platformda, tarım arazilerinin korunması gerektiğinin savaşını veriyoruz. Son zamanlarda bir kooperatifleşme furyası gündeme geldi, Bunlar zaman zaman bizim odalarımıza da geliyorlar, biz bunlara müsaade etmiyoruz ve bunların oda kayıtlarını yapmıyoruz. Zaten elimizde avucumuzda bir avuç tarım arazisi kaldı. Bu kooperatifçiler, bu tarım arazilerini beşer yüz metre, altı yüz metre kare bölerek burada hem kendilerine yer devşiriyorlar, hem de tarım arazilerimizi tahrip ediyorlar.

Bu örnek teşkil eder, bunun önünü arkasını alamazsınız, neye istinaden buraya hobi bahçesi yapıyorsunuz. Hemen dibinde ayva bahçesi, diğer tarafında armut bahçesi, öteki tarafında mısır tarlası. Bakın siz bunu yaparsanız, bu örnek teşkil sayılırsa, yarın kimseye bu konuda bir şey söyleyemezsiniz” diyor ve Kestel Belediye Başkanına yönelik şu soruyu soruyor;

“Bu yaptığınız hobi bahçeleri kimlere verilecek?”

Bir süredir sadece Bursa’nın değil tüm Türkiye’nin imara açılamayan alanlarını bir biçimde imara açma yöntemi olarak kullanılan ‘hobi bahçeleri, bungalov ev kooperatifleri ve tiny house projeleri’ yapılanmaları bu kez Kestel’in verimli topraklarını tehlikeye atıyor anlaşılan.

Daha önce de çeşitli vesilelerle dile getirdiğim böylesi doğa tahriplerinin her daim karşısında oldum, olmaya devam edeceğim.

İnanıyorum ki, kaçak yapı ile mücadelesine kararlılıkla devam eden, tarım alanlarının korunmasına büyük önem veren Kestel Belediyesi de projenin yanlışlığının farkına varacak, en kısa sürede bir açıklama ile kamuoyunun karşısında olacaktır.

 

 

 

 

 

HABERLER