Önümüzdeki 15 gün boyunca en çok konuşacağımız isim Sinan Oğan ve dolayısıyla ATA İttifakı olacak, burası net. Seçimin kazananı ve bundan sonrasında doğru adımları atarsa en karlı ismi de yine Oğan ve ekibi olacak.
Şimdilik peşin satan esnaf misali, kendisine gelecek teklifleri beklerken, bir yandan da olmazsa olmaz şartlarını sıralıyor, hatta yabancı basına demeçler vererek, ‘biz kimi desteklersek seçimi kazanmasını da sağlayacağız’ diyor Ata İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Oğan.
Doğrusunu isterseniz sürekli olarak bir kitleyi konsolide edip ardından ben çekiliyorum diyen ve hep kaçak güreşmeyi tercih eden Muharrem İnce’den daha cesur biçimde yönettiği seçim çalışması sonrası böylesine bir oy oranına ulaşması şaşırtıcı olmadı benim için.
Ancak ben yine de, mevcut ittifaklardaki birleşmelerin milliyetçi duygularını örselemesi nedeniyle ATA İttifakını tercih eden seçmenin, kurulan bir cümle ile işaret edilen yöne doğru konsolide edilip edilemeyeceğinden emin değilim.
Mevcut eminsizliğim sırasında gözüme ilişen ve benden başka 2 milyon kişinin de gözden kaçırmadığı bir sosyal medya paylaşımı bakış açımı tümden değiştirdi.
ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Sevda Özbek;
“Türk Milliyetçileri ve Atatürkçüler seçimin sonucunu belirleyecek. Görmezden gelmenin veya yok saymanın ilk tur tepkisi iyi analiz edilmelidir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bulunduğu konum itibari ile elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı, ancak milletin iradesi daha güçlü bir aday istiyor.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci turdaki sorumluluğunu Sayın Sinan Oğan’a devretmesi ülkemiz adına en hayırlı olan olacaktır” diyerek Oğan’ın Cumhur ya da Millet İttifaklarından birini desteklemesi yerine üçüncü bir yol daha açtı.
Haliyle kendisini aramak, biraz hasbıhal etmek de farz oldu bu durumda.
“Kılıçdaroğlu’nun çekilmesini talep ettim. Bazı insanlar, ‘yüzde 5 oy aldınız yüzde 45 oy alana çekil mi diyorsunuz?’ diyorlar.
Ben de diyorum ki; ‘Halk artık farklı bir şey istiyor, artık oy bile vermeyeceğiz diyen insanlar var. Çekilin, Sinan Oğan’a devredin, bu şekilde Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkarsak tarih yazarız’ Bu sözlerimi CHP destekçileri dahi ‘Keşke’ diyerek karşıladı” diyor Özbek.
Diyelim ki, Kılıçdaroğlu çekilmedi, Oğan gerekli görüşmelerini yaparak taraflardan birini destekleme kararı aldı ya da asla taviz vermeyeceğini söylediği beş maddenin kabul edilmemesi durumunda seçmenlerini tercihleri konusunda özgür bıraktı…
Böyle bir senaryoda Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağı görüşünde Sevda Özbek.
“Bir; ülke hayrına, Türkiye tarihine, adını altın harflerle yazdırmak var. Türk milliyetçileri ile Atatürk milliyetçilerinin birleşmesi için gerekli zemini oluşturmak var. Bir de kaybedeceğini bile bile ısrarcı olup ülkenin bir karanlığa doğru sürüklenmesinde baş aktörlerden olmak var!”
ATA İttifakının asla taviz vermeyeceği beş maddeyi hemen hatırlamak lazım;
-Anayasanın ilk dört maddesinin değişmezliği,
-Madde 66’da yer alan Türklüğün Anayasa’dan çıkarılma girişiminin karşısında set kurulması,
-13 milyon sığınmacının gönderilmesi,
-Son ekonomik krizin temel sebepleri olan faiz, enflasyon, sonuç sarmalından kurtulması,
-Terör örgütleri ve onların siyasi yapıları ile arasına mesafe konulması olarak belirlendi.
Bu beş madde ışığında bakıldığında Cumhur İttifakı’nın bir yandan HÜDAPAR ile olan bağlantısını tamamen koparması gerekirken, diğer yandan sığınmacı politikasına da ciddi bir ayar vermesi gerekiyor. Üstü bir de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır ısrarla sürdürdüğü kendi icadı ekonomi modelinden vazgeçmesi ekleniyor.
Kısacası Cumhur İttifakındaki temel politikalar bir yana itilecek, aynı zamanda HÜDAPAR ortaklığından vazgeçilecek.
Olabilir mi?
Ben pek ihtimal vermiyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm bunlara gerek görmeyerek, zaten mevcutta ihtiyaç duyduğu 0.5 puanı ikinci turda kendi başına tamamlayabileceğine kanaat de getirebilir. Hatta ısrarla bahsi olunan maddelerin gerçekleşmesi savunulursa, bu durum daha da kuvvetli bir ihtimal gibi geliyor bana.
Ancak Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aldığı yüzde 45 civarındaki oy ile desteksiz gireceği ikinci turda seçimi kaybetmesi daha olası olduğundan ve zaten maddelerin çoğunu yerine getirdiği düşünüldüğünde bir birliktelik daha yüksek ihtimal gibi.
ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Sevda Özbek de buradan yola çıkıyor ve diyor ki;
“Siyasi bir hırs ile hareket etmek yerine Türk siyasetinin tabanını iyi analiz etmek gerekiyor. Ben kendimi bildim bileli herkes bu ülkede Atatürkçü ve Türk milliyetçisidir. Bugün Kılıçdaroğlu çekilse, seçim rahatlıkla kazanılır. ”
Özbek, Millet İttifakı içindeki kadınlara da sesleniyor;
“Millet İttifakındaki kadınlara sesleniyorum; yapacağımız seçimler geleceğimizi belirleyecek. Türkiye’de kadınlar ne kadar güvende güçlü ve mutlu olursa çocuklarımız da öyle yetişecek. Bunun aksini düşünmek dahi istemiyorum. Çocuk yaşta evlilik, çocuk istismarının sürekli artması, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin devam ediyor oluşu yaşadığımız en büyük sorunlar.
Biz sığınmacı krizi bitsin istiyoruz. Çocuklarımız kadınlarımız güvende olsun istiyoruz. Beyin göçü yaşanmasını istemiyoruz. Bilimden teknolojiden bahsedelim diyoruz.
Bütün kadınlar bu seçimlerde tarih yazmalı. Tüm Atatürkçü, milliyetçi kadınların bir araya gelmesini ve Sinan Oğan’ı desteklemesini talep ediyorum!”
Doğrusunu söylemek gerekirse birleştirici bir siyaset izlemek uğruna partisinin değerlerinden fersah fersah öteye düşen Kemal Kılıçdaroğlu, bu çağrıya kulak verir mi bilemiyorum, ancak genel başkanından izin almadan konuşma cesaretini kendisinde bulan, kendi fikirleri ile siyaset arenasında var olan güçlü bir kadın profili çizen Özbek’in önerileri bir yanıtı hak eder diye düşünüyorum.
Ben bu satırları yazarken, hayatımıza İstanbul seçimleri ile giren bir kadın figürden daha, bu kez kadın seçmene yönelik mesajlar geldi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu;
“Gelin; geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini birlikte seçelim kadınlar. Önümüzdeki bu seçim en çok da bizim seçimimiz olacak. Çünkü bir kadın olarak özgürlüğümüzü elimizden almaya çalışanlarla karşı karşıyayız. Bir anne olarak çocuklarımızın geleceği için kaygılanıyoruz. Bize ne yapmamız, yapmamamız gerektiğini söyleyenlere, kendimiz hakkında karar vermemizi ‘uygun’ görmeyenlere, bizi bir eşyaymışız gibi düşünenlere inat birlik olup ülkemizin geleceği için karar verelim”
Görünen o ki, Millet İttifakı ve ATA İttifakı kadınlarında seçimin kaderini kadınların belirleyeceği kanaati hakim. Gidiş yolları farklı olsa da yollar kadınların açtığı patikalar üzerinden yürünecek…