Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Vatandaş adalet istiyor!

Büyük bir heyecanla hazırlandığımız, ülkenin dört bir yanında liderlerin mitingler düzenleyerek kendi hanelerine oy toplamaya çabaladıkları seçimde aslında neyi oylayacağımız meselesi bence en önemli konu…

‘Neyi oylayacağız?’ sorusunu soruyorum, zira bu kez seçimlerde vereceğimiz oylar, sadece milletvekili koltuklarına yeni isimlerin yerleşmesi ya da Cumhurbaşkanlığı koltuğuna başka bir ismin oturması gibi basite indirgenecek yanıtlarla anlatılacak gibi değil.

Bu kez iki farklı iradeye oy vereceğiz. Öncelikle bunun ayırdına çok iyi varmak gerekiyor.

İradelerden biri olan ve halen ülkeyi yöneten irade olan Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanlığı Sisteminin sürdürülmesinden memnun, dolayısıyla gidişatın değişmesini istemeyen fikirleri ile ön plana çıkıyor ve bu çerçeve içinde yaşanan sorunları aşacağını dile getiriyor.

Diğer bir iradenin sahibi olan Millet İttifakı ise var olan yönetim biçiminin ülkeyi tek adam yönetimine doğru ittiğini, parti devleti modelinin giderek daha fazla yerleşmeye başladığını, dolayısıyla adalete güvenin giderek azaldığını söylüyor. Tüm bunları aşmak için güçlendirilmiş parlamenter sistem uygulamasının hayata geçirilmesini, güçler ayrılığının yeniden ülke yönetiminde yerini almasını, tek elden verilen kararlara da artık veda edilmesini öneriyor.

Hangi ittifaka oy verirken ne kazanıp ne kaybedeceğimizi konuşalım istedik bugün…

Norm Haber ekranlarında yayınladığımız, hazırlıklarını ve sunuculuğunu Norm Haber Sorumlu Haber Müdürü Furkan Kahraman’ın yaptığı Aday Masası programında bahsettiğim bakış açısıyla konuk ettik İYİ Parti İkinci Bölge Birinci Sıra Milletvekili Adayı Hasan Toktaş’ı.

Neyi oyluyoruz sorusunun yanıtını çok açık bir biçimde verdi konuğumuz;

“Demokrasi noktasında bir geriye doğru gidişi mi tercih ediyoruz yoksa yüzümüzü batıya mı dönüyoruz? İşte bunu oylayacağız.”

Dün yapılan İYİ Parti mitinginden Genel Başkan Meral Akşener’in memnun ayrıldığını biliyorduk zaten. Miting öncesi Sinan Ateş’in baba evine yapılan ziyarette neler konuşulduğunu merak ettik en çok; beni bu noktada tetikleyen ise Akşener’in kürsü konuşmasında ima ettiği tehdit söylemleri oldu.

Ateş’in arkadaşlarına yönelik tehditler olduğunu ve bu tehditleri kimin yaptığını biliyoruz. Dosyadan kaybolan kağıtlar var! Şunu söyleyebilirim, bizim iktidarımız döneminde tüm ülkenin kalbini kanatan bu olayın failleri yakalanacak ve adalete teslim edilecektir” dedi Toktaş.

Yaşadığım şehirde benim için en önemli olan kısma bir türlü gelemedik aslında seçim sürecinde. Hep bir itiş kakış ve laf dalaşı içinde olmayı tercih ediyor atmosfer. Oysa yerelde durum hiç de böyle değil. Misal, İYİ Parti’nin Bursa için ne söylediği anlamlı benim için. Yaşadığım şehirde neler değişecek? Bunu bilmem lazım…

Bursa’nın sadece sorunlarını değil Türkiye’ye neler kazandırdığını da çok iyi bildiklerini belirten Toktaş benim sıklıkla dillendirdiğim bir gerçekliğe değindi ve enteresan bir biçimde en önemli vaat olarak da bu çok önemli kavramı sundu bize.

“Bursa’nın Türkiye ekonomisine kazandırdıklarının yanında aldığı pay çok düşük. Urfa’nın yatırım olarak aldığı payın onda birini alıyor Bursa. Biz Bursa’ya hak ettiği lobi faaliyetini yapmayı vaat ediyoruz. Bu şehrin iyiliği için kimin yakasına yapışılması gerekirse yakalarından tutup olması gerekenleri yaptıracağımızı vaat ediyoruz” sözü sorunların çözümündeki temel sıkıntı konusunda aynı noktada durduğumuzu gösteriyor benim için.

Defalarca yazdığım, ‘Bursa’nın lobisi yok’ vurgusu burada bir anlam kazandı bana göre.

Program esnasında değerli meslektaşım Furkan Kahraman’ın sorduğu şu soru da çok önemliydi;

‘Sahada vatandaşın sizden ilk isteği ne oluyor?’

Sorunun yanıtı biraz can acıtıcı yerden geldi;

Vatandaş bizden öncelikli olarak adalet istiyor. Biliyorlar ki, adalet olursa uğradıkları haksızlıklar karşısında kendilerini savunabilecekler, ötekileştirilmeyecekler, eşit tutulacaklar, devletin güçlü elini üzerlerinde hissedebilecekler…”

Adalet öylesine kıymetli bir kavram ki, özgürce yaşama hakkından tutun da eşit eğitim hakkına ve en önemlisi de güvenli ekonomik yatırımlara kadar pek çok konuyu etkiliyor.

Vatandaş haklı, vatandaş adalet istiyor

Adalet demişken, 14 Mayıs günü oyların korunması konusunda hazırlıklı olup olmadıklarını, son dönemlerde yayılan kaymakamlıklar kanalıyla Yüksek Seçim Kuruluna alternatif bir yapı oluşturulmaya çalışılıp çalışılmadığını ve böyle bir durum karşısında neler yapacaklarını da merak ettim doğrusu.

Sandık güvenliği konusunda ciddi hazırlıklar yaptıklarını belirtti Toktaş. Son günlerin korkutucu, seçim güvenliğini ihlale yönelik duyumları konusunda da kamu çalışanlarını uyardı ve dedi ki;

Kamu çalışanlarının kanuna aykırı emirlere direnme hakkı vardır. Ben inanıyorum ki, hiçbir kamu çalışanı devletimizi böyle bir duruma alet etmeyecektir. Biraz sabredin ve bu süreçte kanuna aykırı bir yola sapmayın, sapılmasına müsaade etmeyin…”

Önemli bir çağrı olarak değerlendiriyorum bu söylemi.

Program esnasında konuştuğumuz çok mühim başka pek çok konu da oldu elbette. İlgilenenlerin mutlaka izlemesini öneririm.

HABERLER