Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

‘Yuvamız yuvası olsun’

Bursa Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi Bursa’nın isteye isteye sonunda elde ettiği az sayıda yatırımdan biridir bana göre. Bu konuda 5 yıl boyunca adım atmayan Alinur Aktaş, seçim süreci kapıya dayandığında apar topar bir merkez kazandırdı Bursa’ya. İşler öylesine apar topar yapılmış ki, önce asfaltı dökülmüş tesisin, sonra asfalt kırılıp kanalizasyon boruları döşenmiş.

Artık üçüne beşine bakmayarak sevineceğiz hep birlikte, sonunda bizim Büyükşehir Belediyemizin de bir Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi var diye.

Bir sebepten dolayı açılışında göremediğim merkezi görmek ve 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü vesilesiyle üç beş satır yazmak adına katıldığım program aslında bir seferberliğin başlangıcı da olacak nitelikte.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı Veteriner Hizmetleri Şube Müdürlüğü ile Bursa Kültür AŞ işbirliğinde can dostlarımızı korumak ve onlara yuva kazandırmak amacıyla hazırlanan ‘Yuvanız yuvası olsun’ projesi güya hayvanları korumak adına çıkartılan kanunun hemen arkasından başlayan kıyımlarla birlikte evcil hayvanının sorumluluğundan kurtulmak adına sokağa terklerin de artması ile yaşanan keşmekeşin önüne geçmeyi amaçlıyor.

Cümle biraz karışık oldu.

Hemen açalım…

Hatırlarsınız günlerce sabahlara kadar süren hararetli tartışmalar eşliğinde ‘sokak hayvanları’ diye başlayan sonrasında aradan kedilerin çıkarılması ile ‘sokak köpekleri’ diye devam eden bir kıyım yasası çıkartıldı. Adına ‘Hayvanları koruma kanunu’ dendi.

İçinde hayvanları öldürmeyi de barındıran bir yasanın nasıl bir koruma sağlayacağı tartışılırken, çipli hayvanını sokağa bırakmanın 50 bin lira para cezası içereceği duyulur duyulmaz bir anda sokaklar cins kedi ve köpeklerle dolup taşmaya başladı.

Ev ortamında yaşamaya daha uyumlu yapıları ve alışkanlıkları ile sokaklarda ne yapacağını bilemeyen bu garibanların acılı hikayeleri de yük oldu omuzlarımıza.

Şimdi tüm bunlara ilaveten bambaşka bir kısırdöngünün içine düştü Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri…

Bir tür döngü mantığı ile işleyen bu kurumlar, sokaklardan aldıkları hayvanları kısırlaştırma, aşılama ve tedavilerinin ardından yaşadıkları bölgeye bırakıyordu ve yerine yeni hayvanlar alarak döngüye devam ediyordu. Bursa Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi de kısa süre içinde ayda 750 hayvan kısırlaştırma kapasitesine ulaşmıştı, hatta iş o noktaya gelmişti ki, kısırlaştıracak hayvan arama safhasına geçilmişti.

Sonra bu meşhur yasa çıktı. Kısırlaştırma için alınan hayvanlar yasa gereği bırakılamadığı için merkezin kapasitesi kısa süre içinde tam doluluğa ulaştı. Daha birkaç ay öncesine kadar aylık 750 civarında hayvan kısırlaştıran merkezin şimdiki kısırlaştırma kapasitesi 50!

Güya çıkan yasanın amacı popülasyonun artışını önlemekti. Güya çıkan yasa sayesinde sokaklarda köpek kalmayacaktı. Gelinen noktada sokaklarda köpekler çoğalmaya devam ediyor, zira kısır olmayan köpekler için yapılacak bir şey yok gibi görünüyor. Hal böyle olunca popülasyonun artışı hız kazanırken kısırlaştırma rakamlarında ciddi düşüşler yaşanıyor. Veteriner hekimler bu biçimde iki ay durmanın iki yıl geriye gitmek anlamına geldiğini söylüyor.

İşte burada ‘Yuvanız, yuvası olsun’ kampanyası ile sahiplendirmeye hız kazandırmak adına geliştirilen proje devreye giriyor. Bursa Büyükşehir Belediyesinin Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinden hayvan sahiplenenlere ücretsiz mama, aşı, tasma, köpek kulübesi, sağlık taraması ve diğer gerekli malzemeler temin edilecek bu seferberlik çerçevesinde.

Projenin tanıtımında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey; “Mecliste kabul edilen ve sokakta yaşayan can dostların uyutulmasını içeren yasayı asla insani bulmuyoruz” dedi. “Belediyeler, kamu kurumları, fabrikalar, işletmeler ve okullarımızın bu kampanyaya dâhil olması için gerekli adımları attık. Can dostlarımızı sahiplenme konusunda sadece bireyleri değil, kurumlarımızı da teşvik etmeye çalışıyoruz. Buradan bütün kurumlarımızı bir can sahiplenmeye davet ediyorum” diyerek, konuyu ailelerle sınırlı tutmak gibi bir handikaptan da kurtardı.

Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini gezdiği sırada Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 7. katında bakmak üzere bir yavru kedi sahiplenen Bozbey, kedinin adını Bursalıların koymasını istedi.

Önümüzdeki süreçte merkezde ‘koruyucu ailelik’ gibi kavramların hayata geçirilmesi için çalışmalar yapılacağını da belirten Bozbey, yasanın sebep olduğu sirkülasyon eksikliği nedeniyle yaşanan alan darlığı sorununu Orman Bölge Müdürlüğü’nden kentin batısında ve doğusunda yer talep ederek oluşturulacak doğal yaşam alanları ile aşmaya çalışacak.

Doğal yaşam alanlarında gönüllü hayvan severlerin desteğinin istenmesi de mümkün görünüyor.

Yarın Merinos AKM’de düzenlenecek yuvalandırma şenliği ile umarım Bursa’da pek çok aile can dostuyla tanışma fırsatını bulur…

 

NOT: Buraya kadar anlattıklarımın hepsi iyi hoş gelişmeler, fakat tek işimiz güzel işleri aktarmak değil. Bahsettiğim program tamı tamına bir saat 5 dakika geç başladı. Gecikmenin özel bir nedeni var mıydı bilmiyorum, ancak herkesin vaktinin kıymetli olduğunu son derece iyi bilen, insanların arasında mevki ve maddiyat ayrımı olmadan tüm emeklerin ve tüm kişilerin değerli olduğunun düşünüldüğü bir dünya görüşünü temsil eden Cumhuriyet Halk Partisi’nden gelen Bozbey için bu ayrıntının önemli olduğu kanaatindeyim. Zaman planlaması gibi kolay bir işin yapılmak istenen güzel projelere gölge düşürmemesi için konu daha fazla dikkate alınmalı fikrindeyim.

 

HABERLER