Aile Hekimleri iş bıraktı! Bursa İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem

Bursa’da aile hekimleri, Aile Hekimliği yönetmeliğine karşı bir kez daha iş bırakıyor. 6-10 Ocak tarihleri arasında iş bırakan aile hekimleri Bursa İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi.

Aile Hekimleri iş bıraktı! Bursa İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem

Haber: SİMLANUR İNCE
Kamera: MESUT ERDOĞAN

Bursa’da aile hekimleri, yeni Aile Hekimliği yönetmeliğine karşı 6-10 Ocak tarihleri arasında iş bırakıyor.

Bursa’da sağlık sendikaları bu kapsamda Bursa İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Üçüncü defa iş bıraktıklarını dile getiren BURSAHED Başkanı Zeynep Özsevimli, “Bu yönetmelikle hekimlerin yazdığı reçeteler baskı altın alınmakta ; antibiyotik, ağrı kesici ve mide ilaçları yazmamız kısıtlanmaktadır. Hastaların tıbbi durumu, ihtiyacı neyi gerektiriyorsa bizler o ilacı yazmakla yükümlüyüz. Hastasını tedavi etti diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar? Soruyoruz! Yönetmelikle, Sorumlu olduğumuz nüfus içinden 6 ay ASM’ye başvurmayan kişiler için de gelirimiz kesiliyor. Hastalarımız verdiğimiz tedavi ve önerilerimizle sağlıklı olduysa bize neden başvursun?  Yine soruyoruz: Hastasının sağlığını korudu diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar? Ey Sağlık Bakanlığı, 2025 bütçesinde de kaynakların %50’den fazlasını hastaneler ayırdığınızı gördük. Her bir kişinin yılda 12 defa doktora başvurmasıyla övündüğünüzü duyuyoruz.  Para getiren tedavi edici hizmetleri sürekli öne çıkarttınız, hastaların gerekmediği durumlarda bile 3. Basamak hastanelere, özel hastanelere gitmelerini teşvik ediyorsunuz. Herkesin her istediği zaman, istediği hastaneye başvurmasının önünde hiçbir engel yokken, yılda 7 defadan fazla hastaneye başvuran hastalarımız için aile hekimliği çalışanlarından para kesmek hangi mantığa sığar? Sevk zincirinin gerektirdiği koşulları sağlamadan, gizli bir sevk sistemine zorluyorsunuz. Aile hekimliğini amacı dışındaki iş yükü ile işlemez hale getirmişken hastaların hastaneye başvurmasını nasıl ve niçin engellememizi bekliyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

Özsevimli sözlerini şu şekilde sürdürdü:

Bakanlık yetkililerinin öve öve bitiremedikleri Hastalık Yönetim Platformu (HYP) hastaya fayda sağlamadığı gibi bizi veri giriş memuru yapmaktan başka işe yaramıyor. Yönetmelikle; Bir yandan 3500 nüfusa hizmet vermemiz, çok sayıda poliklinik yapmamız istenirken aynı zamanda kronik hastalıkları HYP sistemine girmemiz bekleniyor. HYP ye veri girişi kronik hastalık tarama ve takibi değildir. Aile hekimleri zaten yıllardır bu hastalıkların takip ve tedavisini ulusal ve uluslararası rehberlere uygun olarak yapmaktadır. Sağlık Bakanlığının ülkemiz için gelecekte önemli bir sağlık sorunu ve yükü olacak bu hastalıkların takibini sadece bir yazılım sistemine 2-3 dk lık veri girişi olarak görmesi, toplum sağlığı için endişe vericidir. Soruyoruz; Hastalarımızın bilgilerini Aile Hekimliği Bilgi Sistemi dışında başka bir programa girmemizin mantığı nedir? Hastaya faydası olmayacak bu işlemi Bakanlık bizden neden istemektedir? Bakanlık bu verileri bilimsel makale yapıp birilerini doçent profesör yapmanın peşinde midir?

“HEKİMLER VERİ TOPLAMA MEMURU DEĞİLDİR”

Özsevimli, “Açıkça söylüyoruz; Hekimler veri toplama memuru değildir. Hastaların tıbbi takibini zaten yapıyoruz, gerekli tedavileri planlıyor, önerilerde bulunuyoruz. Hastalara faydası olmayacak veri girişlerini yapmamız için bizi zorlayamazsınız. Bu yönetmelik hekimleri ve hekimler üzerinden hemşire, ebe ve sağlık emekçilerinin tamamını yukarıda anlattığımız gibi hastaya faydası olmayan hizmetler ve kriterler üzerinden puanlamaktadır. Yetmiş puanın altında puanımız olursa sözleşmemizi feshedilmektedir. Bu şekilde hekimler puan toplayan bilgisayar oyun figürlerine dönüştürülmekte, işine son verme tehdidiyle meslek bağımsızlığı ve meslek onuru ayaklar altında alınmaktadır” diyerek sözlerine devam etti.

Özsevimli şöyle devam etti:

Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği derhal geri çekilmelidir. Bakanlık birinci basamağı güçlendirmek istiyorsa daha ciddi sorunlarla uğraşmalıdır. Öncelikle ASM’leri ticarethane mantığından çıkarmalıdır. ASM’lerin giderleri Aile Hekimleri tarafından devletin verdiği cari giderden karşılanmaktadır. Aile sağlığı merkezlerine verilen cari gider içindeki elektrik su tıbbi malzeme asgari ücret giderleri enflasyon oranının kat ve kat üzerinde artarken cari gideri verilen memur enflasyonu kadar artış cari gideri birçok aile sağlığı merkezinde yapılan giderleri karşılayamaz hale getirmiştir. Birçok aile sağlığı merkezinde aile hekimleri cebinden para harcar duruma gelmiştir. Dolayısıyla aile sağlığı merkezinin finansmanı aile hekiminin üzerine yıkılmıştır. Bizler hekimiz, esnaf değiliz !Hastalarımızın sağlığından başka bir şey düşünmek zorunda bırakılmak istemiyoruz.

Aile hekimlerinin 5 talebini yineleyen Özsevimli:

“1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.

2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.

3. Aile Hekimliği’nde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri; Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren teşvik ücreti katsayısı en az iki  katı ve tavan ücreti en az üç katı  oranında artırılmalıdır.

4.Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve   sağlık emekçilerine   emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.

5. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.

Taleplerimiz sadece kendi haklarımız için değil halkımızın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için önemlidir.”

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, “Bunlar çok haklı talepler. Sağlıkta çürüme, çöküş var. Karşılanmasını istediğiniz talepler çürüme ve çöküşle ilgili. Bebek ölüm hızı gibi sağlık sistemini gösteren en büyük gösterge, azalacağına artmaya başladı. Bizde binde 9du 10’a yükseldi. Bakanlığa sorduk, 6 Şubat depremleri oldu dediler. Fakat bebek ölümlerinde artış gösteren iller 11 ilden fazla. Yenidoğan çetesi öfkemizi artırdı. 2020’den beri İstanbul’da bebek ölümleri artış gösteriyor. Haksızlıklar kabul edilemez. Emekli ve asgari ücretlerinde düşüklükler de göz önünde. Sorun kaynaklar değil, kaynakların dağıtımındaki adaletsiz tercihler. Bizim bu iktidardan kurtulup sistemi değiştirmemiz gerekir. Nitelikli bir sağlık sistemine ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir