15 yıldır Nilüfer ilçesinde oturuyorum. Hiç terk etmek istemediğim, ‘Şehrin kalbi burada atıyor’ diyerek inatla sarıldığım Altıparmak, Çarşamba mevkiinden, çocuklarıma yeşillikler içinde, bahçelerde oynayarak büyüme imkanı sunabilmek için ayrıldım. Bu sayede iki çocuğumun da sokak oyunlarını bilerek ve güven içinde büyüdüklerini söyleyebilirim.
Sanırım yukarıda yazdığım, kendi özel hayatımı anlatan paragraf Nilüfer ilçesinde yaşayanların hayat özetini oluşturuyor.
Çarşamba akşamı basın mensuplarına geniş katılımlı bir iftar daveti vererek Nilüfer ilçesinin gelişimi konusunda yaptıkları çalışmaları, yani göreve gelişinin üçüncü yılını değerlendiren Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de benim anlattığıma benzer bir tablo çizdi Nilüfer’deki yaşamla ilgili olarak.
Gençlerin, kadınların, doğanın korunduğu bir ilçe olmak, olanı sürdürmek, daha iyiye taşımak adına sarf ettikleri çabayı, geliştirdikleri projeleri anlattı.
Nilüfer’de yaşayanlar da yaşamayan ya da yaşayamayanlar da artık nasıl bir ilçeden bahsettiğimizi gayet iyi biliyor. Bu nedenle, yazımda icraatlardan daha çok Turgay Erdem’in “Daha önce de bahsettik, ama sesimizi duyan olmadı” diyerek sıraladığı sitemlerinden bahsetmek istiyorum.
Çünkü Turgay Erdem’in nazikçe üzerinde durduğu sitemleri önemli…
Bursa’nın sanayisinin yükünü en çok omuzlayan ilçe Nilüfer. Sınırları içerisinde tam 9 tane sanayi bölgesi mevcut. Ancak sanayi bölgelerinden gelen emlak vergisi gelirleri artık bu ilçenin gelir hanesine yazılamıyor. Sanayi bölgelerinden daha önceki yıllarda yaklaşık 50 milyon liraya yakın bir gelir elde ettiklerini belirtti Başkan Turgay Erdem.
Bu gelir artık yok!
Bursa’nın ‘en pahalı suyu kullandığı’ tartışmasına Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katı atık bedellerini faturalardan çıkarmasıyla yepyeni bir halka eklenmişti. Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, ilçe belediyelerinin önemli gelir hanelerinden biri olan katı atık bedellerinin su faturaları ile toplanmasının sonlandırılmasına itiraz etmiş, karşılığında da ittifak ortaklarından İYİ Parti’nin sert çıkışı ile karşılaşmıştı.
Şimdi aynı itirazı daha yumuşak perdeden, daha sitemkar bir biçimde Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’den duyduk.
“Katı atık bedellerinden de yıllık 45-50 milyon lira düzeyinde bir kaybımız var. Sanayi bölgelerinin emlak vergileri ile birlikte iki buçuk yıllık toplam kaybımız 97 milyon lira!”
Bu gelir de artık yok!
“Bölgemizdeki hazine arazilerinin satışlarından bize gelen pay da çeşitli yöntemlerle kesildi. Geçtiğimiz günlerde yapılan sadece iki satıştan Nilüfer Belediyesi’ne gelmesi gereken pay 90 milyon lira civarındaydı. Bu paralar bizim gibi belediyeler için çok büyük paralar. Bunlar aslında Nilüferlilerin paraları!”
Bu gelir de artık yok!
“Nilüfer bölgesinde doğru dürüst bir devlet yatırımı yapılmıyor. Bizim gelirlerimize de her geçen gün daha fazla budama yapıyorlar!”
Bence bu tespit de gayet net!
Şu an nüfusu 520 bin olan, yılık büyüme hızı 12-15 bin arasında değişen ilçe ilk kez bu yıl 35 bin nüfus eklemiş sınırları içerisine. “Büyüme hızı böyle devam ederse verdiğimiz hizmetlerde aksamalar olmasından endişe ederim, biz yavaş büyümeyi istiyoruz” diyor Başkan Erdem.
Daha yakın zamanda, Türkiye’nin sosyoekonomik açıdan en gelişmiş 8. ilçesi olarak ilan edilen Nilüfer’deki önemli sıkıntılardan biri de tarım alanlarındaki kaçak sanayi yapılaşması.
“Bu konuda bürokrasi elimizi kolumuzu bağlıyor. Biz yapılan yapıyı yıksak da bölgede tahribat oluştuğu için sonrasında tarım yapılması pek mümkün olmuyor” diyor Nilüfer Belediye Başkanı.
Düzenlenen toplantıda CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ı, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz’ı, Millet İttifakı ortaklarından İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu ve Nilüfer Belediyesi Eski Başkanı Faruk Baykal’ı gördük, ama CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca’yı ve Nilüfer Belediyesi Eski Başkanı, aynı zamanda Millet İttifakı Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey’i göremedik.
NOT: Girişte bizlere hükümetin zeytin ağaçlarının olduğu bölgelerde maden arama izni veren yasal düzenlemesine nazire yaparcasına Nilüfer Bostan’ın en favori ürünlerinden olan soğuk sıkım zeytinyağı armağan edildi, Nazım Hikmet’in şu dizeleri eşliğinde;
“Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin…”