Son dönemde Bursa için biçilen kimlikler arasında en baskın olanın ‘Turizm kenti Bursa’ kimliği olduğunu hepimiz iliklerimize kadar hissediyoruz.
Bence en doğru yönelimlerden biri de bu.
Fakat bu kimlik geçmiş dönemlerde öylesine ötelenmiş, öylesine yok sayılmış ki, oturtulması, yeniden vücut bulması bir o kadar zor.
AK Partili belediyelerin en sevdiğim yanlarından birinin tarihi değerlerin yeniden gün yüzüne çıkarılması ve hayatın içine sokulması konusundaki çaba olduğunu daha önce defalarca yazdığımdan hiç gocunmadan bir kez daha tekrar edebilirim. Hatta AK Parti’nin ülkeye en büyük katkısının da (yaptıkları abuk subuk restorasyon çalışmalarını hariç tutarım) tarihi dokunun gün yüzüne çıkarılması olduğuna vurgu yapabilirim.
Gel gelelim gün yüzüne çıkan, tarihi dokunun kendi kimliği ile uyumlu ürünlerle beslenmesi gerekirken, biz genellikle günümüz şehir hayatına ait mekanlarla karşılaşıyoruz Bursa’da. Üstelik Hanlar Bölgesi gibi tarihi mekanların birleşiminden oluşmuş bir ada için dahi akşam güneş battıktan, hava karardıktan sonra hiç iyi şeyler söylenmeyen şehir efsaneleri dolaşır oldu sokaklarda.
Bugün konuyla ilgili soruları yanıtlarken; “Hanlar Bölgesinde hava karardıktan sonra art niyetli kişilerin bulunduğuna yönelik ihbarlar alıyoruz” diyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bölgenin gece de yaşayan bir yer haline gelmesinin, güvenlik açısından önemine vurgu yaptı.
Elbette gecenin belli bir saatinden sonra bölgenin güvenliğini sağlamak için bekçilerin harekete geçirilmesi de mümkün olabilir bence. O kadar bekçi kadrosu boşa açılmadı değil mi?
Şehri gezmek isteyen turistleri taşıyan otobüslerin park yeri sorununu çözmek için de kollar çoktan sıvanmış.
Şehrin siluetine bir hançer gibi saplanmış olan Doğanbey TOKİ konutlarının bulunduğu alandaki otoparkın Hazineden Bursa Büyükşehir Belediyesine tahsisi istenmiş. AK Partili bir belediye olsa üç beş güne çözülecek olan tahsis meselesi 9 aylık süreçte halen çözülememiş. Anlayacağınız yine Bursa ve Bursalı cezalandırılıyor bu konuda da.
Yazımızın başında dedik ki, AK Partili belediyelerin en büyük meziyeti tarihi değerlerin gün yüzüne çıkarılmasına ön ayak olmaktı. Fakat bir de gün yüzüne çıkarılırken yüz üstü bırakılanlar varmış.
Bugün bunu da öğrenmek düştü kısmetimize.
Biliyorsunuz Bursa’nın tarihi ve turistik olarak en değerli yerlerinden biri Gölyazı. Gölyazı’nın yakınlarındaki Aktopraklık Höyüğü ise hatırlanmaya muhtaç değerlerimizin başında gelen yerlerdendir.
Bundan tam 8 yıl önce burada bir müze binası inşa eden, sonrasında bu binayı kaderine terk eden ve Bursa’nın yaklaşık 26 milyon lira zarara uğramasına neden olan da yine AK Parti belediyeleri olmuş.
Şimdilerde yeniden ele alınan Aktopraklık Höyüğü’nün, gerekli düzenlemelerin yapılmasının ardından 365 gün etkinlik yapılacak, yaşayan bir lokasyon olması için çalışıyor Bursa Büyükşehir Belediyesi.
Peki biz tüm bu bilgileri nerede öğreniyoruz?
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, dezavantajlı grupların sosyal ve ekonomik hayata daha etkin bir şekilde katılımını sağlamak, kültürlerarası etkileşim, toplumsal uyum ve kentlilik bilincini artırmak, kültürel zenginliği geleceğe taşıyarak toplumsal kalkınmayı desteklemek amacıyla uluslararası iş birliğiyle hayata geçirilen ‘Kültür, Zanaat ve Vatandaşlık Projesi’nin startını verdiği toplantıda.
Projenin startının verildiği dediysem de yanlış anlaşılmasın, zira ben konuyu biraz yanlış anlamış bulundum. Proje çoktan başlamış, startı hali hazırda verilmiş, katılımcıların katılımları ve etkinlikleri başlamış, tanıtım bugüne kalmış.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanlığı Müzeler Şube Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen ve uluslararası iş birliğiyle hayata geçirilen “Kültür zanaat ve vatandaşlık: Kültürel kaynaklar aracılığıyla sosyal ve mesleki katılımı teşvik etmek” başlıklı Erasmus+ Projesi Fransa’dan Artemisia Enstitüsü, İtalya’dan Scola Edil Meslek Edindirme Merkezi ve Letonya’dan Similtene Teknik Okulu ile ortak bir şekilde yürütülüyor. Mayıs 2024’te Fransa Ulusal Ajansı tarafından onaylanan ve Avrupa Birliği Erasmus programı çerçevesinde desteklenen proje, meslek edindirme veya eğitim projesi olmasının yanında kültürel mirası canlandırma, toplumsal uyumu artırma ve ekonomik fırsatları destekleme hedeflerini bir arada ele alıyor.
Çini sanatı ile ucundan kıyısından ilgilenmiş ve geçmişin hissiyatını bugüne taşımayı başarabildiğimiz sanatsal çalışmaların önemine bir miktar vakıf olmuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, sanata dair kültürel değerlerimiz muhafaza ile değil, yaşatarak, geliştirmek suretiyle geleceğe aktarılabilir.
Bu bakışla son derece doğru bir iş yapıldığını belirtmekte yarar var.
Aynı zamanda hatırlatalım; önümüzdeki yıl Papa Francis Hristiyanlığın ilk büyük meclisinin 1700. yılı için İznik’i ziyaret etmeyi planlıyor. Tarihi konsülün kutlamaları sırasında, Katolik ve Ortodoks liderler bir araya gelecek. Muhtemelen aynı etkinlikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Bursa’da ağırlanacak. Birçok Hristiyan hacının Türkiye’yi ziyaret etmesi beklentisi hakim. Şimdiden bu önemli gün için hazırlanmaya başlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi İznik Çinisi ile çıktığı yolculukta şehrin tarihi, turistik ve kültürel hafızasını harekete geçirmek için bundan sonra daha büyük gayret içinde olacak.