Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Susuz boyahaneler, teknoloji atölyeleri mümkün mü?

Şehrin su kaynaklarının doğru kullanılmaması nedeniyle yaşanan sorunlar, hassas olduğum noktalardan biri. Belki de bu nedenle Yüksek Kimya Mühendisi Ekrem Hayri Peker tarafıma ‘Bursa’nın Su Planı Var Mı?’ başlıklı bir yazı göndermiş.

Okurken, geçmişten günümüze adeta gözlerimin önünde bir kez daha çekildi, bir zamanlar ‘Sudan ibaret’ olan şehrimin suları.

Şimdilerde de gazete başlıklarını süsleyen ‘Gemlik Körfezi ölüyor’ haberleri, yetmişli yılların sonlarından bu yana yapılagelmiş meğer, ama sadece haberleri yapılmış, su konusundaki hoyrat kullanım konusunda bir ilerleme olmamış anlaşılan.

Artık gazetelere ‘Gemlik Körfezi öldü, başımız sağ olsun!’ yazabiliriz!

Belki bu sefer Peker’in yazısında sitemle bahsettiği, ‘durumu kanıksama hali’nden biraz olsun kurtuluruz.

Çok doğru tespitler var yazıda;

Ovada bir metreden su çıkıyordu. Şimdi 200 metreden su çıkıyor. Yeraltı suları tükeniyor. Son zamanlarda Osmangazi merkezli ve fay üzerinde olmayan depremler oluyor. Kimsenin aklına ‘Acaba bu depremlerin yeraltı sularının tükenmesiyle alakası var mı?’ sorusu gelmiyor.” diyor Peker.

Ve eleştirilerin en tumturaklısı yeni sanayi bölgelerinin kurulmasına!

Yetmezmiş gibi TEKNOSAB adıyla yeni bir sanayi bölgesi kuruluyor. Yakın bir geçmişte, iki firma, hisselerinin yarısını birer milyar dolara sattılar. Ne üretiyorlar diye sorarsanız hemen söyleyeyim; OYUN üretiyorlar, OYUN. Üstelik beş-on beyin bunları üretti. Bursa’da kaç firmanın değeri peşin para bir milyar dolar?

Teknolojik üretimler atölyelerde yapılır. Fabrikalarda değil. Önce bunu bilelim. TEKNOSAB’da ne üretilecek belli değil!

Organize sanayi bölgesi kurma işinde büyük bir rant olmalı ki, Bursa Ovası organize sanayi bölgeleriyle doldu. Çoğunda da boyahane, dokuma fabrikaları var, ama Bursa’da kendi markasıyla bir milyar dolar ihracat yapan bir firmamız yok!”

Tespitler ve örneklemeler son derece yerinde değil mi sizce de?

Şehrimizde sanayi alanındaki su tüketiminin önemli bir bölümü tekstil firmaları tarafından yapılan tüketim. Malumunuz Nilüfer deresi boyahanelerin belirledikleri renklere göre kırmızı, mavi ya da yeşil akabilen bir dere oldu bu sayede.

Çok yerinde bir önerisi var bu konuda hem kirliliğin hem de su tüketiminin önüne geçebilmek için Ekrem Hayri Peker’in;

Belediye, valilik, BTSO, Çevre Müdürlüğü, Sanayi İl Müdürlüğü… Kısaca tüm yetkililer sanayicileri zorlamalı. 1/10 oranı ile boyamadan 1/ 4-5 boyama, hatta susuz boyama teşvik edilmeli. Bu boya makineleri Türkiye’de üretiliyor!”

Olur mu?

Hazır şehrin 2040 Çevre Eylem Planı da hazırlanmak üzereyken çizgiler bu öneriler de baz alınarak çizilse ve bazı zorunluluklar da bu kapsamda getirilse çok da şahane olur.

MS’İN FARKINDA OLALIM!  

Bazı hastalıklar vardır, söylemesi dile kolaydır da yaşamasının ne kadar zor olduğunu ancak o derdi yıllarca omuzlarında taşıyanlar bilir. İşte öyle bir hastalık olan MS’ten ve MS farkındalığı için yapılan etkinliklerden bahsetmek istiyorum.

Bizim hayatımıza biraz da magazinel figürlerin bu hastalıkla tanışmaları sonucu giren, onun dışında bir köşede derdi ıstırabı gizli gizli çekilen MS’i daha görünür kılmak adına Bursa Multipl Skleroz Derneği bir dizi etkinlikler düzenliyor.

Bu etkinliklerden biri, kendisi de MS hastası olan Demirtaşpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmeni Gökay Yavuz ve öğrencileri tarafından hazırlanan ‘Benim MS’im’ isimli resim sergisiydi. Serginin açılışı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi, ancak haberin basında yer alış şekli bazı kafa karışıklıklarına neden oldu…

İlk olarak bir yanlış anlaşılma oluştuysa düzeltmek adına vurgulamak isterim ki, MS yaşam boyu devam eden bir hastalıktır. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile hastaların durumlarının hayatı yaşanabilir kılması mümkün elbette. Ancak MS’li kişiler görünen ya da görünmeyen pek çok hastalık belirtisi ile başa çıkmak zorundadır.

Zaten bu nedenle MS Farkındalık Haftası gibi organizasyonlara ihtiyaç var. MS hastalarının varlıklarını, yaşamak için gösterdikleri çabayı fark etmek ve hayatı kolaylaştırmak adına onlara yer açmak toplumun ve tüm vatandaşların görevi. Bunu unutmamak gerek.

Büyük ilgi gören sergi için Bursa MS Derneği’ne destek olan Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne de bu noktada teşekkür etmek lazım. Elbette ülkenin pek çok ilinden talep gören, çağrı alan böylesine kıymetli bir serginin hazırlanması konusunda yaşadıkları dezavantajlara rağmen büyük çaba gösteren MS hastalarını ve Bursa MS Derneğine de gönülden tebriklerimi sunuyorum.

Multiple Skleroz hastalığının belirtileri, teşhis ve tedavi süreci, hastanın psikolojik durumu, toplumun hastaya karşı davranışı gibi konuları ele alan sergi 28 Mayıs tarihine kadar 09:00 – 17:00 saatleri arasında gezilebilecek.

30 Mayıs Dünya MS Farkındalık günü olarak belirlenmiştir ve bu farkındalık oluşturma süreci içerisinde yapılacak etkinlikleri köşemden duyurmaya devam edeceğim…

HABERLER