Bir yanda ülkede sistemsel depremler olurken, diğer yanda gerçekten deprem tehlikesi ile burun buruna yaşayan ve bu farkındalığa yeni erişmiş Bursa’da yapılan çalışmaların sonuçları eşliğinde deprem konuşmaları peş peşe geliyor.
İlk olarak iki gün önce Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı JICA ile sürdürdüğü, Alinur Aktaş döneminde başlamış, ‘Deprem Risk Azaltma Önleme ve Planlama Projesi’nin ilk sonuçlarından bahsetmek isterim size…
Uzun emekler sonucu ortaya çıkmış bir bilimsel çalışmaya ‘pek de öyle bilmediğimiz sonuçlar yok ortada’ diyerek tepeden bakmak istemem, ancak bize sunulan kısmıyla değerlendirdiğimde, şimdiye kadar pek çok akademisyenden ve yetkili oda temsilcisinden duyduklarımızın dışında bir sonuca rastlamadım ben doğrusu.
İlk veri; Bursa’da 40-45 yaş aralığında çok sayıda eski bina mevcut.
İkinci veri; Bursa canlı fayların üzerine kurulmuş bir şehir ve bazı fay hatları şehir merkezine çok yakın.
Üçüncü veri; Bursa’da 7 ve üzeri büyüklükte bir depremin olması halinde şehir büyük hasar alacak! On binlerce binanın çökmesinden 70 binin üzerinde insanın hayatını kaybetmesinden bahsediyorum.
Bursa’da bin 400 yol yapısı mevcut. İl yollarında toplam 16 adet, ana arterlerde 49 adet yol, ‘tehlike bölgesindeki eski yol yapıları’ olarak tanımlanmış. Yapılan incelemeler sonucunda şehirdeki köprülerden 8’i yüksek, 7’si orta riskli. Elbette acilen önlem alınması gerekiyor her biri için.
İşin Bursaray kısmını saymıyorum bile…
Hasılı kelam büyük bir depremde şehir içi ulaşım iptal! Hani öyle ‘şu mahalleye girilemeyecek, bu yoldan geçilemeyecek’ gibi fikirlerin çok dışında bir yerden bir yere de ulaşılamayacak çünkü yolların ve köprülerin çökme ihtimali var!
Bursa’daki okulların durumunu zaten geçtiğimiz günlerde yazmıştık. Şöyle kabaca bir kez daha değinelim;
“İlkokul ve ortaokulların yaklaşık %45’i ve liselerin %33’ü 1990’dan önce inşa edilmişken, ilkokul ve ortaokulların yaklaşık %75’i ve liselerin %62’si 1999’dan önce inşa edilmiş. 1999’dan önce inşa edilen binalarda ilkokul ve ortaokulların %82’si, liselerin %61’i depreme dayanıklılık açısından halen denetlenmemiş!”
Depreme dayanıksız olduğunu bildiğimiz okullar dışında, ‘Depreme dayanıklılığını araştırmayalım, çünkü depreme dayanıksız çıkarsa koca okulu boşaltmamız gerekir, bu kadar öğrenciyi nereye koyacağız?’ sorusuyla kafalar meşgul olduğundan pek çok okul incelenmedi bile. Çocuklarımız okullarında Allah’a emanet…
Dedim ya, biz tablonun böyle olduğunu üç aşağı beş yukarı biliyorduk, zira depremi çok uzun zamandır konuşan, bu konuda yetkilileri çok uzun zamandır uyaran, ancak halen harekete geçilmediğini de yine çok uzun zamandır izleyen hüzünlü bir kesimin temsilcileriyiz.
Dün dündü cancağızım bugün yeni türküler söylemek lazım diyerek Osmangazi Belediyesi’nin deprem gerçeğine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdiği, Jeolog ve Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür’ün katılımıyla renklendirdiği, ‘Bursa’nın depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ adlı sempozyumuna da kulak kabarttık.
Naci Görür’ün Bursa’da söylediği en çarpıcı söz; “Biz bilimin gereğini yapsaydık bu insanlar ölmeyecekti. Bu problemi bizden sonraki nesle ihraç ediyoruz!” oldu.
İkinci önemli cümle şöyleydi; “Bursa çok kısa zamanda depreme dirençli olabilir. Para var, mühendis, yönetici, eleman var ama ne yazık ki bizde o düşünce tarzı yok!”
Üçüncü çok kritik cümle ‘biz bu işi ne kadar zamanda çözeriz?’ sorusuna yanıt veriyordu; “Siz 10 senede Bursa’yı defalarca depreme dirençli hale getirebilirsiniz. Biz İstanbul’u 25 senedir depreme dirençli hale getiremedik, ama siz 10 senede yapabilirsiniz!”
Dördüncü cümle bu işin nasıl yapılacağına ışık tutuyordu; “Bursa’yı depreme hazırlayanlar devletin birimlerini hayata geçirsin yüzde 70’i tamamlanmış olacak. Stratejik bir güzergah burası. Karayolları Bölge Müdürüne bir yazı yazılacak. Bu güzergahın şu kısmı depremin en şiddetli olduğu yerden geçmekte ve buranın yıkılacağı yönünde endişelimiz var, burası incelenmeli, denecek. Bugün bunları yapmayanların, yarın aleyhinde kullanılacak ve hepsi belge olarak mahkemeye sunulacak. Bursa’daki okulların sayısı bildirilecek ve deprem eğitimleri verilerek koordine edilerek tarafına bilgi verilecek. Bursa İl Milli Eğitim Müdürünün sana vereceği cevap aleyhine veya lehine kullanılacaktır. Bugünden itibaren başlamak kaydıyla bundan sonra sadece müteahhitlerin peşinde koşulmayacak, tüm yetkililer hesabını verecek!”
6 Şubatla birlikte şehri tetikleyen deprem üzerine konuşma seansları bununla sona erdi mi bilmek güç. Devamı gelebilir bu konuşmaların. Zaten Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın da konuşmasında; “Depremlerde yaşanan kayıpların her biri bize kısa vadede önemli dersler çıkartıyor. Üzerinden kısa bir süre geçtiğinde maalesef her şey unutuluyor. Deprem geliyor deyip ertesi gün yaşamımıza hiçbir şey yokmuş gibi devam etmememiz gerekiyor” diyor.
Çok iyi çok güzel de 1999 yılından bu yana elle tutulur gözle görülür bir iş yok Bursa’da. Kentsel dönüşüm denildi, başka bir noktaya evrildi. Bazı okulların depreme dayanıksız olduğu tespit edildi, yıkılan okulların yerine yenisi gelmedi. Aynı durum hastaneler için de geçerli oldu. Şimdi insanlar yoğun bakım için bile kuyruk bekliyor Bursa’da.
Halimiz itten beter, keyfimiz paşada yok misali yaşayıp gidiyoruz, depremin izin verdiği kadar…