Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Yerel seçimleri ilk konuşan parti BBP

Genel seçimlerin hemen ardından gelen ve sandığın rövanşı olarak da düşünebileceğimiz yerel seçimler için kolların çoktan sıvanması ve aynı tempoda çalışmaların sürmesi beklenirdi. Ancak iktidar partisi genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmanın verdiği rahatlıkla ‘ceketimi koysam seçilir’ zihniyetini çalıştırıyor bu kez. Parti daha çok ‘hangi isim hangi belediyeye’ sorusunu soruyor.

İYİ Parti malum, kendi içinde bir hesaplaşma sürecinde. Aldıkları oy oranından memnun değiller, nedenler ve sorumlular üzerinde bir tartışma yürütüyorlar, bu arada nur topu gibi bir parti içi muhalefetleri de oldu.

Her muhalefet partisi bir gün kendi partisi içindeki muhalefetin tadına varacaktır…

Ana muhalefet partisi CHP ise bugünlerde en çok konuşulan isim…

Müzmin bir parti içi muhalefet durumu yaşıyor parti, yapısı gereği. Hatta bir değil birkaç kola ayrılıyor parti yönetimine muhalefet edenler. Üstelik bir de başlayan kurultay süreci işi daha da karmaşık hale getiriyor CHP’de. Kısaca söylemek gerekirse, yerel seçimler için çalışmak şöyle dursun, kendi içlerinde ciddi bir partiye hakim olma kavgası veriyor bütün kesimler şimdilerde.

Bir yanda demokrasi yürüyüşü yapanlar, bir yanda manifesto yayınlayanlar, bir yanda partiden bir süredir uzak kalan ulusalcı kanadın dönüş manevraları, bir yanda ise ‘parti kuruluş ayarlarına dönsün, kucaklaşacağız derken eksenden kaydık’ kaygısını taşıyanlar…

Arada yaz mevsimini tatil yaparak değerlendirmeye çabalayanlar da yok değil…

Tüm bu karmaşanın içinde vatandaşa yönelik bir eylemlilik beklenemez elbette.

Bu itiş kakışın içinde yerel seçimlere yönelik Bursa’daki ilk hamlenin Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı’dan gelmesi doğrusu pek şaşırtıcı olmadı benim için.

Alfatlı deneyimli bir siyasetçi, seçimlerden sonra hem bir değerlendirme yapmak hem de basınla kurmayı başardığı yakın ilişkilerini kaybetmemek adına zaman zaman böyle toplantılar düzenliyor.

Akıllardaki soru; ‘Ekrem Alfatlı’nın yerel seçimlerde aday olma ihtimali var mı?’ sorusuydu. Ağzından hiçbir biçimde ‘yerel seçimlerde adayım’ cümlesini duymadığımız Alfatlı’nın yerel yönetimlere yönelik eleştirileri ve doğru tespitleri vardı. Seçimlere kendi logolarıyla gireceklerinin, kendi adaylarını çıkaracaklarının altını çizdikten sonra;

“Bursa’nın eksikleri var, yapılması gerekenler var, ulaşım Bursa’da önemli bir sorun. Bursa’dan bir AK Parti Genel Başkan Vekili olması, eski Sanayi Bakanının Bursa’dan olması, Bursa’ya olan hizmet akışını hızlandıracağını düşünüyorum” diyen Alfatlı’ya pek de katıldığımı söyleyemem. Zira bu şehir ne bakanlar, ne vekiller, ne abiler gördü, ancak hiçbir dönemde hak ettiği değeri göremedi ne yazık ki…

İki sorum oldu Büyük Birlik Parti Genel Başkan Yardımcısı’na; ilk sorum sivil bir anayasa ihtiyacına yönelik vurgusu üzerindendi.

Malum Büyük Birlik Partisi şu an mecliste değil, ancak anayasanın değişmesinden yana olan, hatta anayasanın değiştirilemez hükmü olan ilk dört maddesinin değişmesini isteyen HÜDAPAR mecliste. Milliyetçi terbiye ile halk olmuş bir partinin bu konudaki görüşlerini merak ettim.

Büyük Birlik Partisi’nin de bir anayasa teklifinin olduğunu belirten Ekrem Alfatlı,

Bizim için anayasanın ilk dört maddesi kırmızı çizgidir. Değiştirilmesi söz konusu değildir. Böyle bir görüşün yanında yer almamız da mümkün değildir. Zaten HÜDAPAR da bu konuda bir tasarrufu olmayacağına yönelik açıklamalar yapmıştır. Biz bu açık beyanların doğruluğuna güveniyoruz” dedi.

Bu cümleler kurulurken, HÜDAPAR ile bir birlikteliğin AK Parti tarafından yapıldığının, kendi partilerinin böyle bir birliktelikten taraf olmadığının da altını çizdi.

Görüyoruz ki, seçimden önce ne dediyse seçimden sonra da aynı noktada duruyor BBP. İstikrar önemli, sözünde durmak daha da önemli bence…

İkinci sorum ise yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan AK Partili belediye başkanları tarafından yönetilen Bursa’nın sorunlarının halen çözülemediğine dikkat çeken ve bu sorunların nasıl çözüleceğini merak eden bir yaklaşım içeriyordu.

Biraz havada kalmakla birlikte, bundan sonrasından umutlu olunduğunu anladım konuşmalardan. Yerel seçimlere yönelik en vurucu söz ise bir sürpriz beklendiği yönündeki açıklamaydı.

“Şunu görüyorum ki, Mart ayında olacak seçimlerde ciddi değişimler olacak. Özellikle Ankara ve İstanbul’da değişim olacağını düşünüyorum. Belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı yardımcısı adı altında şehir şehir gezmesi ciddi anlamda olumsuz bir sonuç verdi. Dolayısıyla yerel seçimlerin muhalefet için kötü sürpriz sonuçları olacağını düşünüyoruz!”

Kendi içindeki kurultay sürecini hızla sonlandırıp tazelenmiş kanla meydanlara çıkmaya niyet etmeyen bir CHP ise sözünü ettiğimiz, aklıma hiç getirmek istemesem de bazen ben de bu kötü sürpriz sonu düşünüyorum…

HABERLER