Bayramın hemen öncesindeki hafta sonu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ şehrimizi ziyaret etti. Kendisini takip eden az sayıdaki gazeteciden biriydim.
Doğrusunu söylemek gerekirse, yaptığım haber takibiyle ilgili yazılacak pek de bir şey bulamadığımdan kaleme alma gereği duymamıştım konuyu. Bir odayı ancak dolduracak kalabalık eşliğinde partisinin Osmangazi İlçe merkezini açmaya geldi Özdağ ve ben bu açılışa giderken aklımdan geçenlerin birkaç gün sonra karşıma kısa film olarak çıkacağını bilmeden, ‘Osmangazi metro istasyonundan Falcon İş Merkezi’ne kadar yürüdüm, Türkçe konuşan kimseyi görmedim yolda’ demiştim içimden.
Ancak şimdi görüyorum ki, Ümit Özdağ çok farklı bir strateji izleyerek siyasete yön veriyor son günlerde. Üstelik bu yönlendirmeyle kendisine oy vermeyecek, hatta farklı siyasi parti üyesi pek çok kişinin de desteğini alıyor arkasına.
Mesele milliyetçilik, mesele ‘vatan elden gidiyor’ yakarışları olunca biliyoruz ki, bu ülkenin insanları tek vücut olur, bir bayrak altında toplanır ve yönlendirildiği biçimde hareket etmeye hazır hale gelir.
Yine öyle oluyor.
Konumuz Suriyeliler, konumuz, ‘Sessiz İstila’ isimli kısa film ve sonrasında yaşanan milliyetçi duygu yoğunluğu…
Tehlikeli sularda yüzdüğümün farkındayım ve kendimi olabildiğince doğru anlatmaya çabalayacağım. Çünkü ne faşizan duygulara ulaşacak kadar Suriyeli düşmanıyım ne de üzerimize doğru gelen tehlikenin farkına varmayacak kadar idealist bir hümanistim.
Zaten işin insani boyutlarına giren bu iki kavramın da çok dışında olduğunu düşünüyorum son yaşadıklarımızın.
Suriyeliler konusu da diğer tüm konularda olduğu gibi ülkemizde tamamen siyasi olarak ele alınmıştır.
En büyük yanlış da bu zaten. Bir ülke politikası, bir sığınmacı politikası, bir göçmen politikası yerine tamamen siyasetin, popülist söylemlerin koyulması… İnsanı öteleyen, oy kaygısını ön plana çıkaran garip bir yaklaşım…
Konunun başlangıç ve sonuç aşamalarının ne olduğunu ve olacağını yazının en başından söyleyeyim; Suriyeliler yanlış hükümet politikaları ile hayatımızın ortasına adeta bir canlı bomba gibi sokuldular, aradan geçen 10 yıla rağmen yaşamın içinde soğurulmadıkları için de yine yanlış hükümet politikaları ile sökülüp atılacaklar…
Kanaatim budur.
Mesele bu kadar net ve acımasız. Bahsedilenin insan olduğu düşünülmeden atılmış onlarca adımın bizi getirdiği sonuç bu.
Sessiz İstila filmini izledim. Bahsedilenlerden gözüm korkmadı değil hani. Çünkü filmde dillendirilen doğum oranları, belli yerlerdeki gettolaşmalar, kendi eğitimli ve tecrübeli vatandaşlarımızın bu ülke dışında bir gelecek arayışı, onların yerini ise bizim ülkemize göçmen olarak gelen kadroların dolduruyor olması zaten yaşadığımız gerçekler.
Her şey anlatıldığı kadar hızlı mı ilerler, anlatıldığı kadar acımasız ve şiddetli mi olur bilemiyorum, ama olasılıkları anlatmış film…
Oysa filmin yayınlanmasından birkaç gün önce Bursa’ya gelen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Biz canavar değiliz, insanları seviyoruz, ama kendi ülkelerinde daha çok seviyoruz” dedi ve Suriyeli bir aileye iftarda misafir oldu.
Halep’ten gelen ailenin reisine; “Neden dönmüyorsun?” diye sordu.
“Aslında dönsek iyi olur, ama askere alınmaktan korkuyorum” yanıtını aldı.
Anne ve babalarının da Türkiye’ye gelmesi için uygun koşulları yaratmaya çalışan Suriyeli aile; “Kendi topraklarımıza dönsek bizim için de iyi olur, aile dağıldı, aile kalmadı” diyor.
İstekleri Suriye’ye dönmek midir, yoksa ortalama 7-8 yıldır Türkiye’de kurdukları düzeni devam ettirmek midir bilemiyorum, bildiğim bir şey varsa Suriyelilerle iç içe yaşayan hiçbir tanıdığımın bu durumdan memnun olmadığı.
Politika da bunun üzerinden ilerliyor.
Daha bir ay önce; “Bazıları Suriyeli sığınmacıları göndereceğiz diyor. ‘biz göndermeyeceğiz” demişti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Şimdi ise 1 milyon Suriyeli’nin ülkelerine gönderilmesine yönelik projenin detayları açıklanıyor. Gerçi ülkemizde kayıt altında olmayanlarla birlikte 5 milyonun üzerinde Suriyeli olduğu iddia ediliyor.
Fahiş kira fiyatları üzerinden hükümete yüklenenler; “Kendi vatandaşımız konut sıkıntısı yaşarken neden Suriyelilere ev yapıyoruz?” sorusunu sorarak 1 milyon Suriyelinin dönüş projesine karşı çıkıyor.
Dedim ya mesele neresinden tutarsan tut elinde kalıyor, mesele neresinden bakarsan bak insan…
Bu konu bizim gündemimizi daha çok uzun süre meşgul eder.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ emeline ulaşmış görünüyor.