Şehrin sanayi bölgelerinde şöyle bir handikap mevcut, Küçük Sanayi’den çıkıp az daha KOBİ olmaya gayret eden işletmeler için uygun metrekarede üretim tesisi inşa edebilecekleri yerler çok sınırlı.
Bizde ya 300 metrekareyle yetinmek zorunda kalıyor üretici ya da 3 bin metrekareye bir anda geçerek pek çok atıl alanı olan koca bir işletmenin maliyetini üstlenmek durumunda oluyor. Olmadı bitişikteki dükkanın boşalmasını bekleyip, aradaki duvarı kaldırıp, işletmeyi büyütüp, mal sahibiyle sürekli sorun yaşayıp…
Sanırım buradaki sorunu yeterince basit özetledim.
Sorun belli, bu belirlilik hali yıllardır devam ettiğinden, konuya çözüm olacak KOBİ OSB tadında her ne yapılacaksa taliplisi de bir o kadar çok oluyor.
Fakat ne hikmetse bahsettiğim ihtiyacı karşılamaya yönelik atıldığı söylenen her adım bir biçimde çamura batıyor.
Ankara Yolu üzerindeki OTOSANSİT beklenen ilgiyi görmeyen, şehir içindeki küçük işletmelerin belirli bir bölgede toplanması amacına ulaşamayan bir girişim olarak karşımızda duruyor mesela.
Hemen ardından kurulması için kolların sıvandığı ve 2008 yılında Kestel ilçesi Çataltepe bölgesinde yapımına başlanan, ilerleyen süreçte yarıda kalan Çataltepe Sanayi Sitesi de sonu hüsran olan projelere bir diğer örnek.
Üstelik OTOSANSİT tamamlanmış bir projeyken, Çataltepe Sanayi Sitesi halen tamamlanmamış, dolayısıyla ardında mağdurlar bırakmış bir proje!
BESOB’un girişimleri ile başlayan proje her seçim döneminde çözüleceğine dair sözler verilen bir yılan hikayesi oldu Bursa için. Dile kolay, tamı tamına 16 yıldır çözülemeyen bir düğüm.
BESOB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na adayken bu düğümü çözeceğine yönelik sözler veren Fahrettin Bilgit ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adayken Çataltepe sorununu halledeceğine dair vaatleri olan Mustafa Bozbey konunun çözümü için zaman zaman girişimlerde bulunuyorlar.
Şimdilik bir yol alınmış gibi görünmüyor, Bozbey’in de altını çizdiği gibi konu çok karmaşık bir hale getirilmiş, anlayacağınız düğüm değil kördüğüm olmuş bir mesele Çataltepe konusu…
Geçtiğimiz süreçte mağduriyetlerinden kaynaklı örgütlenen ve ÇATSANDER’i kuran üyelerin haklarının teslim edilmesi noktasında görüşmeler son dönemde biraz daha hızlandı, dolayısıyla yeni gelişmeler de yaşanıyor.
Öncelikle çözüm noktasında ÇATSANDER üyeleri ne istiyor ona bakmak lazım. Bir kere üyeler güncel değerleme ile ödedikleri paraların kendilerine teslim edilmesi ile konunun kapanmasından yana değiller. ÇATSANDER Başkanvekili ve Dokumacılar Odası Başkanı Aydın Çitil’in de belirttiği gibi, arazi bedellerini kamulaştırma bedellerini alt yapı bedellerini ödeyip hak sahibi oldukları iş yerlerini almanın gayreti içindeler. Esnaf herkesin hak ettiği, parasını ödediği yeri almasını ve şehir içindeki keşmekeşten kurtulmayı istiyor.
Niyet ve temenni, bölgenin tekrar TOKİ’ye veya devletin öngördüğü güvenilir ve denetlenebilir bir kuruma verilmesi, inşaatların tamamlanması.
Konuyla ilgili 7 Kasım tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda bir toplantı gerçekleşmiş. Bu kez meselenin üzerinde hassasiyetle duran ve esnafın derdini çözdüğünde kahraman olacağını bilen isim ise AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan.
Bu toplantının sonrasında Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ın makamında 12 Aralık tarihinde bir toplantı daha gerçekleştiriliyor.
Toplantıda gündeme gelen çeşitli önerileri ve yardım taleplerini bir yana koyan ve bence esnafın hakkının teslimi konusunda da doğru bir tavır geliştiren Vali Ayyıldız; bu konuda bir çalışma yapılacağının altını çizmiş. Uzun zamandır şehrin sorunlarına eğilen bir vali profilinden uzak olduğumuz göz önüne alınırsa, bence çok kıymetli olan bir yaklaşımla geliştirilen fikir şöyle; para ödeyen herkes burada hak sahibidir ve çözüm konusunda ödediğinin karşılığını isterse bugünkü rayiç bedelle almalı ya da karşılığında değerlendirme sonrası farkını ödeyerek sanayi arsası kendisine devredilmelidir. Projenin asıl sahibi BESOB’dur ve bu projeye sahip çıkarak bir çözüm yolu üzerinde çalışmalıdır…
Aslına bakarsanız projenin yerini görmüş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, Çataltepe projesinin işlemesi hayli zor. Fakat burada şöyle bir mesele sözkonusu, işlemesi zor pek çok noktada büyük sanayi bölgeleri projelendirilip çeşitli isimlerle sanayi arsası haline dönüşen topraklar satılarak ciddi karlar elde ediliyor.
Fark edilmeden küçük esnafa böyle bir sanayi arsası elde etme şansı vermiş olan proje eğer tamamına ererse muhtemelen bölgede arsası olan sanayiciler burada üretim yapmak yerine sanayi arsasını değerlenmiş haliyle ellerinden çıkarmak isteyecektir.
Yani kendilerinden kat kat büyük sanayicilerin bir süredir Bursa’da sürdürdükleri sanayi arsası satışı işine ucundan kıyısından bulaşmış olacaklar.
Bu kez konuya karşı çıkmıyorum…
Bunun iki nedeni var; ilk olarak bölge zaten altyapısı hazırlanmış, pek çok yerde inşaata hazır hale getirilmiş bir alan, yani zaten tarım toprağı olmaktan çoktan çıkmış. Böyle bir durumda zaten ekonomik sıkıntıların pençesinde cebelleşen küçük esnafın yılladır buraya yatırdığı parasının karşılığını almasında hiçbir sorun yok bence. İkinci olarak; Çataltepe Sanayi Sitesinin hayata geçirilmesi ve yine amacına ulaşmadığının görülmesi sürekli aynı cümleleri kurup aynı girişimler için kolları sıvayıp farklı sonuçlar bekleyen yurdum insanına bir örneklem daha oluşturur umudundayım.
Kısacası; başka ülkelerin zor durumdaki vatandaşlarına, esnafına, hastasına elini uzatan, Sıcaksu bölgesine TOKİ konutları diken devletimin birkaç esnafın derdine merhem olamayacak kadar zor durumda olduğuna inanmıyorum.
Verin kardeşim yıllardır karısının kolundaki bileziği bozdurup bir yerim olsun diye buradan hisse alan küçük esnafın hakkını…
O paralar kolay mı kazanılıyor…
