Bir anda Bursa’dan bir ses yükseldi bugün:
“Türk çiftçimiz çalışkandır. Bizler üretiyoruz. Ülkemize yetecek şeker ve pirinç var. Kimse endişe etmesin. Birileri bunları kasıtlı olarak yapıyor.”
Kim yaptı açıklamayı?
Bursa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Sadi Aktaş.
Neden yaptı Aktaş böyle bir açıklama?
Tahminimce CHP Ekonomi Masası’nın 15 Kasım tarihinde gerçekleştirdiği Uşak temaslarının ardından “Uşaklılar, kendi ürettiği şekere ulaşamıyor. Bakkal ve market esnafı yanı başındaki fabrikadan şekere ulaşmakta güçlük çekiyor. Süt üreticisi de geçen yıla göre 3 kat artan maliyetler nedeniyle çıkmaza girdi.” açıklamasına yanıt olarak.
Ancak açıklamanın Bursa’dan yapılıyor olması hayli ilginç, zira Bursa pek çok ürün için önemli merkezlerden olsa da şeker ve pirinç bu tarım ürünleri arasında yer almıyor.
Yani demem o ki şehrimizde ekimi hayli az olan şeker ve pirincin Türkiye’deki durumu hakkında Bursa’dan yola çıkarak fikir yürütmek, hatta açıklamalarda bulunmak dikkat çekici. Açıklamanın arkasına “Birileri bunları kasıtlı olarak yapıyor” diyerek siyasi bir hava da katılması daha da enteresan.
Devamına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına yönelik bir niyet okuma da eklenmiş ki; ne desem boş.
Sadi Aktaş’ın söylediği tek bir cümlede kendisiyle hem fikirim;
“Türk çiftçisi çalışkandır.”
Ancak işin bir de siyasetten ari gerçeklik kısmı var.
“Bu Türkiye’nin sorunu ve bizim bu konuda siyaset dışı kalmamız gerekiyor. Siyasetin içine çok girmememiz gerekiyor.” diyen Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fevzi Çakmak;
“Şekerde sözleşmeli üretim yapılıyor, dolayısıyla Türkiye’nin ihtiyaçları gözetilerek kotalar belirleniyor o çerçevede üretim yaptırılıyor. Ancak geçen yıl öngörülemeyen biçimde, girdi maliyetlerinin artışı nedeniyle yeterli üretim yapamadı. Verimler yüzde 10 oranında düştü. Bunun yanında ton başına verilen 420 TL. düşük bulunduğu için ekim alanında da yüzde 10 düşüş oldu. 2021 yılında 3 milyon tonun üzerinde şeker üretimi gerçekleşirken, 2022 yılında 2 milyon 500 bin tonlara düştü üretim.
Bu verilere piyasanın hakiminin artık özel şirketler ve kooperatifler olduğunu eklemek lazım. Üretim az olunca özel şirketler fiyatları aşırı yükseltmeye başladı. Devlet elindeki şekeri halka verme kararı aldı, marketlerde ürünler toplatıldı. Bu süreçte şeker bulunamaz oldu.
Dengeyi sağlamak için bu yıl doğru bir şey yapıldı ve ekim yapılmadan pancar fiyatı açıklandı. Bin 400 liralara alım yapıldı bu yıl. Muhtemelen bu fiyatlamalarla daha iyi bir ekim gerçekleşecek. Dolayısıyla şu an için bir sıkıntıdan bahsedemeyiz, ama fiyatların artması kaçınılmaz.
Pirinçte ise zaten dışa bağımlı bir ülke konumunda olduğumuzda girdi maliyetlerinin yanında döviz artışlarından da etkileniyoruz” diyerek konuya son noktayı koydu.
Kısacası ürün bulabileceğiz, ama artan fiyatlar nedeniyle alabilecek miyiz?
Meçhul…
Bu arada belirtmekte fayda var, ben bu konulardaki bilginin siyasetten arınmış, reel verilere dayanan, üreticiden ve çalışandan yana olanını severim…
TALEP VAR YATIRIMCI MI YOK?
Geçtiğimiz günlerde Tabakhaneler bölgesine TOKİ fikrine yönelik Hasan Eker’in bir çıkışı olmuş ve bölgenin ‘Termal turizm alanı’ olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altı çizilmişti.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da konuyla ilgili dostane bir açıklaması olmuş ve yerlisinden yabancısına pek çok yatırımcıya proje götürdüğü halde, bölgenin ‘Termal turizm alanı’ olarak kalmasını sağlayacak finansı sağlayamadıklarını, bu nedenle Tabakhaneler’in bir bölümüne TOKİ konutları projesini geliştirdiklerini belirtmişti.
Bursa SKAL Kulüp Yönetim Kurulu Başkanı Gülçin Güleç’den de bir itiraz geldi konuya.
Turizm profesyonellerini bir araya getiren Bursa SKAL Kulüp’ün Yönetim Kurulu Başkanı Gülçin Güleç, Tabakhaneler Bölgesi için planlanan son projenin gözden geçirilerek ulusal ve uluslararası turizm yatırımcılarını Bursa’ya çekecek bir cazibe merkezi haline getirilmesinin kentin turizm potansiyeli açısından çok önemli olduğunu düşündüğünü açıkladı.
Konuşma şöyle;
“Çekirge, Kükürtlü, Merinos ve Kültürpark’ta termal tesis ve otellerin de yoğun faaliyet gösterdiği böyle geniş bir bölgede termal turizme yönelik hazırlanacak proje, hem şehrimizin hem de sektörümüzün kalkınması açısından büyük bir değer taşımaktadır. Dolayısıyla hâlihazırda boş olan bu değerli bölgenin termal turizm ve sağlık turizmine kazandırılması, Bursa’yı bu alanlarda çekim merkezi haline getirecektir. Projenin, turizm alanındaki geleceğimiz açısından sektörün görüşleri de dikkate alınarak gözden geçirilmesi büyük önem arz etmektedir.”
Şimdi benim merak ettiğim şudur;
Projeye bu kadar talep varken nasıl olmuş da yatırımcı bulunamamıştır?
Soru hem belediye hem de Bursa turizm sektörü temsilcileri tarafından izaha muhtaçtır…