Denizaltı kabloları bu yılın başlarında, Yemen’deki İran destekli Husilerin İsrail, ABD ve İngiltere gemilerine yönelik saldırıları sırasında Kızıldeniz‘deki 15 kritik denizaltı kablosundan dördünün kesilmesinin ardından manşetlere taşındı.
Bunun sonucunda kamuoyunda denizaltı kablolarına ilişkin farkındalık arttı ve bu kablo ağları ABD ile Çin arasındaki jeopolitik çekişmelerin kızıştığı bir dönemde uluslararası ilişkilerde yeni bir gerilim kaynağı haline geldi.
Kabloların uzunluğu neredeyse 1,4 milyon km
Telekom piyasası araştırma şirketi TeleGeometry‘ye göre, suyun derinliklerine gömülü yüzlerce devasa telekomünikasyon kablosu yaklaşık 1,4 milyon kilometre uzunluğa yayılıyor.
Bu kablolardan bazıları, örneğin İrlanda‘yı Birleşik Krallık‘a bağlayan 131 kilometrelik CeltixConnect kablosu gibi daha kısa. Diğerleri ise 20 bin 000 kilometrelik Asia America Gateway kablosu gibi çok daha uzun mesafelere uzanıyor.
Okyanusların altına daha fazla kablo döşenecek
Video akışı ve bulut hizmetlerinin yaygınlaşmasıyla artan veri trafiği talebini yansıtacak şekilde, gezegenin dört bir yanındaki denizaltı kablolarının sayısının önümüzdeki yıllarda da artması bekleniyor.
TeleGeometry, 2024 yılı başı itibariyle verilerinin 574 aktif ve planlanan denizaltı kablosunu izlediğini söyledi.
Bu kablolar neden kritik önemde?
Denizaltı kabloları küresel internetin omurgasını oluşturuyor ve dünyanın kıtalararası veri trafiğinin yüzde 99’unu taşıyor. Akamai Labs‘ın baş teknoloji sorumlusu Andy Champagne, CNBC’ye e-posta yoluyla yaptığı açıklamada, “Başka bir kıtadaki birine e-posta gönderdiyseniz, mesajlaştıysanız ya da görüntülü sohbet ettiyseniz, muhtemelen hiç düşünmeden bir denizaltı kablosu kullanmışsınızdır” dedi.
Champagne, “Karada fiber optik kablolardan oluşan karmaşık bir fiziksel ağ ile birbirimize bağlıyken, okyanuslara daldığımızda topoloji daha zorlu hale geliyor” diye ekledi ve şöyle devam etti:
“Denizaltı kablolarını kurmak gerçekten karmaşık. Ve bir denizaltı kablosunda sorun olduğunda, onu onarmak hayati bir hale geliyor”
Kesinti olduğunda yarattıkları etki inanılmaz
Cisco‘ya ait internet izleme firması ThousandEyes‘in başkan yardımcısı ve genel müdürü Joe Vaccaro’ya göre, denizaltı kablolarını önemli kılan en önemli şey, kesintiye uğradıklarında yarattıkları etki. Vaccaro şu sözleri kaydetti:
″Sizin ve benim gibi bir vatandaş, internette sorun yaşandığında ‘denizaltı kablosu kesildi‘ demiyoruz. Onun yerine, erişmeye çalıştığımız uygulamanın birdenbire gerçekten yavaşladığı ya da kullanılamaz hale geldiği”
Vaccaro sözlerine şöyle devam etti:
”Bu kesintiler gerçekleştiğinde, sonuçta bu trafiği taşıyan temel sağlayıcılar trafiği dinamik olarak farklı rotalara kaydırmaya çalışmak zorunda kalıyor. Peki bunu yaptığınızda ne olur? Belli bir düzeyde tıkanıklık yaşandığını görürsünüz”
Büyüyen bir güvenlik riski
Denizaltı kabloları geleneksel olarak telekom taşıyıcılarına aitti ve onlar tarafından işletiliyordu. Son zamanlarda Meta, Google, Microsoft ve Amazon gibi ABD’li teknoloji devleri kendi kablolarını döşemek için önemli miktarlarda yatırım yaptılar.
2021 yılında Meta ve Google, ABD’nin Batı Kıyıları’nı Singapur ve Endonezya‘ya bağlayan iki büyük denizaltı kablosu döşemeyi planladıklarını duyurdu. Echo ve Bifrost, trans-Pasifik kablolarının bölgeler arasındaki veri kapasitesini yüzde 70 oranında artırması ve internet güvenilirliğini iyileştirmesi bekleniyor.
Meta her iki kabloya da yatırım yaparken, Google sadece Echo’yu destekliyor. Meta daha önce Afrika‘ya daha iyi internet erişimi sağlamak için 37 bin kilometre uzunluğunda bir denizaltı kablosu inşa etmeyi planladığını duyururken, Google da Afrika’yı Avrupa’ya bağlamayı amaçlayan Equiano adlı bir denizaltı kablosu üzerinde çalışıyor.
Çin riski
Wall Street Journal‘ın Mayıs ayında Dışişleri Bakanlığı’ndaki ismi açıklanmayan kaynaklara dayandırdığı haberine göre ABD’li yetkililer Google ve Meta gibi teknoloji firmalarını Pasifik bölgesindeki denizaltı kablolarının Çin tamir gemilerinin casusluğuna açık olabileceği konusunda özel olarak uyardı.
WSJ‘ye göre, uluslararası kabloların onarımına yardımcı olan devlet kontrolündeki bir Çin şirketi olan S.B. Submarine Systems, gemilerinin konumlarını radyo ve uydu izleme sistemlerinden gizliyor gibi görünüyor.
Bu arada Estonya, Çin’in iki denizaltı kablosunu kestiğinden şüphelendiği bir Çin gemisiyle ilgili soruşturmada ülkeye yardım etmesi için altı ay önce yaptığı talebe henüz yanıt vermediğini söyledi. Çin Dışişleri Bakanlığı o tarihten bu yana soruşturma konusunda Estonya ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.
Ulusal güvenlik için kritik önemde
Bu gelişmeler, su altı kablolarının ulusal güvenlik konularında nasıl bir ihtilaf kaynağı haline geldiğinin altını çiziyor. Bu ağların gönderdiği veriler, diplomatik misyonların koordinasyonu, güvenlik operasyonları ve istihbarat toplama dahil olmak üzere yüksek riskli iletişimleri içerebilir.
ABD hükümetinin endişeleri yeni değil ve geniş çapta belgelenmiş durumda.
2023 yılının Mart ayında Reuters tarafından yayınlanan bir raporda, Team Telecom adlı kurumlar arası bir komitenin, Çin casusluğuna ilişkin korkular nedeniyle herhangi bir denizaltı kablosunun ABD topraklarını Çin anakarasına veya Hong Kong‘a doğrudan bağlamasını önlemek için çalıştığı belirtilmişti.
Birçok uluslararası denizaltı kablo projesinin, veri güvenliği ve Pekin‘in genişleyen jeopolitik etkisi konusundaki endişeler nedeniyle bugün Çin‘i uzak tuttuğu görülüyor. Çin, ABD’ninkine rakip olacak kendi sualtı kablo altyapısını oluşturmak için yüz milyonlarca dolar yatırım yaptı.
Merkezi güvenlik açığı noktaları
Şu anda denizaltı kablolarının kurulum şekliyle ilgili önemli bir sorun, dünyanın tüm bölgelerini birbirine bağlayan bağlantıların internet altyapısının büyük bölümünü etkilemesi.
ThousandEye‘dan Vaccaro verdiği demeçte, “Eğer işletmeniz için dünyanın bu iki noktası arasında bağlantı sağlayabilmek kritik önem taşıyorsa, bu konumdaki tek bir kablo kesintisinin tüm büyük bulut sağlayıcıları için büyük etkileri olabileceğinin farkında olmanız gerekir” dedi.
Bu tür kritik bağlantıların kesintiye uğradığı zamanlarda, tüketicilerin bir bağlantı koptuğunda veya trafik sıkışıklığı durumunda, kullandıkları hizmetleri suçlama eğiliminde olabiliyor.
Vaccaro, belirli bölgelerde, ağ kalitesinin tutarlılığını sağlamak için firmaların dünyanın farklı bir yerinde kullandıklarından farklı bir bulut sağlayıcısı kullanmalarının performans ve görünürlük açısından mantıklı olabileceğini de sözlerine ekledi.
Kablolar zarar görürse domino etkisi yaratır
Akamai’den Champagne, “Denizaltı kablolarında unutulmaması gereken kritik nokta, denizaltından karaya geçiş yapabilecekleri yerlerle ilgili belirli gerekliliklerin olması ve bu gereklilikleri karşılayan sınırlı sayıda coğrafi nokta var” dedi.
“Bu kısıtlamaların sonucu olarak, tek bir denizaltı kablosunun kaybı, ona bağlı olan kara tabanlı ağlar üzerinde domino etkisi yaratabilir” diyen Champagne sözlerini şöyle noktaladı:
“Kesintiye uğrayan bir denizaltı kablosunun etkisi genellikle kara tabanlı bir kablonun kaybından çok daha büyüktür”
YORUMLAR