Türkiye İstanbul’dan ibaretmiş gibi hareket edilen, tüm planları bunun üzerine yapılan bir seçim sürecinde daha sandığın önümüze konulmasına iki ay kala Bursa’nın en kritik noktalarında adaylar konusunda bir netlik yok!
Eğer İstanbul’u Bursa’ya süpürmeyi istiyorsanız ve sanayi hamleleriniz dahil olmak üzere pek çok planı bunun üzerine yapıyorsanız, içinde bulunduğumuz durum olduğundan daha da kıymetli bir hal alıyor.
Neyse ki, yakın süreçte yayılan kulisler AK Parti’nin pek çok ilçe belediye başkan adayını netleştirdiğini fısıldıyor kulağımıza. Yıldırım’da beklendiği gibi Oktay Yılmaz ile devam edileceği söyleniyor. Kestel’de tahmin ettiğim gibi Önder Tanır ile devam kararı konuşuluyor. Gürsu’da da Mustafa Işık ile bir dönem daha kararı verilmiş gibi görünüyor. İnegöl’de de Alper Taban ile devam kararı alındığına dair bilgiler geliyor kulislerden.
Genel olarak şunu gözlemlemek mümkün; gerek iktidar gerekse muhalefet cephesinde:
“Eğer vatandaşın şikayeti yoksa var olanla devam et, riske girme!”
Riske girilecek bir seçim değil çünkü önümüzdeki seçimler.
Aynı isimlerle devam kararı o kadar ön planda ki, AK Parti Osmangazi’de Mustafa Dündar için üçüncü dönem kuralını esnetti, ‘Dünya gördü sen de gör’ diyerek icraatlarından oluşan bir afişle çıkış yapan Dündar için dördüncü dönemi hayırlıyorlar şimdilerde.
AK Parti kaybettiklerini kazanmaya odaklanmışken, CHP cephesinde Özgür Özel de ilk sınavında başarı hedefliyor, doğal olarak da kazandıklarını elinde tutmak, üstüne yenilerini eklemek derdi.
Tam bu nedenle CHP’nin elinde bulunan Nilüfer, Mudanya ve Gemlik ilçelerinin belediye başkanları ile seçimde belirleyici rol oynayacağı düşünülen İnegöl adayı halen açıklanmadı.
Anket üstüne anket yapılırken, memnuniyetler bir yandan vatandaş düzeyinde bir yandan örgüt içinde ölçülüp değerlendirilmeye çalışılırken, genel merkez adaya karar vermek için çalışmalarını sürdüredursun, Bursa’nın içi hazan yaprakları gibi sağa sola savruluyor bu günlerde.
Daha önce yazdığım bir cümlenin kesinlikle halen arkasındayım, ‘Mustafa Bozbey muhafazakar Bursa’da seçimi kazanmaya hiç olmadığı kadar yakın olabilir…’
Cümleyi ‘ama’ diye devam ettirmiştim, yine bir ‘ama’ koyup biraz daha açık konuşacağım bu kez.
Bu noktada Bozbey ve ekibinin belediye başkan adaylıklarına kimlerin yerleşeceği ve ilçe yönetimlerinin kimlerden oluşacağı gibi işlerin peşinde koşmak yerine vatandaşın nabzını tutmak, projelerini açıklamak, seçmene ulaşmak için enerjilerini harcamaları gerekiyor. Aksi durumlar örgüt ile CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkanının, ilçe belediye başkan adayları ile örgütün ve Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilçe başkanlarının arasının açılması, dolayısıyla önümüzdeki süreçte birlikte ekip olarak çalışması gereken tüm birimlerin birbirlerinden uzaklaşması ile sonuçlanacak, hatta bu yolda sonuçlar şimdiden alınmaya başlandı.
Daha da iddialı konuşalım, söylenenlere bakılırsa ‘CHP iç karmaşasını çözmediği sürece önümüzdeki seçimlerde sandığa koyacak üye bulmakta zorlanacak!’
Bu tablo bana 2019 yılında kıl payı kaybedilen seçimleri anımsattığından olsa gerek, durumu çokça önemsiyorum…
Bir ‘değişim’ rüzgarı sayesinde kemikleşmiş kadrolarda revizyona giden CHP Genel Merkezinin, önümüzdeki yerel seçimlerde başarı yakalayarak, ‘değişim iyidir’ mesajı vermesinin yolunun da seçim süreci henüz başlamamışken deklare edilen, ‘adayların il ve ilçe yönetimlerine karışmaması’ kararının tam olarak uygulanmasından geçtiğini düşünüyorum.
Diğer taraftan, dışarıdan yapılan müdahaleler nedeniyle örgütün talebinin genel merkezde doğru alınamadığı düşüncesi hakim olduğundan, Ankara’yı toplu halde ziyaret eden muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve kadın dernekleri de olmuyor değil.
CHP’nin son grup toplantısında isimleri anons edilen 46 mahalle muhtarı ile birlikte sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ve kadın derneklerinin üyelerinden oluşan yaklaşık 150 kişilik ekip Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’e desteklerini dile getirmek üzere Özgür Özel’i ziyaret etti.
Özel’in yarım saat gibi bir süre ayırarak görüşlerini dinlediği beş mahalle muhtarının ‘Nilüfer’de neler oluyor? Kimi başkan olarak görmek istersiniz?’ sorusuna yanıt verdiklerini tahmin etmek güç değil.
Şimdi şöyle genel bir toparlama yapacak olursak; CHP, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde elinin en güçlü olduğu dönemi yaşıyor. Sedat Yalçın ve Alinur Aktaş cephesi kendi içinde mücadele ederken, aradan sıyrılan pek ala Mustafa Bozbey olabilir. Bozbey’in bu noktada önündeki en önemli engel ise örgütlerle arasındaki ilişki bozukluğu olur. Çünkü sandıkların korunması tüm seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de çok önemli. Örgütle aranız bozuk olursa, sizin için sandığı cansiperane savunacak bir ordudan mahrumsunuz demektir!
Bir ideoloji çerçevesinde idealler uğruna yıllar süren mücadeleleri omuz omuza verdiğiniz insanlarla kimi zaman kişisel yakınlıklar kimi zaman ise kişisel ters düşmeler yaşanması olağandır elbette. İşin bu kısmını insani boyutları gereği anlamamak mümkün değil, fakat olması gereken arzu edilen başarıyı yakalayabilmek adına işi kişiselleştirmekten çıkararak ortak paydada buluşmayı da bilmektir. Tüm bu paradigmaların bir araya gelişine siyaset diyorsak, zaman zaman bir potada erirken üstte kalmak adına yaptığımız hamleleri de siyasetin ayak oyunları olarak adlandırıyorsak, hatta tüm bu bahsettiklerim aslında anlattığım kadar sevimli ve iyi niyetli davranışlar olmuyorsa, oyunu kuralına göre oynamayı bilmek de lazım.
Bunun dışında tüm parametreler CHP’deki durumun iyi gidişini işaret ederken, kişisel çekişmeler bir kenara bırakılıp kazanımlar üzerinde yoğunlaşılmalı, aksi davranış biçimleri sandığın rakibe elden teslimi demek olacaktır!