Bursa uzun zamandır master planlar üzerine kafa yoruyor. Uzun dediğim de öyle üç beş ay falan değil, baya baya uzun…
Geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş döneminde başlamış, yaklaşık iki yıl kadar konuyla ilgili düşünülmüş, sonrasında herkesin cebinde bir gizli ajanda olduğu anlaşılıp bu ajandalar etrafa saçıldığında yaklaşan seçimlerin riske girmesi ihtimali göz önünde bulundurularak düşünme kısmı biraz ertelenmiş, böylelikle seçim sürecine geçilmişti.
Seçim oldu bitti, seçimle göreve gelen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de bir master plan hazırlamak gerektiğinin altını çizdi. Seçimlerin üzerinden 6 ay geçti, konuyla ilgili düşünmenin nasıl yapılacağına ilişkin hazırlıklar tamamlandı, yavaş yavaş bir kez daha düşünme aşamasına geçildi.
Öncelikle düşünülüp taşınılmadan yapılan her işin Bağdat’tan döneceği fikrine katılıyorum. Elbette düşünmek, planlamak, uzun vadeyi göz önünde bulundurmak son derece önemli, özellikle de bir kent ya da bir ülke yönetiyorsanız.
Fakat işin düşünme kısmı garibim Bursa için öyle uzun sürdü ve ‘düşünüyoruz’ diyerek bu şehri oyalayanların sadece kendi hesaplarını düşünenler olduğu öyle çok örnekle karşılaşıldı ki, önümüzdeki sürecin benzeri bir sona varmaması için ben baştan uyarımı yapayım derdindeyim…
Tüm şehri kapsayan master planın içinde elbette son derece önemli bir yer tutacak ‘ulaşım master planı’
Zira bu şehir hiçbir şeyden çekmedi dünyada trafikten çektiği kadar…
Ulaşım planına bir altlık oluşturma ihtimaline dayanarak takip ettiğim toplantı ironik bir biçimde trafiğe takılan katılımcı ve konuşmacılar nedeniyle planlanandan yarım saat, benim toplantı salonuna gidişimden bir saat sonra başladı.
Ben, birkaç meslektaşım ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçmiş dönem belediye başkanlarından Erdem Saker trafiğe takılan hazirunu bekledik sabırla…
Bursa’da sabır önemli bir öğe, edinmediyseniz mutlak bu özelliği kendinize katmanızı tavsiye ederim. 12 yıldır hızlı tren bekliyor misal bu şehir…
Açılış konuşmasını yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Modern kentlerde artık çevre dostu, enerji verimliliği yüksek, karbon salınımının en aza indirgendiği ulaşım modelleri uygulanıyor” diyerek bisiklet kullanımına gönderme yaptı öncelikli olarak.
Avrupa ülkelerinin bu konuda son derece bilinçli olduğunu, pek çok şehir ve kasabada bisiklet kiralama sistemlerinin aktif olarak kullanıldığını biliyoruz. Bizde durum nasıl seyredecek onu da izleyerek göreceğiz sanırım.
Projelerden de söz etti Bozbey; “Yarının ihtiyaçlarına da yanıt verebilecek sürdürülebilir ulaşım sistemlerini geliştiriyoruz. Akıllı ulaşım sistemlerinin sonuna doğru geliyoruz. Trafikteki yoğunluğu ve yolculuk sürelerini kısaltmayı planlıyoruz. Bursa’yı metrobüs ile tanıştıracak, Geçit metrobüs hattını da oluşturacağız. Emir Sultan, Teleferik, Arabayatağı, Mimar Sinan arasında da bir ulaşım hattı yapma planımız var. Yaya öncelikli bölgelerimizden öncelikli olanı ise Atatürk Caddesi olacak” diyerek fikirlerini sundu dinleyenlere.
Toplantının en önemli tespitleri ise Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Tözün Bingöl’den geldi.
“Tüm gelişmiş ülkelerde yayaların öncelendiği bir trafik anlayışı hakimken bizim ülkemizde araçların öncelendiği bir trafik anlayışı geliştirilmiş. En baştan bu yanlışı düzeltmek, bunun için de çocuklarımıza trafik bilincini aşılamak lazım. Yine ülkemizde bize dayatılmış ve böyle kabul görmüş bir özel araç bağımlılığı var, bunu özellikle Bursa’da çok daha yoğun hissediyoruz. Plansız nüfus artışı, plansız yapılaşma ile birlikte, tüm bunlar bir araya gelip trafik konusunda da bir planlama olmayınca sistemin tıkanması şaşırtıcı değil!”
Değil gerçekten de…
Toplantıyla eş zamanlı olarak şehrimizi ziyaret eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da Ankara-Bursa Hızlı Tren Hattı şantiyesinde incelemelerde bulunuyordu.
“Burada çalışmalarımızı hızlıca devam ettiriyoruz. Bu projemiz bittiği zaman biz Ankara’dan Bursa’ya ya da Bursa’dan Ankara’ya 2 saat 15 dakikada sadece seyahat edeceğiz” dedi kendisi…
Projenin 106 kilometrelik bölümünün idari problemleri çözülmüş, şantiye yapım çalışmaları sürdürülüyormuş, rayların döşenmesi noktasında yüzde 20’lere geldikleri yerler olmuş, tüneller çok şükür bitirilmiş, maşallah, inşallah 2025 yılının sonunda buranın açılışı yapılacakmış.
2006 yılında ihaleye çıkılacak denilen projede bu kadar hızlı ilerleniyor oluşu gözlerimi yaşartmadı değil. 12 yıldır inşaatı devam eden çalışmanın bir buçuk yıl sonra biteceğinin müjdesi veriliyor, dikkatinizi çekerim!
Sabır derken bunu kastettiğim anlaşılmıştır herhalde…
Trafik çekişmelerinde merkezi hükümet ile CHP’li belediyeler arasında nasıl bir hava estiğini de Sayın Bakanın açıklamalarından anlamak mümkün.
“Çalı yolu karayolları sorumluluk ağında olması gereken bir yol değildir. Önceki dönem Bursa Büyükşehir yönetimi ile aldığımız karar gereği, imarını ve kamulaştırmalarını yaptılar, bizlerde yolun ilk 2 etabını yaptık. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetimi bu burayı eleştiriyor. Buranın geri kaldığından bahsediyor. Mutabakat budur. Buyursunlar mutabakata uysunlar. Oradaki imarları halletsinler biz de yapalım. Herkes sözünü tutsun biz de sözümüzü tutacağız!” sözü dikkat çekici…
“Gündem olan 68 adet metro aracının alınması söz konusu. Bu konuyla ilgili bizim bakanlığımızın herhangi bir sorumluluğu yoktur! Kimse topu bize atmasın! 2022 yatırım programında Bursa Büyükşehir belediyesinin yatırım programına alınmış ve önceki yönetim tarafından kredilerinin bağlanması noktasında son aşamaya geldiğini biliyoruz. Buyursunlar oradan devam etsinler. Bu konuda başkasına sorumluluk atmaya gerek yok!” sözü de ilginç…
“Yine bizim sorumluluğumuzda olan 44 adet metro aracının alınması var. Bu da Emek-Şehir Hastanesi hattı için düşünülmüştür. Hafif raylı sistemi bittiği zaman biz ilk etapta 20 tanesinin işletmeye alınması ile ilgili sürecimizi başlattık!” sözü de ilginç…
“Bir başka konuda yine Bursa Şehir Hastanesi’nin hafif raylı sisteme bağlantılandırılması noktasında bir protokol yapıldı. Protokol çerçevesinde buradaki Görükle ile ilgili hattın yapılması sorumluluğunu bakanlığımız üzerine aldı. Ancak proje çalışmaları halen Bursa Büyükşehir belediye Başkanlığı üzerinden yürütülüyor. Projeyi ne zaman bitirirseler, biz de o projeyi onaylarız, ondan sonra da bunun yapımını beraberce planlarız ki, zaten biz bunu üzerimize aldık. Yani hayal denen proje, Bursa Büyükşehir belediyesi tarafından yapılmış olan ya da itme aşamasına gelen, nasıl hayal ise o hayali ben Bursalı hemşerilerimizin takdirine bırakıyorum!” sözü de ilginç…
Sayın Bakanın hazır Bursa’dayken Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve doğrudan kendisini ilgilendiren böyle bir organizasyona dahil olmaması da ilginç…
İlginç diyorum çünkü tüm bu projelerle ilgili Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in gerçeklerin yansıtıldığı gibi olmadığını söylediği açıklamalarını hatırlıyorum.
Şimdi bir kavga havası yaratılarak hizmetlerden mahrum kalacaksınız imajı çizilmeye çalışılıyor Bursa için. Oysa AK Partili belediyeler döneminde de aynı sorunlarla boğuşuyordu ve yine merkezi hükümet tarafından görmezden geliniyordu bu kent.
Önümüzde bir erken seçim beklentisi içine girildiği malumunuz, bu şehrin insanlarının gerçekleri bilmeye, tercihini buna göre yapmaya hakkı var. Bozbey’in bundan sonraki konuşmalarında Bursa’ya yapılan haksızlıkları sık sık dile getirmesinin önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır bence…