Önümüz yerel seçim olunca, tüm yolların bir zamanlar Roma’ya çıkması gibi, tüm toplantıların sonu da belediye başkan adaylıklarına ve kimin hangi bölgeden seçilme ihtimali olduğuna yönelik tartışmalara çıkıyor.
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın her yıl düzenlediği ve portfolyo sunumunu yapan bir çocuk gibi de hem heyecanlanarak hem büyük gururla sunduğu yıllık değerlendirme toplantısı da döndü dolaştı seçimlere bağlandı.
Merak edenler için hemen söyleyelim, Bursa Hakimiyet Köşe Yazarı Namık Göz’ün sorduğu ‘Aday mısınız?’ sorusuna; “Eee… Doğal olarak adayız. Devam ediyoruz. Yıldırım’ın geleceğinden bahsediyoruz.” deyip gülerek yanıt veren Yılmaz, seçilmesi en garanti yerin Yıldırım olduğunun bilincinde ve ‘yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır’ güveniyle bir kez daha Yıldırım Belediye Başkanı Aday Adayı olduğunu beyan etti.
Malum AK Parti’de de diğer tüm siyasi partilerde olduğu gibi önce aday adayı olursunuz, sonrasında Genel Merkezin değerlendirmesi ile aday belirlenir. Oktay Yılmaz’ın keyifli duruşundan anladığım kadarıyla bu kez Parti Genel Merkezi de kendisinin Yıldırım için en iyi aday olduğu kanaatini taşıyor büyük ölçüde. Hepimizi şaşkına çevirecek bir sürpriz yaşanmazsa, AK Parti Yıldırım Belediye Başkan Adayı Oktay Yılmaz olur ve muhtemelen de seçilir.
Gelelim değerlendirme toplantısının diğer ayrıntılarına…
Malum Yıldırım Kentsel Dönüşüm projelerinin yoğun olarak yürütüldüğü, genel olarak da vatandaşın gönlünün kazanılması ile ilerlendiği belediyelerden. 11 ayrı noktada kentsel dönüşüm çalışmaları sürüyor. Bir diğer taraftan bölgenin ciddi bir mülkiyet sorunu mevcut. Plansız büyüme ile en çok karşı karşıya kalan ilçelerden olan Yıldırım için en önemli icraat, Başkan Yılmaz’ın, ‘Sessiz devrim’ olarak nitelendirdiği, yeni imar planları ile mülkiyet sorununu çözüme kavuşturma işi olmuştu.
Yeni planlar doğrultusunda şimdiye kadar 10 bin hane tapularına kavuşmuşken bu sayının çok yakında 40 bine çıkması hedefleniyor.
Doğudan batıya tek bir ana arterle bölünen ve bu ana artere alternatif güzergahlar oluşturulamadığı için sürekli ara sıcak çözümlerle idare edilmeye çalışılan Bursa trafiği şiştikçe şişiyor son yıllarda. Sonunda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da şehrin trafik sorunu olduğunu kabul etmiş ve ‘ben de aynı trafiğin içindeyim’ diyerek durumu kendince izah etmişti.
İşte konu Yıldırım için artık daha farklı bir boyuta taşınmak üzere. Çünkü, “Haşim İşçan’dan Kestel çimento fabrikasına kesintisiz gidilebilecek Ankara yoluna alternatif bir yol üretiyoruz. Çevre yolunu da Gürsu’daki yola bağlamak için çalışmalara başlayacağız. Biz bu dönem ciddi bir kamulaştırma bütçesi ayırdık, hem kentsel dönüşüm hem de yollar için. Bunu önemsiyoruz. Gelecekte Yıldırım’da ulaşım sorunu kalmayacak.” diyen Başkan Yılmaz bu konuda çok iddialı.
Üstelik fark ettiyseniz projelerde kullanılmak üzere ciddi kamulaştırma bütçeleri ayırdıklarından bahsediyor. Yani öyle vatandaşın malına mülküne kılıfına uydurarak yol yapayım, kavşak yapayım derdinde değil. Hakkını ödeyip yapacak yolunu, kavşağını…
Bence Yıldırım’ın en büyük markası ‘uyumayan kütüphene’leri…
Gençlerin bayıldığı, çocukların içinden çıkmak istemedikleri, tam da Oktay Yılmaz’ın söylediği gibi şehrin tüm bölgelerinden gelen öğrencilerin büyük keyifle yararlandıkları bu kütüphane konsepti, her ne kadar ben tecrübe etmemiş olsam da anlatıla anlatıla bitirilemiyor.
Yıldırım’da halen eksik kalan ve önümüzdeki dönem başkanlık konusunda iddialı olduğunu gördüğüm Oktay Yılmaz’ın üzerinde durmak, geliştirmek isteyeceğini düşündüğüm tek bir alan var; sanatsal, kültürel faaliyetler ve eğlence mekanları…
Elindeki tarihi ve kültürel miraslarla Başkan Yılmaz işin bu kısmını da çözerse önümüzdeki süreçte Yıldırımlılar Yıldırım’dan çıkmak istemeyebilirler…
BAHÇELİ ‘BİTTİ’ DEMEDEN BİTMEZ!
Biraz gevelememiz için önümüze atılan konulardan olduğunu düşündüğüm 50 artı 1 meselesi Cumhur İttifakı’nın birlikteliğinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıldığı şeklinde yorumlanmıştı. Ben durumu her ne kadar gündem değiştirme, kara para aklama merkezi haline dönen ülkede deveran eden olaylardan uzaklaşmamız için kendine alan açma olarak okusam da üzerinde birkaç kelam etmek isterim doğrusu.
Her şeyden önce ülkede şöyle bir genel geçer kural var ve nedense hepimiz bu kurala tabiyiz gibi geliyor bana; ‘Bahçeli bitti demeden bitmez!’ ve bu kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ‘bitti!’ demedi.
Hatta;
“Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir. Halk tarafından seçildiği ve hükümet TBMM’den güvenoyu almadığı için yönetimde istikrar ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir. Milletvekili, belediye başkanı, muhtar seçmiyoruz. Cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanı seçiyoruz. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı görüşteyiz.
Cumhurbaşkanımızın açıklamasını çarpıtıp Cumhur İttifakı etrafında dolaşanları da adam yerine bile koymayız. Bazı zeka özürlülerin, Erdoğan, Bahçeli’yi sırtından atacak mı diye yazı kaleme almaları, AK Parti ve MHP arasında sorundan bahsetmeleri alçak bir teşebbüstür. Allah’a çok çükür siyasi hayatımız boyunca, burayı dikkatle dinleyin, kendi aranızda tartışırken de cevap verin, hiç kimsenin sırtına binmedik. Hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik.
Sayın Cumhurbaşkanı ile diyaloğumuz hasbidir. Hiç kimse de aramıza giremeyecektir. Cumhur İttifakı’nda pazarlık yoktur. Cumhur İttifakı’nın devamından yanayız, hiçbir şart altında kendi adımıza söylüyorum, ittifakın bozulmasına da geçit vermeyeceğiz. Kiminle istiyorsa görüşüp temas kurmasına destek verdik. Hatta partimizden ihraç edilen bir şahısla aynı kareye girmesine içimiz acısa bile ses çıkarmadık. Sanırım herkes mesajı anladı.” sözleri derin anlamlar içeriyordu her zamanki gibi.
Bahçeli semboller ve benzetmelerle konuşma yapmayı çok sever ve partilileri de onun dilinden gayet iyi anlar. Ben de anladığım kadarıyla size kısacık özetleyeyim söylenmek istenenleri; ‘50 artı 1 iyidir, böylece kalsın, biz nasıl sizi idare ediyorsak siz de bizi idare edeceksiniz, yerimiz, ağırlığımız bellidir ve bize olan ihtiyaç da ortadadır. Kısacası bu ortaklık böylece devam edecek!’
Bu kadar gevelediğimize göre mevcut konuyu artık kapatabiliriz diye düşünüyorum…