Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Türkoğlu’nun gözü Ankara’da

En son dün öğle saatlerinde aradığım İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, “Tüm samimiyetimle söylüyorum, halen net kararımı vermiş değilim. Akşama İl Yönetimi olarak bir toplantı gerçekleştirip son kararımızı çalışma arkadaşlarımla birlikte vereceğim” dedi.

Elbette siyaseten cümleler bunlar.

Türkoğlu’nun içinde milletvekilliği aşkının olduğunu, 2018 seçimlerinde ilk kez şansını denediğini ve bu şansı ilk fırsatta yeniden denemek istediğini hepimiz biliyoruz.

Fakat burada asıl soru şu; ‘o sene bu sene mi?’

Parti Genel Merkezi’nde listeler önseçimle hazırlansın düşüncesi akıllarda dolaşmıyor değil. Eğer bu ihtimal gündeme gelirse Türkoğlu’nun seçilebilecek bir sıralamada yer bulması işten bile değil. Sanırım dün yapılan Ankara ziyareti sonrası Türkoğlu’nun kulağına üflenen tatlı şarkının sözlerinde bu ihtimal gizli…

Fakat önseçim olmaz ise halihazırda iki milletvekili olan İYİ Parti’nin listesi hayli karışabilir. Bir yandan kontenjan adayların partinin güçlü olduğu Bursa’ya kaydırılması gündeme gelebilir, diğer yanda ise altılı masanın küçük ortaklarına listeden yer ayrılabilir.

Bu karmaşanın içinde İYİ Parti kaç oy alıp kaç vekil çıkarır ve Selçuk Türkoğlu listede hangi sırada kendisine yer bulur şimdiden tahmin etmek hayli güç.

Genellikle Selçuk Türkoğlu gibi siyaseti güçlü figürler listelerde orta sıralara yerleştirilir ki, çok çalışıp listeyi daha ileriye taşısınlar. Bu konuyu da konuşmuştuk geçmiş zamanda kendisiyle. Pek de esprili yaklaşmıştı yorumuma;

“Araba neden hep arkadan çekişli olsun ki, bu kez önden çekişli olsa olmaz mı?” diyerek.

Her şey bir yana Türkoğlu tüm bu riskleri göze alarak 29 Ocak tarihinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de katılımıyla yapılacak olan 3. Olağan İl Kongresinde aday olmayacağını bugün net biçimde açıkladı.

Ben kongreden sonra İYİ Parti’nin samimiyetle emrinde olacağım!” diyerek. Sonrasında da gönlünde yatan aslanın milletvekilliği olduğunu dile getirdi;

“Milletvekili adaylığı düşüncemiz var. Süreç o noktaya getirdiğinde yine oturup istişare edeceğiz” diyerek.

Türkoğlu’ndan boşalan koltuğun sahibi daha Osmangazi İlçe Kongrelerinin yapıldığı dönemden hazır. Şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadı, elbette Türkoğlu’nun kararı beklendi. Şimdiden sonrası için partinin Osmangazi geçmiş dönem ilçe başkanı Doktor Mehmet Hasanoğlu’nun adaylık açıklamasının eli kulağında diyebiliriz. Mehmet Hasanoğlu’nun karşısına ise Yüksel Ceylan’ın çıkması bekleniyor.

Siyasetin 24 saati bile çok uzun gerçekten. Bu gözler bir öğle yemeği ile yer değiştiren delege oylarını da gördü, bir saatin içinde alt üst olan listeleri de, kesin seçilecek gözüyle bakılan isimlerin üstlerinin çizildiğini de…

Bundan sonrasını bekleyip kulisleri yakın takip ederek geçirmek en iyisi olacak kanaatimce…

ERGİN SORULARI ALDI, CEVAP VERİR GİBİ YAPTI


DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat İşleri Başkanı Sadullah Ergin, elbette teşkilatlanma ve seçim hazırlıkları konusundaki icraatlarını anlatmak üzere geldi Bursa’ya, ancak Bursa basınının yapılan açıklamadan başka merak ettikleri de vardı.

Mesela altılı masada neler olduğu, mesela Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının kim olduğu, mesela Sadullah Ergin adıyla anılan geçmiş dönem olaylara Ergin’in bugünden bakışı gibi sorular dolaşıyordu kafalarda…

Tüm soruları dinledi Sadullah Ergin, verdiği cevaplarda da ne kadar mahir bir siyasetçi olduğunu ortaya koydu, kaçak güreşti.

İşte bu noktada unutulan bir şey var, Bursa basını da eski kurttur bu camiada…

Taşrada beni sıkıştırmazlar ya da üç beş cümle konuşurum mantığı buralarda geçerli olmaz.

Olmadı da…

Toplantıdan ayrılırken gazeteci arkadaşlarımın notlarına baktım; cevap vermedi, özeleştiri yapmadı, yanıtsız bıraktı… cümleleri vardı kağıtların üzerinde. Oysa AK Parti döneminin Eski Adalet Bakanlarından Sadullah Ergin uzun uzun anlatmıştı kendi anlatmak istediklerini…

Ama işte dedim ya, sorulara yanıt vermemişti.

Bendeniz de bir soru sordum kendisine;

Yargının bugün geldiği dönemiyle ilgili yorumunuz nedir?”

Ben soruma yanıt almayı başarabilen şanslı azınlıktaydım.

“Şu anda öyle bir noktadayız ki, Cumhurbaşkanı’nın talimatları ile Rahip Brunson’ın salındığı bir dönemdeyiz. Bunlar bir devlet başkanının gücünü ortaya koyan icraatlar değil. O ülkede yargının müdahaleye açık olduğunu gösteren örnekler. Burada temel bir kuvvetler ayrılığına inanmama hali söz konusu.

Bugün Türkiye’de yargının ne düzeyde olduğunu izah etmek için nefes harcamaya gerek yok.

Hukukta yargı etiği ilkeleri içerisinde bir kural var; hakimin tarafsız olması yetmez diyor. İnsanların onu tarafsız olarak algılaması da lazım. O tarafsız algısını veremiyorsanız, tarafsız davranılması kıymetli değil. Türkiye’de yargı standart dışı, tasnif dışı, ‘izahtan vareste’ diye bir kavramla açıklanacak boyuttadır. Herkes nasıl algılıyorsa öyle diyebiliriz” diyerek tarif etti bugünkü durumu Ergin.

Soruma aldığım yanıtın verdiği mutlulukla ayrıldım salondan…

HABERLER