Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ‘ücretsiz gözlemsel bina değerlendirmesi’ çalışmalarına başladığına ilişkin bilgiyi dün paylaşmış, sonra da sormuştum; ‘binalara bakılıyor, peki zemin?’ diye.
Konuyla ilgili beklenen açıklama bugün geldi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Türkiye’de zemin tehlike haritalarını çıkaran ilk üç ilden birinin Bursa olduğunu açıkladı.
Açıklamada ayrıca;
“1999 Marmara depreminin ardından ‘zemin etütleri araştırma birimini kurarak’ Bursa ili Sismik Zemin Tehlike Değerlendirme Projelerini hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile imzalanan protokol kapsamında başlayan Bursa Sismik Tehlike Değerlendirmesi ve Zemin Sınıflandırması Projesi kapsamında ise ‘15 istasyon ile 9 fayın ayrı ayrı segmentlerini tespit ederek’ oluşabilecek maksimum deprem büyüklüklerini belirledi. Proje kapsamında gerçekleştirilen jeofizik ve sondaj çalışmaları sonucunda; 3 Boyutlu Anakaya Derinlik Haritası, 1/100.000 ve 1/25.000’lik jeoloji haritaları ile Sismik Tehlike Haritası hazırlandı” deniliyor.
Verilen bu yanıtlar, Jeoloji Mühendisleri Odası’nın imzalanan protokolde sahaya inmesine sebep olmadığına ilişkin çıkışın destekçileri gibi.
Kısacası Bursa Büyükşehir Belediyesi gerekli zemin incelemelerini tam ve eksiksiz yapmıştır deniliyor.
Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er’e sıralanan incelemelerle jeolojik etütlerin tamamlanmış olup olmadığını sordum.
Cevap olarak;
“Bütün araştırmaları bitirdiyseler yeni araştırmaları neden yapıyorlar? İstanbul ve Balıkesir mikro bölgeleme çalışmalarını bitireli yıllar oldu, Bursa ihaleye çıkmaya neden yeni karar verdi? Şehrimizin bina envanteri yok, aktif faylar imar planlarına işlenmedi, bu sorunlar ne zaman çözülecek? Zemin denetlemesini yapı denetim firmaları yapmıyor peki kim yapacak?” sorularıyla karşılaştım.
1855 depreminin hangi fay hatlarında olduğunun, oluşan depremin kaç büyüklüğünde olduğunun dahi bilinmediğine bir kez daha dikkat çeken Er;
“Bizi yeniden davet ediyorlar, ama parsel bazında yapılacak etütlere jeoloji mühendisleri katılmayacaksa dönmemize gerek yok” sözlerini de bir kez daha yineledi.
Önümüzdeki günlerde Jeoloji Mühendisleri Güney Marmara Şubesi’ni bir kez daha protokol masasında görebiliriz. Ancak bu kez sahaya da inmeleri kaydı şartıyla.
Açıklamada oluşturulan deprem kurulu ile ilgili bilgi de paylaşılmış.
Doğrusunu isterseniz bir basın mensubu olarak ben en kısa sürede kurulun bir toplantı düzenlenerek tanıtımının yapılmasını isterim. Aklımızda binlerce soru var, hazır muhatap da karşımızdayken soralım öyle değil mi?
******
İstanbullu sanayici taşınıyor Bursa’da da olur mu?
İstanbullu sanayicilerin deprem riski ve hayat pahalılığı nedeniyle başka şehirlere göç etmeye hazırlandıkları, civar illerden uygun arazi bakmaya başladıkları bilgileri geliyordu kulağıma da pek ihtimal vermiyordum. Meğer gerçekmiş.
İstanbul Sanayicileri ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu Başkanı Muammer Ömeroğlu, bu konuda bir açıklama yapmış ve demiş ki;
“İstanbul’da sıkışan sanayici bir yandan deprem korkusu diğer yandan enflasyonun yarattığı sorunlar nedeniyle fabrikası için Anadolu’da yeni yerler arıyor”
Üstelik taşınılması düşünülen iller arasında Konya, Sivas, Manisa ve Kütahya da yer alıyor.
Harika lokasyonlar.
Verimli tarım arazilerinin üzerinde yapılaşma ile yeni sanayi bölgeleri kurmak gibi bir plan yoksa kafalarında, sürekli dışarı göç veren bu illerde yeni işletmeler şehre canlılık getirir, bereket getirir.
Sana söylüyorum kızım, sen anla gelinim demiş eskiler…
Yani demem o ki, Bursa sanayisi için de aynı durum söz konusu.
Bir yanda dağ, bir yanda deniz, diğer yanda ova ile genişleme alanı sıkışan sanayinin ova arazisi üzerine yayılma planı yapmak yerine sanayileşmek konusunda daha mantıklı bölgeleri tercih ederek yeni iller belirlemesi hepimizin hayrına olabilir.
Böylece deprem riskini de azaltmış olurlar, şehrin morfoz obez gelişimini de engellemiş olurlar. Hatta trafik sorununa dahi çare olabilirler.
İstanbul’un sanayicisi nasıl yapıyorsa siz de aynı yöntemle ilerleyebilirsiniz.
Elinizdeki yeni sanayi bölgesi planlarını rafa kaldırıp bir de buna kafa yorun, bakalım nasıl olacak…