Numan Kurtulmuş’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu konu bugünün konusu değil. Başörütüsü konusundaki yasakların on yıllar boyunca devam ettiğini biliyoruz. Maalesef CHP zihniyeti tarafından… 28 Şubat’ı 12 Eylül sürecini nasıl yüzlerce üniversite öğrencisinin kapılardan gönderildiğini. Eşim doçentti, üniversite kapısından atıldı. Türkiye’nin o zaman “ülkenin sahibi biziz” zihniyet başörütüsü konusunda despotizmini sallandırdı durdu. CHP gerçekten Kılıçdaroğlu’nun bu helalleşme konusunda samimiyse, önce CHP’nin özür dileme borcu var.
Bu iyi bir adım ama sonuçta hazırlanan yasanın metnine baktığınız, ileride olabilecek durumlar karşısında bir yasakçı… Şimdiye kadar pratikte çözülmüş olan yasağı delebilecek ifadeler var. Çünkü metinlerinde problem var. Bu anayasa teklifi geldikten sonra parlamentodaki partilerin ne tavırda olacağını göreceğiz.
Bu küresel bir sorun. Pandeminin başlangıcında çok büyük bir ekonomik bunalımın içerisine girildi. Artık bütün ülkelerin kapısına dayanılmış oldu. Bütün bunlara baktığınız zaman ekonominin tek rakamla değerlendirilmeyeceğini görmüş oluyoruz.
Türkiye burada pandeminin başından beri büyümede gaza basmayı tercih etti. Üretimini, ihracatını artırdı. 2022 yılında bütün dünya küçülürken Türkiye’de büyüme gerçekleşti.
Türkiye burada pandeminin başından beri büyümede gaza basmayı tercih etti. Üretimini, ihracatını artırdı. 2022 yılında bütün dünya küçülürken Türkiye’de büyüme gerçekleşti. Üretim girdilerinin aşırı pahalanmasıdır. Dünyada son 2-3 yıllık seyre baktığımız zaman değerli metallerin fiyatlarındaki, enerji fiyatlarındaki, gıda fiyatlarındaki artış. Dün 1 liraya ürettiğiniz hammadde bugün 2-3 liraya çıktı.
Başından itibaren hemen her hafta Bakanlar Kurulu’ndan sonra Cumhurbaşkanımız, vatandaşlarımızın alım gücünü artıracak müjdeleri açıklamaya başladı. Yine bugün açıklanan esnafa düşük faizlerle kredi verilmesi. Vergilerden vazgeçtiğimiz alanlar var. Geçtiğimiz yıl vatandaşa yansıyan faturanın 4’te 3’ünü devlet ödedi.
Memur ve işçi emeklilerinin aldıkları maaşlarda ciddi iyileştirmeler sağlanacak. Asgari ücrete gelecek zam enflasyonun üzerinde olması lazım ki vatandaş mağdur olmasın. Tersini düşünelim, fabrikaların kapandığını. Türkiye’de istihdam rakamları pandemi öncesindeki rakamlara geri döndü. Yeterli midir değil tabii ki.
Türkiye enflasyonla mücadeleyi ana mücadelelerinden biri olarak görüyor. Büyüme sürdüğü oranda bu şüphesiz vatandaşların günlük hayatına etkisi olacaktır. Enflasyon ve döviz belli bir seviyeye geldiğinde… Her atılan adım gelmekte olan iyi sonuca daha da yaklaştıracak. Ekonomi tek bir rakam üzerinden konuşulamaz. Her dönümün ekonomik koşulları da farklı konuları öne almayı zorlar. Bu kadar büyük bir nüfusa sahip olan Türkiye’nin her yıl asgari %5, %5,5 büyüme zorunluluğu vardır.
EYT DÜZENLEMESİ
Bakanlık çalışıyor. Bu yıl sonu itibariyle bir açıklama yapılır. Kabine’de bir karar verilir ve ilgili çalışma bakanımız bunu açıklar.
‘ERKENE ALINMIŞ SEÇİM’ TARTIŞMALARI
Aslında Türkiye’de erken seçim tartışmalarını kaldıran Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Yönetim sistemine geçmiş olması. Seçimin ne zaman yapılacağı bellidir. Bu tartışmanın Türkiye’nin siyaset gündeminde olması da zaman kaybıdır.
Arkadaşlarımız her şartlarda dahi, hatta online toplantılarını kaçırmadan, büyük bir fedakarlıkla çalışmalarını sürdürdüler. Sahada Türkiye’nin sorunlarının çözülmeye başladığının birer birer görüşmeyle sonuca varıldığı gözüküyor.
‘TÜRKİYE’NİN ARABULUCULUK ROLÜ HERKES TARAFINDAN TAKDİRLE KARŞILANIYOR’
Türkiye’nin Rusya-Ukrayna arasındaki arabuluculuk rolü… Herkes tarafından takdirle, ilgiyle izliyor. Bu itibarlı Türkiye. Vatandaş bunu görüyor ve büyük bir memnuniyet duyuyor.
TÜRKİYE YÜZYILI
Pandemi zamanlarında… Bu sorunları biliyoruz, en zor zamanda vatandaşımızın ayağına gittik. Vatandaşımız yine “bu sorunları çözerse siz çözersiniz, Erdoğan çözer” diyordu. Türkiye’de aslında bir siyasi partinin, başarılı olabilmesi için belirlediği hedefi gerçekleştirecek bir vizyonu olması lazımdır. Özetle şöyle diyebiliriz, yeniden güçlü büyük Türkiye.
Türkiye altyapısını tamamladı. Dış politikada bölgesel ve küresel rol belirleyen bir ülke oldu. Önümüzdeki yüzyılda farklı bir faza geçmesi gerekiyor. Türkiye rol belirleyen örnek ülkelerden olacaktır.
‘MUHAFAZAKAR DEVRİMCİ’ NE DEMEK
Yıllardır konuştuğumuz meselelerden birisi. Muhafazakarlık kavramı Türkiye’de farklı kullanılıyor. Aslında siyasette kullanılıyorsa politik muhafazakarlıktır. Halbuki Türkiye’de muhafazakarlık deyince daha çok kültürüne, inançlarına medeniyetine kültürüne bağlı insan demektir. Bunu ayırmak lazım. Politik muhafazakarlık statükoculuktur. Biz politik muhafazakar değiliz. Politik muhafazakar olan bir partinin bu kadar reformu gerçekleştirmesi mümkün olur muydu? Reformcu, devrimci bir siyasi hareketiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın alevi kardeşlerimiz ile ilgili attığı adım, büyük bir adımdır. Bizim aramıza fitne-fesat sokmaya çalışanlara engel olalım.
6’LI MASANIN ADAYI
Şahsen asla burada bir polemik olsun diye değil. Sizin önceki tespitiniz, adaydan önce yön tespitidir. Kardeşim seçim geldi. Ne zaman programınızı millete söyleyeceksiniz. Vatandaş bu belirsizliği görüyor. Bu masaya HDP destek vermezse, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı şansı kalmıyor.
Kimi adayı gösterirler bu bizim tespit edeceğimiz bir iş değildir. Rekabet de olsa bu siyasetin nezih ve fikri alanda güçlü şekilde verilmesinden yana bakıyoruz. Cumhurbaşkanımız ayın 28’inde detaylı açıklayacak. Önümüzdeki dönemin ipuçları paylaşılacak. Biz 6’lı masadaki işlere girerse kendi işimizi yapamayız.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
2015 yılıydı o zaman hükümet sözcüsüydüm. Terör örgütleri üzerinden bölgesel kendi hesaplarını görebilecek bir takım savaşlar veriyorlardır. Eğer böyle devam ederse çoktan başlamış olan 3. Dünya Savaşı hızla gelecektir” demiştim. İki kutuplu dünya sisteminin ortadan kalmasıyla birlikte dünyada bir dengesizlik söz konusudur.
Özellikle bu bölgenin ortasında güçlü bir Türkiye var. Rusya-Ukrayna arasındaki krizi iki ülke arasında değil ki. Batı ile Rusya arasında. Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki sorun da öyle.
Türkiye burada önemli bir rol icra edecektir. İnşallah Rusya-Ukrayna savaşında bir an evvel sonucun ilan edilmesi lazım. İstanbul’da bir ilave görüşmeye kalmıştı iş. Ama birileri bu barışı istemedi.
YUNANİSTAN İLE GERİLİM
Son dönemde Girit’ten Dedeağaç bölgesine kadar onlarca üs kurulduğunu görüyoruz. Sorduğunuz zaman, ‘Rusya’ya karşı kullanacağız’ diyorlar. Yunan adalarının bu kadar silahlandırılması gerilimi artıracak bir hamledir. Biz barıştan yanayız, iki ülke arasındaki çözelim isteriz. Birileri de araya girerek bunları körüklemesin. Şimdiye kadar sırtı sıvazlanarak savaşa giren hiçbir gücün başarıya ulaşamadığı ortadadır. Yunanistan aklını başına devşirmeli.
KKTC’NİN TANINMASI
Yunanistan-Türkiye ilişkileri, Kıbrıs meseleleri… ABD’nin her zaman çifte standardı uygulanmıştır. Bundan sonra artık adada iki devlet vardır. Problemi az görüldüğü ülkelerle konuşacağız. Görüşmeler yaparak KKTC’nin tanınmasını sağlayacağız. Uluslararası hukuktan bahsediyorsak Kıbrıs Adası’nın garantör devletlerinden birisi Türkiye’dir. ABD, Kıbrıs’la garantör bir ülke midir? Ne işi var o zaman orada. Güney tarafını silahlandırmak yerine iki tarafın arasındaki sorunu çözebilecek bir şeyler söylesin. Bunu anlamak istemiyorlar. Buradan oldu bitti ile Türkiye’yi nasıl caydırabiliriz diye düşünüyorlar. Kusura bakmasınlar geçmişte 1 mektupla Türkiye’yi hedeften saptırdıkları gün yoktur.”
YORUMLAR