Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Togg’un da suyunu çıkardık!

Savaşçı milletiz vesselam. Ölümüne saldırıyoruz, kalan sağlar bizimdir hesabı. Son dönemde meydan muharebelerinden uzak kaldığımız için yepyeni bir savaş alanı geliştirdik kendimize.

Klavye savaşları hayırlı uğurlu olsun…

Ya bilgisayar başında ya da elde telefon yapılan bu savaşlarda kimin kime ne dediği de karışıyor ya bazen. Olsun… Mühim olan, içteki kızgınlığı bir yerlere yönlendirmek. Savaşçı milletlerdeki deli kanın akması gerekiyor bir biçimde.

Cumartesi günkü Togg lansmanından sonra da benzer şeylerle karşılaştık basın mensupları olarak.

Bu hamleyi bekliyorduk da beklemediğimiz bir durum oluştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kimler alacak bakalım bu araçtan?’ sorusuna salonda kendini tutamayarak ‘Beeennnn…’ diye bağırarak yanıt veren, oysa o zamana kadar konuşmaları dinlemeye dahi tenezzül etmeden elindeki telefondan zaman zaman görüşme programı yapan zaman zaman da video izleyen arkadaştan daha pek çok varmış anlaşılan.

Dün itibariyle satış ilanları ‘Togg almak için satıyorum!’ uyarısı ile paylaşılmaya başlandı. Genç meslektaşım Özgür Can’ın da dikkat çektiği husus hayli trajikomik, zira Togg almak için bal satan da var, soğutucu dolap satan da

Tebrikler, yine suyunu çıkardık…

Bir süre daha gündemden düşmeyecek olan yeni aracımız Togg ile ilgili görüşlerimi yazmıştım zaten. Yazımın ardından benimle aynı kanaatte olduğunu gördüğüm akademik odaların ileri gelen temsilcileri içime su serpti doğrusu. Yanlış bir yerden bakıp bakmadığımdan emin olamamıştım bir türlü.

MAHİR ÜNAL’DAN TÜRKÇE AÇIKLAMA


Bu bahsi burada kapatarak yeni bir konu açmak isterim. Togg lansmanı benim için sadece bir lansman değildi, Bursa’nın çok nadir gördüğü siyasilere ulaşabilme kanalıydı aynı zamanda. Gözüme ilk ilişen isim de “Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir!” açıklaması ile çok tepki çeken AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’dı.

Yaptığı açıklamanın izaha muhtaç olduğunu belirttim kendisine. Konuyu daha açık bir biçimde dile getirmesini istedim. Ancak lansman nedeniyle bir açıklama yapmayacağını söyledi.

Kendisine yönelttiğim sorular bir tetikleyici olmuş ki, bugün yeni bir açıklama geldi Mahir Ünal’dan.

Tarihte 16 devlet kurmuş bir millete mensubiyetim ve ses bayrağım Türkçemle gurur duyuyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yüceltme idealini kendisine ilke edinmiş bir kişi olarak kendimi Cumhuriyet’in fikri hür, irfanı hür bir evladı olarak görüyorum!”

Bir metin olarak paylaşılan bu açıklama ne kadar samimidir bilemiyorum. Zira AK Parti ile MHP arasında da bir gerginlik yarattı Ünal’ın açıklamaları malum, daha öncesinde sarf ettiği sözler de hala zihinlerde taze. Ancak Mahir Ünal’ın açıklamasının şu kısmına yürekten katılıyorum;

Yaşasın Cumhuriyet’imiz ve onun fikri hür, vicdanı hür nesilleri

ÇARK ETMEYE ÇOK MEYİLLİYİZ

Bir anda çark etmeye çok meyilli bir siyasi yapımız olduğu gibi, siyaseti her alana bulaştırdığımız için sendikalardan sivil toplum kuruluşlarına her yerde görür olduk bu özelliği.

Bugün öğle saatlerinde aldığım bir basın daveti beni hayrete düşürdü doğrusu. Eğitim Bir-Sen ve Memur Sen, ‘Meslek Kanunu’nda değişiklik yapılması taleplerine duyarsız kalınmasına karşı’ ilk derse girmeyecek ve bir basın açıklaması yapacaklarmış.

Hayrete düştüm doğrusu. Zira Eğitim Bir Sen Bursa Şube Başkanı Ramazan Acar’ın kariyer basamaklarından oluşan meslek kanununun öğretmenler için ne kadar faydalı bir kanun olduğunu bizzat bana uzun uzun anlattığını biliyorum. Kanunda değişiklik yapılmasını istediklerine de en azından ben hiç şahit olmadım bugüne kadar.

Bir hata mı yapıyorum, bir şey mi atlıyorum diye düşünerek Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’u aradım. 2 Kasım’da emekten gelen güçlerini kullanarak alanlara çıkmak için hazırlık yapan Toy da şaşkındı bu haber karşısında.

Mahir Ünal’ın samimiyetinden emin olmadığım gibi Ramazan Acar’ın karşı duruşundan da pek emin olamadığımı belirteyim. Emin olduğum bir şey varsa o da şudur; 2 Kasım’da Bursa’da öğretmenler 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda (Şehreküstü) olacaklar ve öğrencilerine öğretebilecekleri en büyük değerler olan ‘eşitlik, adalet, demokrasi ve hak arama’ dersi için iş bırakacaklar.

HABERLER