Biraz geç de olsa Yıldırım Belediye Başkanı ve AK Parti Yıldırım Belediye Başkan Adayı Oktay Yılmaz’ın proje tanıtım toplantısından bahsetmeden olmazdı.
Malum, seçim işi hesap kitap işi. Bursa’da Osmangazi ve Yıldırım’ı elinde tutan partinin büyükşehirde de seçimi kazanacağı muhakkak. Osmangazi’de Bursa’nın kozmopolit yapısının yansımasını, dolayısıyla merkez ilçelerin dışındaki yerlerden gelecek oyların seçime etkisini de ölçebilecek bir merkezi yakalıyorsunuz. Yıldırım’da ise işler biraz daha başka. Seçmen yoğunluğu itibariyle en çok seçmenin varlığını sürdürdüğü Yıldırım, Bursa’nın ilk göçleri göğüsleyen ilçesi de olduğundan burada galip gelmek ayrı bir önem arz ediyor.
AK Parti’nin Yıldırım’da uzun zamandır süren egemenliği öyle kolay kolay yıkılacak gibi değil. Yıldırım Belediye Başkanı ve AK Parti Yıldırım Belediye Başkan Adayı Oktay Yılmaz’ın proje tanıtım toplantısında hissedilen hava da bu yöndeydi.
Naim Süleymanoğlu Spor Tesisleri’nde düzenlenen proje tanıtım toplantısına basının dışında tüm Yıldırımlılar da davetliydi.
Salonun tamamının dolu olduğunu, bahçede de hatırı sayılır bir kalabalığın bulunduğunu belirtelim ve hemen hatırlatalım, tüm bunlar gösterge değil aslında. Çünkü buraya bir bardak kahve, bir tas çorba içmek, dağıtılan küçük eşantiyonlardan almak için çevre ilçelerden gelenlere dahi var.
Benim için gösterge şu, Oktay Yılmaz için kimse ‘kötüdür, vatandaşı mağdur etti, işini yapmıyor, halka sahip çıkmıyor, Yıldırım’a hizmet etmedi, kendi menfaatlerini düşündü…’ gibi cümleler kurmuyor.
Hal böyle olunca adayın güçlülüğü de ortaya çıkıyor. Mevcut başkan zaten yarışa bir sıfır önde başlar, bir de hakkında iyi konuşuluyorsa…
AK Parti’nin Yıldırım’da sürdürdüğü iddia ilçe belediye başkanlığını almaktan çok büyükşehir belediye başkanlığı için oy istemek üzerine yoğunlaşma şeklindeydi.
AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank yaptığı konuşmada; “Sandıkları patlatmaya, Yıldırım’da Oktay Yılmaz’ı, Büyükşehir’de Alinur Aktaş’ı rekor oyla seçtirmeye var mısınız?” diye soruyordu seçmene.
CHP’nin amacı da bu, büyükşehir belediye başkan adaylarına alabilecekleri kadar çok oy alma derdindeler.
İşin ilginç olan tarafı, bu kez vatandaş ilçe belediyesinde başka, büyükşehirde başka oy kullanmayı daha çok düşünür oldu. Yaşanan ekonomik sıkıntıların buradaki etkisinin büyük olduğunu, özellikle Yıldırım İlçesi gibi şehre gelen ilk göçleri göğüsleyen yerleşim noktalarında yoksulluğun daha da arttığını belirtmekte yarar var.
Geçici üç beş kuruşla baypas edilmesi zor bir yoksulluğun kokusu pek yükseklerde olan koltuklardan duyuluyor mu bilemiyorum, ama böyle giderse mağlubiyetin kokusu saracak etrafı…
Görevde olduğu 5 yıl boyunca ‘Ne varsa Yıldırım’da var’ diyen Oktay Başkan, bu kez ‘Parla Yıldırım’ markası ile yola çıktığını söyledi ve ‘Yıldırım için fazlası var’ dedi.
Ortaya da mis gibi bir şehir felsefesi koydu, Fatih’in İstanbul için söylediği “Hüner bir şehri inşa ederken, o şehirde yaşayanların gönüllerini de ihya etmektir” sözünden yola çıktığını, Yıldırım’ı Yıldırım’da yaşayanlara rağmen değil Yıldırımlılarla inşa edeceklerini söyledi.
Gel gelelim, Yıldırım, Oktay Yılmaz’ın hayalindeki gibi sokakları erguvan kokan bir ilçe değil, Yıldırım, Oktay Yılmaz’ın hayal ettiği gibi felsefesi oluşturulacak kadar mutlu bir şehir de değil. En azından henüz değil…
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz sahnede Yıldırım için hissettiklerini ve düşündüğü şehir felsefesini anlatırken kendisini dinlemek yerine eşantiyon torbalarını kapışıp çorba ve kahve içmek için yarışa giren onca insana bakınca anlıyorsunuz daha yapılacak çok iş, oluşturulacak çokça yeni bakış açısı olduğunu.
İşte tam da bu nedenle Yıldırım Belediye Başkanlığı koltuğu oturmak için seçilebilecek en zor yerlerden biri.
Önümüzdeki dönem kentsel dönüşüme çok daha büyük önem verilecek. Şimdiye kadar yapılan projelerin doğru ilerleyişinin sekteye uğramadan devam etmesi elbette ki, gönlümde yatan aslan. 30 bin yeni konut sözü verdi Yılmaz, hedefe beş yılda ulaşılırsa Yıldırım güvenli kentler arasına girebilir. Bu da Oktay Yılmaz’a çok büyük avantaj sağlar.
Yıldırım’ın en büyük avantajı uyumayan kütüphaneler. Gençlerin bir bölümünün başka ilçelerden kalkıp bu kütüphanelerde ders çalışmak için Yıldırım’a geldiğini biliyorum. Projelerin artarak devam etmesi harika olur, çünkü ilçede temelden bir değişimi sağlamak temelin doğru eğitim alması ve vizyoner bakış açısı kazanması ile mümkün olur. Kütüphaneler bunun için bir başlangıç. Yanına mahalle kreşlerini de eklemek akıllıca…
Eksiklik olarak sayabileceğim en önemli kalem ise eğlence mekanları…
Eskiden de yoktu, şimdi de yok…
Sinema, tiyatro, konser, gençlerin toplanmayı sevdikleri mekanlar arasında olduğundan adını zikrettiğim AVM gibi alanlar sosyal hayatın hareketlenmesini ve gerçekten ‘Ne varsa Yıldırım’da var’ olmasını sağlayacaktır bence.
Şehrin batısı ile doğusunun barışması ve denkleşmesi için daha çok yol yürüneceği belli…