Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Sahipsiz hayvanlar sorununu kim yarattı, kime yıkıyor!

Sahipsiz hayvanlar sorunu koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir türlü yönetemediği krizler arasında yerini aldı.

Uzun süre kamuoyu oluşturmak adına gayret gösterdiğimiz, ancak demokratik bir ülke olmaktan her geçen gün biraz daha uzaklaşmamızdan sebep bu konuda başarılı olamadığımız, adına ‘Sahipsiz sokak hayvanlarının korunması kanunu’ denilen düzenlemeyle birlikte acımasız bir işin altına ülke olarak imza atmış olduk.

Yasal düzenlemesi belediyelerin sokaklarındaki sahipsiz hayvanları barınaklarına almaları, kısırlaştırmaları ve sahiplendirmeleri üzerine kuruluydu. Fakat hepimiz biliyorduk ki, belediyelerin ellerindeki imkanlarla sokaklarındaki tüm sahipsiz hayvanları barındırabilecek kapasitede bakım ve rehabilitasyon tesisleri yok. Sokaklardan toplanan hayvanların ölmeleri ya da sahiplenilmeleri dışında barınaktan çıkma ihtimali de yok yeni düzenlemeye göre. Barınaklarda yer açılmadan sokaklardan yeni sahipsiz hayvanların toplanmasına imkan da yok doğal olarak…

Tam bir kuyruğunu yiyen yılan döngüsü…

Döngünün kırılmasının tek bir açık noktası var, ama işin o kısmını ne ben yazayım ne siz okuyun…

Bundan dört beş ay kadar öncesinden Bursa Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinin tüm kapasitesini doldurduğunu, dolayısıyla sokaklardan kısırlaştırma için dahi hayvanları alamadığını, bu işin de bir popülasyon artışına neden olduğunu yazmıştık. Aynı durum tüm belediye bakım ve rehabilitasyon merkezleri için geçerli elbette.

CHP’li belediyeler yasa düzenlemesiyle üstü kapalı olarak vurgulanmak istenen (yok etme) eylemine dahil olmayacaklarını ısrarla vurguladıklarından, vicdanen rahat, ancak yönetimsel olarak açmaz bir hale sürüklendiler.

Dün itibariyle Tarım ve Orman Bakanlığı, 81 il valiliğine sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili olarak yazı gönderdi, bugün itibariyle de Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in bahsi olunan yazıyla ilgili sosyal medya mesajını okuduk.

“Bursa Valimiz Erol Ayyıldız başkanlığında düzenlenen “İl Hayvanları Koruma Kurulu 2025 Yılı 1. Toplantısı”nda belediye başkanlarımız, belediyelerimizin ve kamu kurumlarımızın müdürleri ile bir araya geldik.

Toplantıda hayvan dostlarımız için alınan kararları değerlendirdik. Merkezi yönetim, belediyelere “Yakala-Kısırlaştır-Barınakta Tut-Sahiplendir” modelini zorunlu kılarken, barınak yapımı ve hayvanların bakımıyla ilgili tüm yükümlülüğü tamamen yerel yönetimlere bırakmaktadır.

Bu kurala uyulmaması durumunda, belediyelere salınan her hayvan için yaklaşık 72 bin TL ceza uygulanacaktır. Bunun yanı sıra, süreci yönetemeyen yerel yöneticiler için 6 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası öngörülmesi de gündemdedir. Bursa’da 100 binden fazla sokak hayvanı bulunduğunu göz önünde bulundurursak, 2028 yılı sonuna kadar barınakların tamamlanması, kısırlaştırma, bakım ve sahiplendirme süreçlerinin yeterli bir zaman dilimi olmadığını ifade etmek isterim.”

İş sadece ekonomik sorunlarla da bitmiyor, pek çok belediyenin sahipsiz hayvanlar için doğal yaşam alanları oluşturmak adına Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden alan tahsisi istediğini, isteklerinin cevaplanmadığını, konunun sürüncemede bırakıldığını biliyoruz.

Daha can alıcı nokta ise Bakanlığın ilgili yazısındaki şu sözlerle yer alıyor:

“5199 sayılı Kanun ile nüfusu yirmi beş bini aşan Belediyelere hayvan bakımevlerini kurmak ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmek için 31.12.2028 tarihine kadar süre tanınmakla birlikte; hayvanların toplanarak hayvan bakımevlerine götürülmesi ve köpeklerin hayvan bakımevlerinde tutulması ile ilgili hükümlerin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş olması sebebiyle hayvanların toplanması maksadıyla 2028 yılının beklenmesi mevzuata aykırılık teşkil etmektedir!”

Hasılı kelam, Bakanlık ‘2028 yılına kadar size süre verdiğimizi de nereden çıkardınız?’ diyor bu devlet ağızı cümlelerle.

Konuyla ilgili en net yanıtlar elbette Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Melike Baysal’daydı.

Biz mi yanlış anlamıştık 2028 yılına kadar süremiz olduğunu, yoksa yanlış anlamamız için manipüle mi edilmiştik?

Yanlış anlamamıza olanak sağlayacak şekilde yönlendirildiğimizi söylüyor Baysal. Özellikle de sosyal medyada algı çalışması yapan troller tarafından. Sonra da çok ilginç bir bilgi ekliyor;

Burada şimdiye kadar görevini yerine getirmemiş, yani ilinde ya da ilçesinde geçici bakım evi statüsünde olsa dahi hayvanların bakımı ile ilgili alanları olmayanlar bu sorumluluğun altında değil. Hatta yasa, bölgesinde böyle bir geçici bakım evi olmayan belediyelerin de sokaklarındaki hayvanları geçici bakımevi olan belediyelere göndermelerini söylüyor!” diyor.

Tamı tamına 20 yıldır, AK Parti’nin yerel yönetimlerde çoğunluğu elinde bulundurduğu altın çağlarda hiçbir biçimde bu konuyla ilgili denetlenmeyen ve sorumluluklarını yerine getirmeyen belediyeler yine bir sorumluluk altına girmiyorlar anlayacağınız.

Ne cezaları var, ne bir geçici bakımevi yapma mükellefiyetleri…

CHP’li belediyeleri her fırsatta kıskaç altına almaya çalışan AK Parti merkezi yönetimi, sahipsiz hayvanlar üzerinden de bir algı yaratarak vatandaşa şunu söylemeye çalışıyor; ‘bunlar sokak hayvanları sorununu bile çözemiyor!’

Oysa gerçek olan şu; 20 yılı aşkın süredir üzerinde hiç konuşulmayan, yerine getirilmesi gereken sorumluluklar AK Partili belediyeler tarafından göz ardı edildiğinden giderek büyüyüp kocaman bir dağ haline gelen sahipsiz hayvanlar sorunu, bugün bütün maddi imkanlarına el koyulmaya çalışılan CHP’li beledilerini yarattığı bir sorun gibi gösterilmektedir. Sorunun çözümü için merkezi hükümetin çözme yanaşmayan tavrı da ayrıca takdire şayandır!

Ortada sürekli bir algı yönetimi var ya hani…

Bu kez algılara kapılmayın istedim…

HABERLER