Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Sinan Ateş faili meçhul kalmasın!

Faili meçhul cinayetlere öylesine bir alışkanlığımız var ki, akıllara ziyan…

Anmalar, unutmadıklar, unutturmayacağızlar… Yıllarca süren, her geçen yıl etkisi biraz daha hafifleyen, bir ‘Kırmızı Pazartesi’ romanına benzer hikayelerle evlerinin, iş yerlerinin ya da en uğrak mekanlarının önünde katledilenler…

Sağcısını solcusunu, devrimcisini ülkücüsünü ayırmadan; hepsinin bu ülkenin evlatları, bu ülkenin düşünen, endişelenen, fikir üretenleri olduğunu söylemek boynumuzun borcu. Çünkü içinde bulunduğumuz ayrışma, bölünme, iki farklı uca itilme hali en azından ölülerimizin üzerinden, yaslı ailelerin üzerinden elini çekmeli.

Göz göre göre işlenen cinayetlerin failleri de azmettiricileri de hatta azmettiricilerinin arkasındaki güçler de hızla yakalanmalı, adalet sağlanmalı ki, yürekler soğusun…

Tam da böyle bir davanın ortasındayız yine.

Sinan Ateş cinayetinden söz ediyorum.

Şimdiye kadar haddim olmadığı için yazmaktan imtina ettiğim bir olay benim için. Ancak artık işin rengi çok başka. Ailenin susma hakkını kullanmasına dayanarak bu konuda kalem oynatmamıştım, görünen o ki; Ateş ailesinde de sabırlar taştı taşacak.

Öyleyse işin adli ve hiç bilmediğim perde arkası bölümlerinden ziyade duygulara yönelik kısmını yazmanın tam vaktidir.

Artık herkes öğrendi, Sinan Ateş’in Bursa’nın evladı olduğunu, ailesinin halen Bursa’da yaşadığını. Geçtiğimiz haftalarda ise acılı aile için daha yoğun bir süreç gelişti. İki önemli ziyaret söz konusuydu. Bunlardan biri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aileye yaptığı ziyaretti.

CHP’ye son derece mesafeli ve hiç oy vermemiş bir ailenin İmamoğlu’nu kabulü ülkücü camiada nasıl yorumlandı bilemiyorum. Bildiğim, bu görüşmeyi hemşeri bağları kuvvetli bir doktor olan, CHP Milletvekili Aday Adaylığını da yakın zamanda açıklayan Doğan Alpay’ın organize ettiği.

Konu başsağlığı dilemek olunca, kabul edilmiş ziyaretçi olarak Ekrem İmamoğlu. Önceleri soğuk başlayan ziyaret Giresun şivesi ile bezeli sıcak sohbet ile yer değiştirmiş kısa zamanda.

Aslında İmamoğlu ziyaretinde sosyal medya paylaşımlarından bir eş, bir anne olarak çok etkilendiğim Ayşe Ateş de hazır bulunacakmış. Kızı hastalandığı için katılamamış öğrendiğime göre.

İşin buraya kadarki kısmı ziyarette hazır bulunan kaynağımın bana aktardıklarından ibaret.

Bu arada şunu özellikle belirtmeliyim; Ayşe Ateş’in sosyal medya paylaşımları konusunda destek aldığına yönelik bir algınız varsa bunu aklınızdan silebilirsiniz. Bunca acının içinde sosyal medyada popüler olmak adına destek almak gibi duygudan uzak bir çabayı zaten hiç öngörmemiştim.

Bir ilkokul öğretmeni olan ve ifade gücü fark ettiğiniz gibi son derece kuvvetli olan Ayşe Ateş, tamamen içinden geleni yansıtıyor sosyal medyadaki paylaşımlarına.

Gelelim bu konunun ülkücü camiada yarattığı hüzne…

İYİ Parti Bursa teşkilatının en başından bu yana meseleyi nasıl sahiplendiğini vurgulamaya gerek yok. Ancak böylesi üzücü bir olayın aynı tabandan gelen iki partinin arasındaki bir çatışmaya dönüşmesi işin aslından uzaklaştırıyor meseleyi. İşte tam da bu nedenle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ziyareti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ziyaretinden sonra gerçekleşti bence.

Gerginliğin daha da büyümemesi adına…

Ateş ailesi yaşadıkları elim olayın peşine gönül verdikleri, uğruna bir mücadele yürüttükleri siyasi partinin düşmesini isterlerdi diye düşünüyorum. Böyle bir gelişme olmadığı gibi, konuyla ilgili çeşitli protestolar, eylemler ve sosyal medya paylaşımları da itibarsızlaştırılmaya çalışıldı aynı siyasi oluşum tarafından.

Hal böyle olunca, bıçağın kemiğe dayandığı noktaya gelindi. İlk olarak Ateş’in dayılarından Halil İbrahim Bozkurt’un; “Bizim evladımızın katili mecliste!” çıkışı yankılandı ülke gündeminde. Ardından Ateş’in bir diğer dayısı, Bursa Yıldırım Belediyesinin MHP’li Meclis üyesi Mustafa Bozkurt’un partisinden istifa ettiği haberi yapıldı genç gazetecilerden Ercan Çalışır tarafından.

Cinayetin üzerinde halen kara bulutların dolaşması vicdanları yaralarken hiç de şaşırtıcı değil verilen tepkiler.

Bir beklenti var Ateş ailesinde. Halen korunmaya çalışılan sessizliğin temelini bu oluşturuyor. Cinayetin çözümü için nereye kadar gidilmesi gerekiyorsa oraya kadar gidilip katilin ve azmettiricilerin tek tek ortaya çıkarılıp gereken cezayı alması, adaletin kesmesi gereken parmağı kesmesi bekleniyor günlerdir sükunetle.

Devletin ve uğruna bir ömür adadıkları davanın kendilerine sahip çıkmasını bekliyorlar.

Şimdilik korunan sessizlik tam da bu nedenle sürüyor. Daha nereye kadar devam eder bilemiyorum.

Önümüzdeki seçim süreci siyaset sahnesini iyice ısıtırken, Mustafa Bozkurt’un; “Sinan Ateş, bu ülkede artık faili meçhul cinayetlerin olmamasının mihenk taşıdır” sözünü bir temenni olarak alıyorum.

HABERLER