Ülkemiz hiç de Almanya’dan gelen gurbetçinin söylediği gibi ‘cennet cennet…’ değil son günlerde. Cennet vatan yaşanan fiyat artışları ile özellikle de gıdaya erişimin giderek zorlaşması, et ve süt ürünlerinin yanı sıra sebze ve meyve fiyatlarının durmak bilmez yükselişi ile vatandaşa cehennemi yaşatır oldu.
Pek çok evde sabah akşam makarna pişiyor, zira un fiyatlarının durmak bilmeyen artışına rağmen en ucuz gıda yine de makarna…
Gelin görün ki, makarna ile yeterli beslenme sağlamak mümkün değil, özellikle de gelişme çağında olan gençlerde ve çocuklarda…
Zaman zaman yazılarımda dile getirdiğim obezite, bodurluk, aşırı zayıflık gibi sorunların temelinde yetersiz beslenme var.
Gıda fiyatlarının tüm dünyada düşerken bizim ülkemizde ciddi artış trendinde olmasını tarım politikalarının kötülüğüne ve plansız üretime bağlamak çok da zor değil.
Sıklıkla bahsedilen havza bazlı planlamaya geçilmesi amacıyla, tarım kanununun 7. maddesinde yapılan değişiklik Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Aslında şimdiye kadar pek çok kez, pek çok farklı tarihte benzeri sözler yazılıp çizildi.
Başlıklar genellikle ‘Türkiye’de tarım planlamasına gidiliyor, çiftçi bakanlıktan izin almadan ekim yapamayacak…’ şeklinde atılmış.
Sonuç ortada…
Geçen yıl 20 liraya yediğimiz salatalık bu yıl para edecek diye öylesine çok ekilmiş ki, onca fiyat artışına rağmen 15 liradan pazarda.
CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Ziraat Mühendisi Orhan Sarıbal’ın ise yapılan değişikliğe bazı noktalarda itirazı var.
Öncelikli olarak tamamen bürokratlar tarafından yapılacak bir planının, sadece sahanın gerçeklerini bilmeyen kişiler tarafından yapıldığı için dahi işlemesi pek mümkün görünmüyor. Plan yapılırken akademik oda temsilcilerinden, köylü kooperatiflerinden ve üniversitelerin gerekli bölümlerinden kişilerin de işin içinde olması en doğrusu olurdu, ama bizim en doğrusuna değil de, en baştan sağmasına ihtiyacımız olduğundan böyle yapıyoruz planlamayı…
Bunu geçelim, eldeki veriler doğru veriler değil!
“En son Genel Tarım Sayımı 2001 yılında yapıldı. Genel Tarım Sayımları ile tarım sisteminin ayrıntılı bir fotoğrafı çekilirdi. Ancak, yapılan son sayımın üzerinden tam 22 yıl geçti ve günümüzde ne üretici sayısına, ne işlenen alanlara ne de hayvan sayısına ilişkin kesin bir bilgiye sahip değiliz!” diyor Sarıbal.
Yahu, 2001 yılından bu yana benim hayatımda bile tonla değişiklik oldu, düşünün yerden yere vurduğunuz tarım sektöründe nelerin değiştiğini. Ama düşünmeye ne gerek var, dostlar alışta verişte görsün minvalinden bir planlama yaparsınız, yıllardır atılan başlıklar gibi bu başlık da bir kenarda kalır ne olacak…
İşin cezai boyutu ve sözleşmeli üreticilerin izin almada öncelikli olacağı meselesi de var elbette. Hani şu ülkede tütün ekimini bitiren sözleşmeli tarım politikalarından bahsediyorum…
Ben bu kanun maddesi değişikliğinin de tarımı doğru dürüst planlamak konusunda bir işe yaramayacağı kanaatinde olduğumdan ve meseleyi daha detaylı boyutları ile tekrar ele almak istediğimden, yazımın tarım ile ilgili bölümünü burada noktalıyorum.
HAYRİ BAŞKAN İDDİALI…
Gelelim CHP ile ilgili olan bölümüne…
Norm Haber ekibi olarak bugün Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ı makamında ziyaret ettik.
Makam dediysem, aslında denize nazır bir balkonda oturup biraz sohbet etme şansı bulduk başkanla.
Malum, yerel seçimler yaklaşıyor ve CHP’nin uzun süredir elinde bulundurduğu belediyelerde bu kez AK Parti’nin gözü. Sonuçta moralleri yüksek olan parti AK Parti…
Bu kez yerel seçim paradigmasında İYİ Parti CHP ittifakı da yok, hatta İYİ Parti’nin Mudanya’dan aday çıkarması dahi gündemde…
Hayri Başkan’a yerel seçimlerde ne yapacağını sordum, aslında biliyorum yanıtı, ama sormak da adettendir misali…
“Biz yerel seçimlere aday olacağız yeniden” dedi.
Bu kez ittifak olmayacağını hatırlattığımızda ise;
“Hepsi birleşip gelsinler. Biz bu seçimi rahatlıkla alırız…” yanıtını aldık ekip olarak.
CHP uzun zamandır hakim olduğu Mudanya ve Nilüfer ilçelerinde eskisi kadar şanslı olacak mı bu seçimde, ben böylesi iddialı konuşamam doğrusu. Bakın dikkatinizi çekerim, işin içine Gemlik ilçesini katmıyorum bile…
Moral bozmak gibi olmasın da, yerelinden geneline herkes bu denli koltuk kavgasına tutuşmuşken ve bu yolda birbirini acımasızca harcıyorken, toparlanmak da yeni bir enerjiyi tutturmak da hatta belki beklenen değişim rüzgarına kavuşmak da o kadar kolay olmayacak gibi…