Sabahtan itibaren telefonuma ve sosyal medyama gelen basın bayramı kutlamalarının haddi hesabı yok ve biliyorum ki, benim dışımdaki tüm meslektaşlarımın da iletişim kanalları aynı mesajlarla dolu…
Oysa ki; bugün aslında bir basın bayramı değil.
Basında sansürün kaldırılışının yıldönümü…
Tam da bu noktada Anadolu Gazeteciler ve Spor Yazarları Derneği ile Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesinin ortaklaşa yaptıkları açıklamaya yer vermek lazım. Özetle şöyle diyor mesleğimizin büyükleri;
“Böyle giderse ve herhangi bir önlem alınmazsa, çok yakın bir gelecekte, hiç abartısız, ortada sansürlenecek bir basın dahi kalmayacak!”
Tam yerinde, dosdoğru, kitabın ortasından bir cümle…
Bugün bizlere bayram kutlaması için mesaj atan, kurumlara çiçekler ve hediyeler yollayan tüm kişi, kurum, siyasi parti, dernek ve sivil toplum kuruluşları, kendileri aleyhine yazılan yazılarla ilgili gerçekçi cevap haklarını kullanmak yerine, kişisel ilişkilerini işin içine sokarak gazetecileri susturmaya kalkmadıkları gün gerçekten sansürün kaldırılışından bahsedebiliriz.
Hatta belki sansürün kaldırılışından bahsettiğimiz o gün, güçlü bir basından ve basın çalışanı olmaktan mutlu emekçilerden de bahsedebiliriz…
Sıcaklar hepimizi mahvetti…
Ülkece çıldırdık…
Sansürü kendi lehlerine isteyip başkalarının lehine çalışmasın isteyenlerin çılgınlığını bir yana bırakacak olursak, bugünün en büyük çılgınlığı 24 Temmuz Lozan Barış Antlaşmasının 100. Yılında Atatürk Anıtına çelenk bırakmak isteyen Atatürkçü Düşünce Derneği’nin şiddetle engellenmesi…
‘Şiddetle’ kelimesini ‘ısrarla’ anlamıyla almamanızı ‘şiddetin’ gerçek bir şiddet olduğunu vurgulamak isterim.
Uzun süredir bahsettiğimiz muhalefet boşluğunu doldurmaya çalışan tüm sivil toplum kuruluşlarına yapılan gibi bir karşı duruş Atatürkçü Düşünce Derneğine de yapıldı bugün itibariyle.
Oysa 24 Temmuz itibariyle Atatürk Anıtına Çelenk bırakılacağına dair bilgi, Bursa Valiliğine günler öncesinden verilmiş. Böyle bir bilgilendirme yapılması zorunlu olmadığı halde.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), 29 Ekim Kadınları Derneği ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği çelenk bırakmak için Atatürk Anıtı önünde toplandığında ADD Başkanı Gürhan Akdoğan kendilerine izin verilmediğini açıkladı toplanan kalabalığa.
Ardından yaşanan gerginlik basın açıklamasını okumaya çalışan 29 Ekim Kadınları Derneği Bursa Şube Başkanı Ece Aktan’ın elinden mikrofonun alınmasıyla tırmandı.
ADD Başkanı Gürhan Akdoğan’ın;
“Emniyet güçleriyle bizi karşı karşıya getirdiler bu kabul edilemez. Atatürkçüler, Kemalist devrimciler bunu hiçbir zaman kabul etmeyecek. Bu ülkede zamlar açıklanırken bizim tarihi açıklama yapmamıza izin verilmiyor. Bugün hepimizin emniyet güçlerinin de orada oturan valinin de varlık nedeni Mustafa Kemal Atatürk’tür, Atatürk Milliyetçileridir. Türkiye Cumhuriyeti devleti asla şeyhler, müritler ve mensuplar ülkesi olamaz ve olmamalı!” cümlelerinin altını çizmek lazım.
Ülke şirazesinden çıktı, çıkıyor…
Bir hizaya gelmek, bu ülkenin kurucu değerinin ülkeyi hangi önemli ilkeler üzerine inşa ettiğini hatırlamak ve bu ilkeler doğrultusunda yaşamak gerektiğini unutmamak lazım.
NOT: Bir çılgınlık furyası da CHP’de yaşanıyor malum. Son günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerine, CHP Genel Merkezinde düzenlenen toplantıların sızan kulislerine baktığımda aklıma bir benzetme geliyor.
Biz bir zamanlar, uzun uzun, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in ne kadar hasta olduğunu sürekli gözümüze sokan haberlerle muhatap olmuş ve hasta bir adam tarafından yönetilmeyi haklı olarak istememiştik.
Görevini bıraktıktan sonra bir anda sağlığına kavuşmuştu Ecevit…
O dönem Ecevit’in hasta olduğunu gözümüze sokanların içinde bulunduğumuz dönemde Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna yapışmış ısrarcı tavrını gözümüze sokmaya çalıştığını ve kulislerin böylesine hızlı yayılmasının nedenlerinden birinin bu olduğunu düşünüyorum zaman zaman…
Çünkü nedense sadece CHP’den sızıyor bu kulisler…
Olanlar, konuşulanlar doğru mu?
Asla…
Değişim gerekli mi?
Kesinlikle…
Fakat, gelinen nokta CHP’nin toptan karalanmasına varınca orada işler değişiyor. İnsan bir garez arıyor…
Bulmak da hiç zor değil…