İki gün önce sağlık çalışanlarının 1-2 Ağustos tarihlerinde iş bırakma eylemi yapacaklarını ve sağlıkta yanlış giden düzene itirazlarının olduğunu yazmıştım. Hatta demiştim ki, ‘İki gün sonra dövecek doktor bulamayacaksınız!’
Bahsettiğim iş bırakma eyleminden bir gün önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan bir mektup geldi sağlık emekçilerine…
Müjde, ikinci ‘Beyaz Reform’ dönemini başlatıyoruz tadında bir mektuptu bahsettiğim…
Mektubun ikincisine geçmeden hemen önce pandemi döneminde ciddi bir yıpranmışlık içine giren ve bu süreçte ‘Hakkınız ödenmez’ diyerek ayakta alkışlanıp gerçekten de hakları ödenmeyen, hatta bazen ‘aman mikrop bulaştırır’ diyerek oturduğu apartmanda istenmeyen, ailesini haftalarca göremeyen sağlık çalışanlarının hak arama mücadelesi sonucunda ortaya atılan ilk ‘Beyaz Reform’ girişimine bir göz atalım.
“Bakanlığımızca yapılan düzenlemeler, Merkezi Hekim Randevu Sistemi üzerinden alınan hekim randevularının arasında en az 10 dakika olmasını zorunlu kılıyor. Dolayısıyla sistem 10 dakikadan kısa süreyi kabul etmez. Muayene süreleri hekime ve branşın özelliğine göre değişir. Hekimlerin hastalarla yeterince ilgilenebilmesi, hekimlik kararlarını daha sağlıklı koşullarda vermesi açısından, kısa sürede çok hasta bakılmasını sakıncalı buluyoruz. Bilinen nedenlerle artan hasta talebi için ise mesai sonrası, teşvikle, isteğe bağlı hasta kabulünü mümkün hale getirdik” denilerek lansmanı yapılan ilk reform dikkatinizi çektiyse kısa süreli hasta muayenesini sakıncalı buluyormuş…
Açıklama 11 Ekim 2022 tarihine ait…
O günden bugüne hasta muayenelerinin 5 dakikaya düşürüldüğünü düşündüğümüzde reformun özde değil sözde bir açıklamadan ibaret olduğunu anlıyoruz zaten…
Aynı dönemde;
“Maaş zammı var gibi ciddi bir algı da yaratıldı. Hatta şu an bütün hekimlerin ev sahipleri arayıp kira zammı talep ediyor. ‘Beyaz reform’ adı altında yarattıkları algı, çok büyük gibi ama ortada bir şey yok. Nöbet sayısı önemli bir konuydu, ama onda da bir değişiklik yok. Çünkü daha önce de Sağlık Bakanlığı bir düzenleme yapmıştı ama önemli olan uygulanması. Bu sistemi takip etme, denetleme ve kontrol mekanizmalarında sıkıntı var. Üç gün üst üste nöbet olmayacak tarzında yazı daha önce de vardı ama takip etmiyorlar. Bu yazılar sadece toplumda algı yönetimi yapmak için düzenleniyor…”
“Performans sistemi devam ediyor. Ama bu sefer adı performans değil de teşvik ücreti oldu ve yine ayrı bir kalem oluşturuldu. Emekliliğe yansıyan ücretin de tek kalem olmasını ve ileride bunun emekliliğe yansımasını istiyorduk. Yani bu da ileride emekliliğe yansıyacak bir durum değil, yine ayrı bir kalem olarak verilecek. Zam yapıldı ve performans değiştirildi ama adı başka bir şey oldu, içerik değişmedi. İyileştirilmeler yapıldı fakat talebimiz henüz karşılanmış değil ve iyileştirmeler yetersiz…”
Eleştirilerine maruz kaldı sistemin bembeyaz reformu ve doktorlar eleştirilerinin hepsinde haklı da çıktılar.
Şimdi tam da eylemlerin hemen öncesinde gönderilen mektupla başlatılacağı duyurulan İkinci Beyaz Reform’un öncesinde;
“Yanlış zeminlerde ifade edilen taleplerin, hastaya hizmeti aksatan tutumların sağlık çalışanlarının itibarını zedeleyeceğinin…” ifadesine yer verilerek aslında bir aba altından sopa gösterme durumu da söz konusu.
Aba altından gösterilen bu sopanın ardından hekimlere sağlıkta şiddetle daha etkin mücadele edileceğinin sözü de verilmiş…
Nöbet ücretlerinin artırılması, enflasyona karşı hakların korunması, sağlık çalışanlarına yapılan sabit ödemenin emekliliğe sayılması gibi konular üzerinde de yoğun bir çalışma sürdürülüyormuş…
Mektup şöyle bitiyor;
“Beyaz Reform’un ilk döneminde elde ettiğimiz kazanımlar ortada, sağlık çalışanları kadar hastaların da yararınadır…”
Sayın Bakan bir konuda haklı, elde edilen kazanımlar gerçekten de ortada! Reform başlamadan önce en azından 10 dakika muayene olabilen hasta günümüzde 5 dakika ile yetinmek zorunda…
Eylemlerinin ilk gününde bir açıklama yapan sağlık emekçileri ise ‘Ölüyoruz’ ‘Öldürülüyoruz’ ‘Ekonomik olarak açlık sınırındayız’ ve ‘Tükeniyoruz’ ana başlıkları ile özetlenecek açıklamalarında;
“Daha ne kadar dibe vurabiliriz?” diye sordular…
Özetle sağlıkta yine tutulmasını gönülden dilediğimiz, ama tutulamayacağından emin olduğumuz sözler verildi ve Türk Tabipler Birliği’nden yapılan açıklamaya göre temmuz ayı içerisinde yurt dışına gitmek için iyi hal kağıdı başvurusu yapan hekim sayısı 288 oldu.
2023 yılının ilk yedi ayında toplam başvuru sayısı 1649’a ulaştı.
Evet Sayın Bakan, elde ettiğimiz kazanımlar gerçekten de ortada!!!
NOT: CHP Hamitler mahallesi delege seçimlerinde yaşananlara dikkat çektiğim dünkü yazımla ilgili bir düzeltmeye yer vermem gerekiyor.
Hem Mudanya’da hem de Hamitler Mahallesinde oy kullanan CHP üyesi ile ilgili durum şudur; bahsi geçen kişi 15-21 Haziran arasında Osmangazi Hamitler hazirununda ismi olmadığı için başvuru yapıyor ikametgahı ile ve buna istinaden genel merkez genel sekreterliğinden her iki ilçeye de yazı geliyor. Mudanya’da hazirunda yer alan kişinin listeden düşürülmesi, Osmangazi’de hazirunda yer almayan ikamet adresini beyan ettiği Hamitler hazirununa eklenmesi hususunda.
Aradaki durum biraz karışık olduğundan hem Mudanya’da hem de Hamitler’de aynı kişinin oy kullandığı düşünülüyor, ancak durum aslında bir ikamet taşıma meselesinden ibaret. Konuyla ilgili belgeler ve yazışmalar da mevcut…
Düzeltme şöyledir; Hamitler delege seçimlerinde iki yerde birden oy kullanan üye bulunmamaktadır!