Yoğun akan gündem içinde değinmek istediğim iki önemli konu var. Bunlardan biri Yenişehirli vatandaşa ucuz ekmek sağlamak amacıyla kurulmuş olan YESAŞ Ekmek Fabrikası’nın mali durumuna ilişkin açıklama.
Açıklama Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel’den geldi elbette.
Ekmek fabrikasının iflasın eşiğine geldiğini belirten Özel;
“Hisselerinin yüzde 94,6’sı belediyemize ait olan YESAŞ’ın yüzde 43,6’lık hissesini belediyemizin diğer kuruluşu olan YOSAB’a devretmeyi planlamaktayız” dedi açıklamasında temel olarak.
Peki bu duruma nasıl gelindi?
Öncelikle açıklama yapılma ihtiyacının nereden doğduğu ile başlayalım.
Yenişehir’de 300 gram halk ekmeği 8 TL’den satan YESAŞ Ekmek Fabrikası’nın satılacağı iddiaları bir süredir gündemi meşgul ediyordu. Açıklama ihtiyacı bu iddiaların doğrusunu halka duyurmak adına hasıl oldu.
Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel iddiaları yalanladığı gibi ortaya atılan iddialarla belediyenin kurumsal kimliğine zarar verilmeye çalışıldığının da altını çizdi.
İddialar gerçeği yansıtmıyordu, ancak ortada acı bir gerçeklik de mevcuttu. YESAŞ son dönemde mali yapının iyi yönetilememesinden dolayı ağır bir borç yükü altına girmişti. Aslında bu soruna bir çözüm aranıyordu.
Göreve geldiğinde devraldığı belediyenin mali tablosunu şeffaf bir biçimde vatandaşlarla paylaşan Özel, YESAŞ’ın mali tablosunu şöyle özetledi;
“31 Mart 2024 itibarıyla YESAŞ’ın vergi, SGK, piyasa borçları, senetli borçları ve kıdem tazminatı borçları toplamda 15 milyonun üzerindedir. 15 Şubat, 26 Şubat ve 20 Mart 2024 tarihlerinde emekli olan personellerimizin kıdem tazminatları geçtiğimiz dönem ödenmemiştir. Toplam da 1 milyon lirayı aşkın kıdem tazminatı ödenmesi yapılması gerekirken ne yazık ki, bu içler acısı durumdan dolayı ödemeler yapılmamıştır.
YESAŞ’ın 2 milyon TL’yi geçen ciddi anlamda esnaflarımıza piyasa borçları vardır. Şirketin un tedarikçilerine olan senetli borçları toplamda 3 milyonu geçmektedir. Yeminli mali müşavirler tarafından yapılan incelemede, YESAŞ’ın Türk Ticaret Kanunu’na göre iflas konumunda olduğunu üzülerek tespit ettik. Mali olarak şirketin sürdürülebilirliğinin ciddi tehdit altına girmiş olduğunu, yapılan incelemelerden sonra maalesef görmüş olduk!”
Yapılan incelemeler sonucunda ekmeğe zam yapmanın dahi kurtarmayacağı YESAŞ için sermaye artırımına gitmek gibi bir çözüm üretilmiş.
Buradan hareketle, YESAŞ’ın Yenişehir Belediyesine ait olan yüzde 43,6’lık hissesi yine belediyenin bir kuruluşu olan YOSAB’a devredilecek. Devir işlemine rağmen, YESAŞ’ın yüzde 51’lik hissesi halen belediyede kalacak, tasarruf yetkisi yine Yenişehir Belediyesinde olacak.
Buraya kadar her şey tamamsa işin bir de teknolojiden uzak kalmaktan kaynaklı sorunlardan oluşan bölümüne değinmekte yarar var.
Şirketin üretim yapabilmesi tamamen insan gücüne dayanıyor. Takdir edersiniz ki, vatandaşa ucuz ekmek üretmek için kolları sıvamış hiçbir kurumda üretim insan gücüne dayanarak sürdürülmüyor. Ancak yeni üretim bandı oluşturmak için gereken sermaye 6 milyon lira!
İki arada bir derede kalınan süreçte ne var olan düzen sürdürülebiliniyor, ne de yeni bir düzene geçilebiliniyor. Toplam borcu 13 milyon 949 bin 871 tl olan YESAŞ için gerekli yatırım maliyeti 8 milyon lira tutarında. Dolayısıyla 21 milyon 949 bin 871 tl sermaye artırımına gitmek gerekiyor şirketi ayağa kaldırmak ve vatandaşa ucuz ekmek sunmaya devam etmek için.
Aslında olay bundan ibaret görünüyor.
Merkezi hükümetten destek alamayan, tüm belediyelerde olduğu gibi Yenişehir Belediyesi de kendi yağıyla kavrulurken kendisinden önce gelen yönetimin borçlarını ve dağıttığı düzeni toparlamak adına hamleler yapma çabasında.
Bizim derdimiz vatandaşın bir zarara uğratılıp uğratılmadığı olacak. Bu konuyu da yakından takip etmeye devam edeceğiz…
***
Kim ne destek vermiş görelim…
Hazır zarar demişken, Bursa’nın gündemini derinden sarsan ikici konumuza da gelelim o halde. Mevzu Bursaspor…
Futboldan hiç anlamam, fakat bir şehrin spor takımının o şehrin marka değeri olduğunu, hele hele bu takım şampiyonluk kupasını evine taşımış bir takımsa bu meselenin daha da önemli olduğunu bilirim. Hayli uzun zamandır çöküş döneminde Bursaspor.
İşin sportif yanı bir tarafa mali yönü de içler acısı. Pek çok girişim oldu takımı ayağa kaldırmak için ama şimdiye kadar hiçbiri kar etmedi gibi…
Sanki sihirli bir el dokundu ve takımın kalbi olan Atatürk Stadı yıkılınca tüm büyü bozuldu…
İşe duygusal bakıyorum, ben de farkındayım, spordan anlamayınca böyle oluyor.
Fakat anladığım bir şey var ki, o da hesap kitap işleri…
Konu Bursaspor’a ait benzinliğin takıma gelir sağlamak amacıyla satılması. Ama öyle böyle bir satış değil, benzinlik kulübün yönetim kurulu üyelerinden bir isme bilirkişinin belirlediği rakamın neredeyse yarısına satılıyor!
Mesele de buradan çıkıyor.
Benzinliğin güncel değerinin bilirkişinin belirlediği rakamın iki katı olduğunu söyleyenleri de dikkate alırsak, bilirkişinin biçtiği rakamın yarısına hem de kulübün yönetim kurulunda bulunan bir isme satılması çok enteresan. Çünkü mesele kıraç tarla, dağlık arazi falan değil; baya bildiğin benzinlik…
Bursa’nın sorunları ile yakından ilgilenen geçmiş dönem Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Cemil Aydın;
“Bursaspor Kulübü Sayın Başkanının ricası üzerine benzinliği alan Sayın yöneticinin şirketi hukuken hiçbir sıkıntının olmadığı bir süreçte aldığı miktar üzerinden kulübe iade etmelidir. Böylece benzinlik arazisinin plan değişikliği ruhuna uygun davranılmış olup ‘kalıcı gelir’ maksadı devam edebilir. Ayrıca ilk genel kurulda benzinlik ve varsa benzeri gayrimenkullerin satışının önüne geçecek karar alınarak satışların önü kapatılmalıdır” önerisinde bulunuyor. Son derece yerinde olan bu öneri kabul görür mü bilmiyorum, ama bu şehrin çok zengin iş adamlarının, iş dünyasının önemli temsilcilerinin olduğunu biliyorum.
Hadi bakalım, kim ne kadar destek olmuş kampanyaya görelim…