CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çeşitli yayın organlarına verdiği röportajlarda genel olarak söylediklerini; ‘Halk yolumuzu açtı, gençlik umudumuzu artırdı, biz de yürüyoruz’ şeklinde özetleyebiliriz.
Olayların, eylemlerin, boykotların, protestoların, kısaca hak ve adalet arayışlarının tümünün işlerin en başı olarak, milat kabul edilen 19 Mart tarihinden bu yana bir siyasi parti ya da bir siyasi liderin etrafında olmaktan çok ötede olduğunu, herkesin kendi hak arayışını sürdürmek için, kemiğine dayanan bıçağı çıkarmak için meydanlarda olduğunu belirtmiştim.
Hala, hatta giderek daha da kuvvetlenen bir hisle aynı kanaatimi sürdürüyorum.
Bundan birkaç gün önce norm fazlası kavramının ilk ortaya atıldığı senelerde bu uygulamanın mağduru bir veli olarak neler yaşadığımızı yazmıştım hatırlarsanız. O gün o sarı öküzü vermeseydik, bugün norm fazlası öğretmenler diye bir sorunumuz olmayacaktı.
Bir süredir Hatay Samandağ bölgesindeki vatandaşların acele kamulaştırma kararı ile ellerinden alınan tapulu mülklerinin peşinden nasıl feryat ettiklerini takip ediyorum. Benzeri bir durum, bundan 6-7 yıl kadar önce Bursa’nın tam göbeğine yapılmak istenen bir kavşağın kamulaştırma bedeli çok yüksek geldiği için bize uygulanmıştı. Altta dükkanları üstte evleri olan yüzlerce bina benzeri biçimde vatandaşın elinden alınmıştı. İçinde bulunduğu durumdan çıkmak için kredi çekip derin bir borç batağına saplananlar mı istersin, derdinden kahrından kalp krizi geçirip ölenler mi…
O gün o sarı öküzü vermeseydik, bugün deprem bölgesinde bin türlü acıyla yüzleşmiş vatandaşlarımız bir de tapulu mallarının ellerinden alınışını izlemek zorunda kalmayacaktı.
Hatta bundan tam iki yıl önce ‘Deprem bölgesinde geleceği mi çalıyorlar?’ isimli yazımda değindiğim Mimarlar Odası Genel Merkezi tarafından hazırlanan, ‘6 Şubat 2023 Depremleri Raporu – 2 Tespitler, Değerlendirmeler ve Öneriler’ raporu dikkate alınsaydı yine böyle bir şey olmayacaktı.
Yazımda şöyle belirtmişim;
“Mimarlar Odasının ikinci raporunda dikkat çekilen ana hususlar şöyle;
‘Depremlerin ardından bugüne kadar, toplum sağlığının korunarak, sağlıklı, sağlam ve güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulmasına, eğitim hakkının sağlanmasına, yurttaşların yaşamsal ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik yeterli önlem alınmamış, bölgedeki yapılaşma ve imar sürecinin yeniden başlatılmasına odaklanılmış, ormanlar, meralar ve koruma alanları yapılaşmaya açılmış, OHAL Kararnameleri ile Bakanlık ve TOKİ’ye sınırsız inşaat yetkileri verilmiştir.
Riskli alan ve acele kamulaştırma kararlarıyla bölgedeki yurttaşların yaşam alanlarına ve varlıklarına el konmuş, kent merkezlerinin kamusal alan olmaktan çıkmasına, tarihi, kültürel ve mimari mirasın geleneksel dokunun yok olmasına neden olacak, konut alanlarının boşaltılarak ticaret ve finans merkezi olarak kurgulanacak yeni yapılaşma programları ve dönüşüm uygulamaları gündeme getirilmiştir…
…Yaşanan depremler gerekçe gösterilerek; iktidar, afet ve kriz koşullarını kendi adına bir fırsata dönüştürmüştür. Kamusal ve hukuki denetim yok sayılarak bölgedeki planlama ve imar süreci yeniden yapılandırılmaya başlanmış, kamuya ait kaynaklar, kentler, doğal, kültürel değerlerin yatırım araçlarına dönüştürülmesine odaklanılmıştır”
Bu ve benzeri açıklamalar yıllarca yapıldı, sessizce dinlendi, bana dokunmayan yılan bin yaşasın dendi, sonunda macun tüpten çıktı, sabır taşı çatladı ve ülkenin her yerinden bir şekilde ‘Hak, hukuk, adalet’ çığlığı yükselmeye başladı.
Özgür Özel bu noktada haklı, ‘Halk yolu açtı, CHP eşlik ediyor’
Süreci yakından takip ediyoruz…
***
Gökdelenlerde yangın çıkarsa kim söndürecek?
Son dönemin yüksek katlı binalarından Bursa’da gani gani nasibini aldı. Bugün yapılan bir açıklamada Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı Ali Levent Çeri gökdelenlerde çıkan yangınlara müdahalede yaşadıkları zorlukları anlatınca ilk olarak bu konu geldi aklıma.
Acaba bizim İtfaiye Dairemizdeki araç filomuz ne durumda?
Gerçi İtfaiye Yönetmeliği’ne göre de konut ve iş merkezinin yüksekliği beraber 51,50 metreyi geçiyorsa itfaiye teknik olarak araç bakımından sorumlu değilmiş. Bu noktada da gökdelenlerin mimari yapısına yangını söndürecek akıllı yöntemlerin eklenmesi gerekiyor elbette…
Biri bizi bu konularda aydınlatırsa mesut ve bahtiyar olacağız…
Gökdelenlerimizde yangın çıkarsa kim söndürecek?