Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Yoksulluk suçlu, suçlu mağdur doğuruyor

Ülkenin günlerdir üzerinde konuştuğu 14 yaşındaki Ahmet Minguzzi’nin İstanbul’da 15 ve 16 yaşındaki iki çocuk tarafından saldırıya uğrayıp öldürülmesi meselesini yoksulluk ve yoksullukla gelen suça teşvik cenderesinde çocukların nasıl eritildiği çerçevesinden ele almayı istiyorum.

2024 yılında hakkında suç dosyası açılan çocuk sayısını Adalet Bakanlığı Adli Destek Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanı Meral Gökkaya TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu’nda açıkladı.

Rakamlar dehşet verici, on binlerce çocuk çeşitli biçimlerde suça bulaştıkları için mahkum olmuş durumda.

Hemen paylaşalım…

Yoksulluğun etkisinin itici bir güç oluşturduğu suça sürüklenen çocukların sayısı, geçen yıl rekor seviyeye ulaştı. 2024 yılında, suç dosyası nedeniyle hakkında karar verilen çocuk sayısı 211 bin 946’ya çıktı. Çocuklarla ilgili kararların 63 bin 712’sini mahkumiyet kararları oluşturdu. Mahkum olan çocuklardan 4 bin 386’sını kız çocukları oluşturuyor.

2023 yılında ise Cumhuriyet Başsavcılıklarında çocuklarla ilgili 188 bine yakın dosya hazırlanmıştı.

Çocuklarla ilgili 2024 yılında 43 bin 128’i hapis cezası olmak üzere 63 bin 712 ceza kararı alındı. Suça sürüklendiği için hakkında, “Danışmanlık tedbiri” verilen çocuk sayısı da 51 bin 386 çocuk olarak paylaşıldı.

2024 yılında suça karışan çocukların işledikleri belirtilen suçların detayları paylaşılmadı. 2023’te ise çocuklar en çok, “Vücut dokunulmazlığına karşı suç” işledi. Vücut dokunulmazlığına karşı suç işlediği gerekçesiyle hakkında dosya açılan çocuk sayısı kayıtlara, 92 bin 621 olarak geçti. İkinci sırada ise 92 bin 621 çocuk hakkında soruşturma dosyası açılan, “Malvarlığına karşı suçlar” geldi.

2024 yılında suçların içeriğinin açıklanmaması durumun aynen devam ettiğine yönelik tahminlerimizi güçlendiriyor elbette. Bir psikolog değilim, ancak buradan baktığım tabloda dahi çocukların yaşadıkları yoksullukla paralel olarak hem kendi ekonomik durumundaki çocuklara yönelik hem de kendi ekonomik durumundan daha iyi ekonomik koşullar içindekilere yönelik saldırganlık geliştirdiklerini ve başkasının malını almayı kendilerinde hak görmeye başladıklarını söylemek mümkün.

Bu trajik tablonun içine bir de uyuşturucu illeti giriyor ki, o kısmı başka bir yazı konusu olarak ele alacağım…

CHP’nin gölge kabinesi de çocuklara yönelik ve çocukların işledikleri suçlara yönelik çalışmalarını sürdürüyor.

CHP Milli Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, TBMM Çocuğa Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonunda yaptığı konuşmada;

“Ben buradan söyleyeyim, Türkiye’nin çok değerli hâkimleri var, çok değerli savcıları var, ama adaletli karar verenleri bulmak çok kolay değil!” derken pek çok kesimin hissiyatını dile getirmekle başladı konuşmasına.

“Bunların içinde elbette beraatı hak eden kişiler vardır, muhtemelen olabilir, ama bu kadar olmaz ve sonuç itibarıyla Türkiye’de çocuklar ihmal edildiğinde, istismar edildiğinde, şiddete maruz kaldığında çocukları koruyamıyoruz ve maalesef, adalet sistemi, örneğin, 14 yaşındaki bir çocuğun düzenli olarak aynı şeyleri söylemesine rağmen, -üstelik bu çocuk engelli mesela- raporlar bu yönde olmasına rağmen ‘Ya, çok önce olmuştu, şimdi bilemeyiz o işleri falan’ deyip konuyu kapatma eğiliminde oluyor. Vekillerimizin danışmanlarıyla beraber olsak 200-300 tane dava çıkar böyle. Demek ki bir yerde sorun var!” diyerek devam etti Özçağdaş.
Sorun var, hem de çok büyük bir sorun var, daimi olarak fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddet sarmalının içinde yoğrulan çocukların bir şiddet makinesi haline gelmesi de büyük sorun, bu çocukların verdikleri zarar da sorun, bu çocukların gördükleri zarar en büyük sorun…

Yine Özçağdaş’ın konuşmasıyla devam ediyorum;

“2010’da suça sürüklenen çocuk sayısı 83.393’müş. Bugün 178. 834. On dört yılda 2 katına çıkmış, 2 katından fazla olmuş. Mağdur sayısı 76 binden 242 bine çıkmış. Bunlar devletin rakamları, TÜİK’in rakamları. Eğer on yılda suça sürüklenenler 2 kattan fazla, mağdurlar 3 katına çıkmışsa, 14 yaşında bir çocuk sokak ortasında diğer iki çocuk tarafından öldürülüyorsa ve sistem bunları koruyamıyorsa, 361 tane suça sürüklenmiş çocuk dönüp dönüp aynı şeyleri yapıyorsa her şeyi baştan düşünmeye ihtiyaç var demektir!”

Diğer komisyon üyelerinin konuşmalarını; ‘Çocuklarımız en değerli varlıklarımız… Temennimiz hiç sorun çıkmamasıdır… Çocukları yetişkinlerin yargılandığı mahkemelerden ayrı çocuk mahkemelerinde yargılanmaları için var gücümüzle çalışıyoruz… Şimdilik 46 yerde çocuk mahkememiz bulunuyor…’ kabilinden, eften püften açıklamalar şeklinde ilerliyor.

O kısımları geçiyorum ve aslında hepimizin adaletin gerçek tecellisi için hem cezaların caydırıcı olması hem de tam uygulanması talebinde olduğumuzu yinelemek istiyorum.

HABERLER